English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pórtico

Pórtico translate Turkish

163 parallel translation
¿ Vé aquel pórtico de enfrente?
Şu kemeraltını görüyor musunuz?
Te espero en el pórtico de al lado.
Seni dükkanın karşısında bekleyeceğim.
El Hombre intenta ver a través del pórtico. Le habían enseñado que la Ley era accesible a todos.
"Kanun kapısının herkese açık olması gerekmez mi?"
El Hombre se sienta cerca del pórtico.
Kapıcının izniyle adam oracığa oturur ve beklemeye başlar..
Esa noche, salí al pórtico... pensando qué agradable sería tomar un refresco.
O malum gecede verandaya çıkmıştım. Bir çeşme olsa da, kana kana içsem diye düşünüyordum.
Antes podías sentarte en el pórtico como una persona.
Eskiden insan gibi sahanlıkta oturabiliyorduk.
No intentaré describir la impresión que nos causaron las terrazas, y sobre todo, el pórtico.
Bütün o sundurmalarıyla ve diğer bölümleriyle sütunlu girişin bizler üzerinde bıraktığı etkiyi tarif etmeye çalışacak değilim.
estaba en una silla del pórtico, así que...
Ama ben verandadaki koltuktaydım, bu yüzden...
Más tarde esa noche en el pórtico iluminado por la luna,
O gece geç saatlerde, mehtaplı verandada,
No es profundo como un pozo, ni ancho como un pórtico... -... pero es suficiente.
Hayır, bu bir kuyu kadar derin ya da kilise kapısı kadar geniş olmasa da işimi bitirir.
Podríamos dar un paseo y podrías besarme en el pórtico.
Küçük bir yürüyüşe çıkıp beni verandada öpebilirsin.
¿ Pórtico? En los labios estaría bien.
Dudaklarım bayram eder.
Todos los días durante 18 terribles meses yo fui a ese pórtico y la perra vieja no sabe mi nombre siquiera.
Lanet olası 18 ay süresince hergün, siparişler ve adımı bile bilmeyen yaşlı fahişe için o verandaya gittim.
Al volver a Isla Belle, el hogar estaba encendido... así como el techo, las paredes y el pórtico.
Belle Ada'sına geldiğimde şöminede güzel bir alev vardı damda da, duvarlarda ve veranda da.
A sus pies, abrazando la orilla contra la corriente, se arrastraba el barco pequeño y sucio, sin esperanzas, como un escarabajo avanzando lentamente por el suelo de un noble pórtico.
Ve diplerinde, yüksek bir kemeraltında sürünen tembel bir böcek gibi, akarsu kıyılarından geçen birazca kirli bir istimbotu.
Las últimas hojas rojas caen... alrededor del pórtico de las rosas.
# Düşüyor son kızıl yapraklar # Güllerle dolu verandaya
Voy a construir un pórtico aquí, para sentarme a fumar la pipa y a tomar café y ver la puesta del sol.
Sundurma yapıyorum, akşamları pipomu tüttürüp kahvemi içerken batan güneşi seyretmek için.
Construyendo su pórtico.
Sundurmasını yapıyor.
¿ Construyendo su pórtico?
Sundurmasını mı?
Bilito dijo que estaba construyendo su pórtico.
Sundurmasını yapıyormuş.
¡ EI pórtico no tiene un solo ángulo recto!
Sundurmasında bir tek doğru açı yok!
Ese es mi pórtico.
İşte oturma yerim.
El pórtico.
Kapı...
Mi padre era Lord Pórtico.
Lord Portico babamdı.
¿ La hija mayor de Pórtico?
Portico'nun büyük kızı mısın?
Sólo para la familia del bueno de Pórtico.
Bunu da sadece Portico'nun ailesi başarabilir.
Su Excelencia, soy la hija mayor de Pórtico.
Sayın Dük, Portico'nun büyük kızıyım ben.
Lo que sea por la hija de Pórtico.
Portico'nun kızı için dünyalar feda...
¿ Es un vestíbulo o un Pórtico?
Antre mi, revak mı?
¿ cuántas veces hemos dicho que deberíamos usar el pórtico?
Kaç kez "Burayı daha sık kullanmalıyız." dedik?
He estado pensando en esa vez que fuimos al motel en el campo y nos sentamos en la hamaca del pórtico toda la noche mirando al cielo.
Pansiyona gitmemizi ve bütün gece verandadaki salıncakta oturarak gökyüzünü izlememizi hatırladım.
Hay un policía en el pórtico y no se va.
Kapıda bir polis memuru var ve gitmemekte ısrarlı.
¿ Estás sosteniendo el pórtico, Ed? - Qué mujercita tienes.
Ed, veranda ne güzel olmuş.
¡ La restauró de la nave al pórtico!
Her köşesini yeniledi!
Sentado en su pórtico me dice ; ¿ Qué tal, Jefe?
Verandasında otururken bana "Nasıl gidiyor, patron?" diye soruyor.
Voy a derribar el pórtico y a construir otro. Buena suerte cuando pidas permiso al concejal.
Şu pencereden şu kurt resmine kadar olan kısmın tamamı kabile arazisi.
Esta área era, obviamente, algún tipo de pórtico de recepción para dar la bienvenida a los viajeros que llegaban a través del Stargate.
Bu alan kesinlikle yıldız geçidinden gelen yolcuları karşılamak için bir çeşit resepsiyon gibi bir yermiş.
Sabe, cuando estaba ahí atrás... noté que debajo del pórtico había algo así como una colmena.
Arka bahçede olduğum sırada verandanın çatısının altında arı kovanına benzer bir şey gördüm. - Büyük bir kovan ve beni korkutuyor.
Los pájaros tan lindos y hallé una granja de hormigas bajo el pórtico.
Kuşlar o kadar güzel ötüyor ki. Verandanın altında karınca yuvası buldum.
Bajo el pórtico.
Verandanın altına saklan.
Jesús estaba hablando en el Pórtico de Salomón en el Templo... cuando la gente se reunió a su alrededor. Cuanto tiempo vas a dejarnos en suspenso?
İsa tapınaktaki Solomon sundurmasında dolaşıyordu insanlar çevresine toplandılar.
Creando un pórtico de entrada, nos aparece la bestia Anders, que decapita a Kwan.
Bir geçit açıyor. Anders gibi bir canavar çağırıyor. O da Kwan'ın başını kesiyor.
Sabes que siempre dejamos encendida la luz del pórtico.
Bildiğin gibi, senin için daima kapının ışığını açık bırakırız.
Estaba tratando de salvar el pórtico con mi imagen cuando se derrumbó.
Dediklerine göre, üzerinde resmim olan girişi söndürmeye çalışırken sütunlardan biri üzerine çökmüş.
Solo Illirya puede abrir el pórtico.
- Kapıyı sadece Illyria açabilir. - Onu nasıl durdururuz, bir fikrin var mı?
Abre el pórtico.
Kapıyı aç.
El pórtico esta bloqueado
- Giriş engellenmiş.
Necesitamos cerrar el pórtico hacia el templo de Illirya.
Illyria'nın mabedine açılan kapıyı tamamen kapatmalıyız.
Colgado aquí en la esquina por 2 años, justo en frente de tu pórtico.
İki sene boyunca burada köşede takıldı, tam sizin sahanlığın önünde.
Una vez al año quiero sentarme en el pórtico, mirar el mata-insectos y asar malvaviscos sobre un bote de basura.
Yılda bir kere verandada oturmak, böcek kovucuyu izlemek ateşte marshmallow pişirmek istiyorun.
El pórtico es mi cuarto.
Yatak odam cam duvarlı oda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]