Translate.vc / Spanish → Turkish / Range
Range translate Turkish
268 parallel translation
Canta algo fiable, como "Home on the Range".
"Home on the Range" gibi sağlam bir şarkı söyle.
No cantaré ésa.
"Home on the Range" falan söylemem.
- ¿ Trajeron todas las de North Range?
- Hepsi Kuzey Cins mi? - Evet efendim.
- Yo creo que van a las montañas Mogollon.
- Mogollon Range gibi geliyor bana.
Voy a cantar una canción de "Free Red Range".
"Özgür Kırmızı Öfke" nin bir kısmını söyleyeceğim sadece.
He vendido mi negocio de aperos de labranza en Shonkin range y quiero comprar un pequeño rancho.
Yakın zamanda, Shonkin alanında, bir aile ile iş yaptım ve küçük bir çiftlik satın almayı düşünüyorum.
De hecho, uno de los fósiles de Flinders Range... sugiere que tales colonias existían hace 650 millones de años.
Gerçekte ise, Flinders Sıradağları'nda bulunan fosillerden birine göre bu kolonilerin 650 milyon yıl önce var olduğu ortaya çıkmıştır.
Se piensa que la impresión en esta roca es de una bolsa de gas de tal colonia de pólipos, que fue arrastrada hasta la costa y encalló en las playas arenosas... que hoy forman las areniscas de Flinders Range.
Kayadaki bu izin böyle bir polip kolonisinin gaz bölmesi olduğu düşünülmektedir. Flinders Sıradağları'ndaki bugünkü kumtaşlarını oluşturan kumlu sahillere denizden uzaklaşarak savrulmuş.
La noche pasada, tres estudiantes desaparecieron y ahora ese viciado de Logan?
Dün gece range rover süren 3 öğrencinin kaybolması. Şimdide bu Logan pezevengi.
Dave se ha ido a Brooks Range.
Dave Brooks Range'i gezmeye gitti.
"Home, home on the range" Mi hogar, mi hogar de las montañas,
Home, home on the range.
Tengo un Range Rover... y me siento más seguro si está en un lugar visible.
Range Rover kullanıyordum... görünür bir yere koyunca güvende hissediyorum.
¡ Mi Range Rover!
Benim atış saham!
¡ Mi Range Rover!
Avlu! Kahretsin!
¡ Fue mi nuevo Range Rover!
benim yeni cipim.
En este momento tengo 600 pelotas de golf que traje del driving range guardadas en el baúl del auto.
Şu anda, 600 tane golf topu arabamın bagajında bizi bekliyor.
- ¿ Y el Range Rover? - Vámonos.
Range Rover, Land Cruiser?
Iba en el Range Rover de Sandra.
Sandra'nın arabasını kullanıyordu.
¿ Mira hijo, por qué no vuelves a tu Range Rover?
O araba ne? Range Rover mı?
- ¿ Por qué no vuelves a tu Range Rover? - No eres mi papá.
Neden Range Rover'ına dönmüyorsun, evlat?
Dos oficiales anotaron la patente de tu Range Rover, el cual estaba estacionado cerca de la escena del crimen.
Devriye gezen polisler... olay yerinin yakınlarında park halinde duran bir... Range Rover'ın plakasını almışlar.
Por ejemplo que yo acompañé... a los oficiales que reportaron la placa de tu Range Rover. Volvimos hacia La Perla.
Örneğin, o gün senin Range Rover'ının plakasını alan iki polis memuruyla görüştüm.
- Westside Range. Hasta luego.
- Batı Yakası Poligonu'nda.
Como "homo a fuego lento".
Ah, şu "Homo on the range" pornosundaki gibi.
De igual forma, después, podemos ir al Driving Range.
Neyse sonra da yarıla gideriz...
Vas a sobresaltarte cada vez que oigas una Range Rover.
Her Range Rover duyuşunda ürkeceksin.
- ¡ Vende el maldito Range Rover!
- O aptal Range Rover'ını sat!
"Range Rover de Sunland".
Range Rover mı?
No salgas y compres una Range Rover cuando estás viviendo con tu mamá.
Annenle yaşarken dışarı çıkıpta bir Range Rover almazsın.
La rubia, estatura media, un Range Rover.
Sarı saçlı, orta boylu. Range Rover'ı var.
Miller trabajó en verano en minas en un campo de hierro en Minnesota, manipulando explosivos.
Miller yazları Minnesota'daki Iron Range madeninde,... patlayıcılarla çalışmış.
Bueno, está lo de la casa modelo, lo de Tijuana y una historia con el Range Rover en el I-MAX.
Şu model ev meselesi var, Tijuana olayı. Sonra Imax sinemasındaki Range Rover faciası var.
Tengo el Range Rover de mi madre.
Annemin Range Rover'ı var.
Algunos chicos acaban de redecorar un Range Rover.
Elemanın biri Range Rover getirmiş.
Con un Range Rover amarillo en la puerta.
Cırtlak sarı bir Range Rover'la.
- Busca el Range Rover amarillo.
- O sarı Range Rover'ı ara.
¿ El del Range Rover amarillo?
Sarı Range Rover?
Pero detrás de la diversión y juegos y Range Rover, Billy estaba amargado porque nunca lideró nuestro grupo.
Ama tüm bunların altında Billy buruktu, çünkü asla bzim firmayı yürütmek zorunda kalmadı.
No todo el mundo tiene una inmensa piscina en su patio de atrás, ni va a un colegio privado, ni conduce un Range Rover.
Herkesin sınırsız havuzu yok. Herkes, özel okula gidip Range Rover kullanmıyor.
- Un mono. Me encantan los nuevos Range Rover.
Yeni Range Roverlar için delirdiğimi söylemeliyim.
Oye holgazán saca tu trasero de mi camioneta.
Hey. Bam. Çek kıçını Range Rover dan.
Una Range Rover plateada con techo corredizo.
Gümüş rengi Range Rover. Üstü açık.
Range Rover plateada, con techo corredizo, el cuarto auto detrás del líder.
Gümüş rengi Range Rover, üstü açık, baştan dördüncü.
Había oído música folk antes de dejar Iron Range.
Demir Madenleri Bölgesi'nden ayrılmadan önce folk müzik dinlemiştim.
Me había olvidado de Iron Range, donde crecí.
Büyüdüğüm yer olan Demir Madeni bölgesini unutmuştum.
Fue un Jeep o un Range Rover, algo así.
Bir Jeep veya Range Rover veya öyle bir şeydi.
Su esposa cree haber visto a alguien en un Range Rover.
Karısı Range Rover'lı birini gördüğünü sanıyor.
Lo siento, pero es que por aquí sería mejor si fuera otro tipo de auto.
Bu taraflarda Range Rover'sız birini görse çok daha fazla işe yarardı.
A las 22 horas, matrícula 445 RP50, ¿ le sirve?
Range Rover plaka kodu : 445 RP-50 yeter mi?
Se llevan un Range Rover a remolque.
Bakın, Range Rover'ı çekiyorlar.
Eres débil cuerpo a cuerpo.
You are a puppeteer who favors medium to long range battles. senin yakın dövüşte zayıf olduğundan kuşkuluyum.