Translate.vc / Spanish → Turkish / Quizas
Quizas translate Turkish
77,091 parallel translation
Quizás deberían dejar que las autoridades descubran quién fue en vez de venir a apuntar con su dedo y acusar a nuestro hijo.
Belki buraya gelip oğlumuzu vandallıkla suçlayacaklarına olayı yetkililerin çözmesine izin vermeliler.
Quizás eso es lo que vio. No sé.
Belki öyle gördü, bilmiyorum.
Quizás es esa soledad cuando crees que nadie te ve realmente.
Belki kimse anlamıyor dediğin türden bir yalnızlık.
Si algo hubiese sido diferente en algún momento quizás nada de esto habría sucedido.
Tek bir şey farklı gitseydi belki bunların hiçbiri olmazdı.
Bueno, creo que está bien si no quieres, pero quizás deberías darle una oportunidad.
Gitmek istemiyorsan önemli değil ama bence bir şans vermelisin.
No lo sé. Quizás todavía tenga algunas.
Bilmiyorum, birkaçını saklıyor olabilirim.
Quizás.
Belki.
Acepto un quizás.
Belkiyle yetinirim.
Quizás estoy loco, pero no estoy tan loco.
Deli olabilirim ama o kadar da değilim.
¿ Quizás si te ayudo?
Biraz yardım etsem?
Quizás más tarde.
Belki sonra.
Pensé que quizás...
Sandım ki...
Pensé que quizás estabas enamorado de ella.
Ona âşık olduğunu sandım.
Quizás si no le ocultaras tantos secretos...
Belki ondan bu kadar sır saklamasaydın...
Quizás ayudé a que sucediera, pero sabía que ibas a querer esas cintas de regreso.
Belki biraz hızlandırdım ama er ya da geç kasetleri geri isteyeceğini biliyordum.
Quizás por eso dejé de escribir y, a la larga, empecé a hacer grabaciones.
Belki de bu yüzden yazmayı bırakıp sonunda kaset doldurmaya başladım.
Quizás.
Olabilir.
Bueno, quizás podríamos hacer que Hannah colabore.
Hannah'dan da katkıda bulunmasını isteyebiliriz...
Dice que va a hacer algo, quizás aquí en la escuela.
Bir şey yapacağını söylüyor, belki okulda.
Quizás me estaba juntando con la gente equivocada.
Belki yanlış insanlarla takılıyordum.
Quizás podía empezar de nuevo con la persona indicada.
Belki doğru insanla yeniden başlayabilirdim.
Quizás el resto también lo fue.
Belki geri kalanı da doğrudur.
Justin dijo que quizás tengas algo de hierba.
Justin sende ot olabileceğini söyledi.
Si hubiera sabido lo que pasaría lo que esa noche me reservaba quizás nunca habría entrado por esa puerta.
Neler olacağını, o gece yaşanacakları bilseydim belki de o kapıdan asla girmezdim.
Te pueden hacer creer que quizás todo es posible.
Sizi her şeyin mümkün olabileceğine inandırıyorlar.
Quizás sí que encajas después de todo.
Belki de uyum sağlayabilirim, dersiniz.
Quizás pueda compensarte por ello.
Belki telafi ederim.
Quizás, si tienes suerte.
Şanslıysan belki.
Quizás si esta chica no hubiera tomado tanto, lo que sucedió luego nunca habría pasado.
Belki bu kız o kadar içmemiş olsaydı sonrasında olanlar asla yaşanmazdı.
¿ Quizás nos interroguen?
Davaya çağrılabilirmişiz.
Mira, quizás no sea nada pero el año pasado, a finales del año, recibimos una nota anónima para mí, para la clase.
Bak, pek önemli olmayabilir ama geçen yılın sonunda bana ve bütün sınıfa isimsiz bir not bırakılmıştı.
Por la demanda, por los chicos y a menos que alguien te pregunte, quizás sería mejor no decir nada sobre esto.
Dava için, çocuklar için... Ayrıca biri sormadıkça bunu paylaşmasak daha iyi olur.
Quizás hasta haya un mensaje del más allá.
Belki öbür taraftan bir mesajın bile vardır.
Quizás sí.
Belki de vardır.
Quizás no sea nada para preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
O quizás no tienes ninguna idea.
Belki de hiçbir fikrin yoktur.
No sé, quizás pueda explicarle por teléfono.
Ne bileyim, onu arayıp telefonda açıklayabilirim.
Quizás espera evitarlo todo.
Belki yakayı sıyırmayı umuyordur.
Zach, solo eres un idiota engreído que hace cosas crueles y estúpidas aunque quizás tengas un corazón decente.
Zach, sen de özünde iyi olsan da zalimce ve saçma şeyler yapan ayrıcalıklı bir aptalsın.
Pensé que quizás podías ayudarme a entender lo que significa.
- Anlıyorum. - Belki ne anlama geldiğini anlamama yardım edebilirsin diye düşündüm.
Bueno... Si no me lo dices a mí, quizás sí a los abogados.
O zaman bana söylemezsen belki avukatlara söylersin.
Sí, quizás lo hice.
Evet, olabilir.
Pensé que quizás podría olvidar lo que sucedió.
Yaşananları unutabileceğimi sandım.
Lo había sacado todo y por un minuto, solo uno sentí que quizás podía vencer esto.
İçimi dökmüştüm ve bir an, sadece bir an, bunu yenebileceğimi hissettim.
Quizás lastimé sus sentimientos un poco.
Hannah'nın kalbini kırmış olabilirim. Yani biraz.
Un destello de luz, y crees, quizás...
Bir umut ışığı belirdi ve düşündüm ki belki...
Quizás no piense eso en un minuto.
Birazdan öyle düşünmeyebilirsiniz.
¿ Quizás tomaste una decisión?
Acaba bu kendi kararın mıydı?
Quizás lo permitiste y cambiaste de opinión.
Razı oldun, sonra fikrin değişti?
Creo que quizás ahora paramos esta conversación.
Bence şu anda bu konuşmaya bir nokta koysak iyi olur.
Quizás finalmente alcanzó los límites de su habilidad física para luchar.
Belki de direnecek kadar bedensel kuvveti artık kendinde bulamadı.