English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Razòn

Razòn translate Turkish

60 parallel translation
Tiene razòn, Trelawney, nosotros también podríamos llevar.
İşte akla yatkın bir şeyler, Trelawney, ders çıkarabileceğimiz türden hem de.
Pero para romperla guiada por la razòn.
Ama onu mantıklı sebeplerle bozmanı istiyordum.
Tiene razòn, pero para nosotros el ejército es un modo de vida.
Şahsen bunu tercih ederdim. Ama bizler için askerlik yaşam biçimidir.
- Cariño, tiene razòn.
- Onun haklı olduğunu biliyorsun sevgilim.
- Siempre tiene razòn.
- O her zaman haklı.
Tadaeusz tiene razòn.
Tadaeusz haklı.
Espero que tenga razòn, aunque sòlo sea un poco.
Umarım haklısındır, azıcık da olsa.
Coronel, tiene razòn.
Albay haklısınız.
- Nosotros, con razòn o sin ella.
- Ülkemiz, haklı ya da haksız.
- Sí, papà tiene razòn.
- Evet, bence babam haklı.
Tiene razòn.
Haklı.
¿ Habéis causado todos estos problemas para que os den la razòn?
Bunun için mi sorun yarattın, kızını tehlikeye attın?
Tienes razòn, querida.
Haklısın hayatım.
Ahí tienes razòn, Makovan.
Orada haklısın Makovan.
Puede que tengan toda la razòn.
Çok da haklı olabilirler.
Mendel tiene razòn.
Mendel haklı.
Usted tiene razòn.
Haklıydın.
- Seguro que tiene razòn.
- Eminim haklısınızdır.
Tienes razòn.
İnanamam.
Tienes razòn.
Çok haklısın.
Tiene razòn.
Haklısın.
Igual tienen razòn.
Haklı olabilirler.
Tiene razòn.
Doğru.
No me importa si tengo razòn o no.
Haklı ya da haksız olmam umurumda değil.
No està mal tener razòn.
Peki, haklı olmak hoşuma gidiyor.
Puede que tengas razòn.
Hayır, belki de haklısın.
Probablemente su razòn sea, ser promovido a Inspector el està a cargo del caso y fuè el quien organizó este arreglo para nosotros.
Muhtemelen bu sebepten müfettişliğe terfi etti. Bu davada görevde ve bizim konaklamamızı da organize eden kişi.
Sabìa que entrarías en razòn.
Aklının başına geleceğini biliyordum.
Cuando tu naciste, Doug encontró una razòn para vivir.
Sen doğduğunda Doug yaşamak için bir sebep bulmuş oldu.
Hay una razòn para ésto.
- Bunun bir sebebi var.
Èl hombre tiene razòn.
Adam haklı olabilir.
No creo que haya perdido la razòn, pero no es fácil estar ahí esperando a que te cuelguen.
Aklını kaçırdığını sanmıyorum, ama hücrede oturup asılmayı beklemek kolay değil.
Tienes razòn.
Haklıymışsın.
La chica tiene razòn.
Doğru söylüyor.
Toda mi vida, estuvo deprimida sin razòn.
Hayatım boyunca nedensiz depresyondaydı.
Tienes razòn.
Sanırım haklısın.
Tienes razòn.
Haklısın.
Mamà, tienes toda la razòn.
Anne, kesinlikle haklısın.
Tienes razòn, mamà.
Haklısın anne.
Si Khaled puede hacer su trabajo, no hay razòn para que Alim no pueda.
Khaled görevini yapabiliyorsa, Alim'in de yapamaması için bir sebep yok.
Supongo que hay una buena razòn para que nos hayan llamado, no?
Buraya sürüklenmemizin iyi bir sebebi olduğunu varsayıyorum.
- Tienes razòn, resuelvelo tu.
- Haklısın bunu sen çıkarttın.
Tienes razòn, como un maestro va a saber lo que es un diagrama.
Haklısın, bir öğretmen bile bu diyagramı çözemiyorsa...
Esa es la razòn por que nosotros sobrevivimos y ustedes son unos perdedores.
İşte bu yüzden biz yaşıyoruz, ve bu yüzden siz kaybediyorsunuz.
Bueno, puede que el chico tenga razòn.
- Florm? - Çocuk haklı olabilir. Patlamaya başladı.
Tienes razòn.
Doğru.
- Tiene razòn.
- Bence haklı.
Tenìas razòn.
Sen haklıydın.
Bueno, debe tener razòn.
Şey, haklı olabilirsin.
Tiene razòn.
Hayır annen haklı.
Tienes razòn.
Haklısın. Bu mükemmel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]