Translate.vc / Spanish → Turkish / Rd
Rd translate Turkish
174,731 parallel translation
Si no hubiera perdido a esos huérfanos, ahora mismo tendría un ascenso.
O yetimleri kaybetmeseydim hemen şimdi terfi alırdım.
¿ Él no sabe por qué sus trabajadores son tan dóciles?
Çalışanlarını nasıl uysallaştırdığını bilmiyor mu sahiden?
Gracias por tu tiempo, Señor.
Vakit ayırdığınız için sağ olun Efendim.
¿ Intentando huir?
Hayırdır, kaçmaya mı çalışıyorsunuz?
Si hubieseis ido a mi colegio, habríais aprendido a escuchar a escondidas.
Benim okulumda gizlice dinleme dersinden kalırdınız.
Sueña que muerde algo. ¿ Por qué?
Rüyasında bir şeyler ısırdığını görüyor. Niye ki?
Sufrió unos cambios.
O kısımları çıkarttırdım.
- Porque rompiste tus anteojos.
- Gözlüğünü kırdığın için.
Una vez más, la loca de la causalidad se ve enredada en la conspiración de nuestro enemigo. Espera, ¿ yo?
Nedenselliğin ahmaklığı yine kendini düşmanımızın komplosuna bulaştırdı.
Luego un día, me liberaron y me engañaron dejándome en otra.
Sonra bir gün serbest bırakıldım. Başka biri kandırdı.
En mis días más solitarios, intentaba soplarles y darles vida a mis animales y muñecas.
Yalnız kaldığım zamanlarda hayvanlarıma ve oyuncaklarıma can vermeye çalışırdım.
Tendría mucho cuidado de no volver a mencionar a mi hija.
Ben olsam kızımdan bahsetmekten sakınırdım.
La terrible Dra. Grimm, vivía en una chimenea, robándose a la gente de la calle para alimentar a su máquina.
Korkunç Dr. Grimm bir fabrika bacasında yaşardı. Makinesini beslemek için yoldaki insanları kaçırırdı.
Esas historias tenían el propósito de asustarnos para que nos portáramos bien, solo que a mí me hicieron portarme mal.
Bu hikâyeler iyi olalım diye uydurulmuştu. Beni sadece kötü biri olmaktan sakındırdılar.
Yo también lo pensé. Pero me llamaron para que regresara.
Ben de öyle ama tekrar çağırdılar.
Pero... siempre... siempre me atrapaban.
Ama hep yakalanırdım.
Que rechinaba.
Gıcırdıyordu.
Y yo creyendo que solo prestaba atención en educación física.
Ben de sadece spor salonları dikkatini çeker sanırdım.
En mi experiencia, Cassie, puedes atravesar una puerta en un arresto rutinario, y antes de darte cuenta, un idiota con una pistola de treinta dólares de Sears Roebucks te hará un corte de pelo o termina contigo.
Deneyimlerime göre Cassie sıradan baskında kapıyı kırdığında sen farkında olmadan elinde 30 dolarlık mantar tabancası olan bir aptal ya seni soymaya çalışır ya da oradan hızla uzaklaşır.
Me encanta el arte.
Sanata bayılırdım.
Yo estaba dispuesto a ignorar su pequeños robos.
Tatlı hırsızlığını görmezden gelmeye hazırdım.
Todavía se iba a terminar con el mismo resultado.
Yine de aynı sonuca ulaşırdınız.
No es que no disfrute con los borrachos de San Antone, pero, ¿ por qué me has traído aquí?
San Antone'un sarhoş göt verenlerini sevmediğimden değil de. Beni neden buraya çağırdın?
No, en serio. ¿ Por qué llamaste?
Gerçekten, beni niye çağırdın?
La cabina del DJ está ahí detrás, es probable es que él fuera quien más tiempo pasó con ella.
DJ standı arkada, Yvonne'la herkesten çok o takılırdı.
Se la ve en un vídeo agrediendo a Yvonne Fallon unas horas antes de que fuera asesinada.
Öldürülmeden saatler önce Yvonne Fallon'a saldırdığınız bir video görüntüsü var.
Y perdió la cabeza.
Aklını kaçırdın.
¿ Crees que no he buscado?
Araştırmadığımı mı sanıyorsun? Hayır, araştırdığına eminim.
Le agradezco tomarse el tiempo, Sr. embajador.
Zaman ayırdığınıza memnun oldum, sayın Büyükelçi.
Detective Babineaux. ¿ Me han llamado?
Dedektif Babineaux. Beni mi çağırdınız?
Entonces ¿ por qué la eliminaste de Facebook la noche antes de ser asesinada?
O zaman neden o öldürülmeden önceki gece Facebook'tan arkadaşlığınızı kaldırdın?
Gracias por su tiempo.
Zaman ayırdığınız için sağ olun.
Discutíamos mucho, así que no estoy muy seguro de qué vez fue.
Çok tartışırdık bu yüzden bunun hangi anı olduğunu bilmiyorum.
Dejabas a tu hermano dentro del baño y te lo encontrabas vagando fuera, y cuando empezó a decir lo de las voces, las visiones, dijeron que estaba enfermo.
Kardeşini banyoda yalnız bırakırdın, sonra da dışarıda gezerken bulurdun. İnsanlara duyduğu sesleri ve gördüğü şeyleri söylediğinde de hasta olduğunu düşündüler.
Lo encerraron y tú no dijiste nada.
Onu hastaneye kaldırdılar ve sen hiçbir şey söylemedin.
Skaikru nos ha vuelto a deshonrar.
Skaikru bizi yine onursuzlandırdı.
Intentamos ayudar, pero al final, tuvimos que separar nuestros caminos.
Ona yardım etmeye çalıştık ama, nihayetinde yollarımızı ayırdık.
Conocía a Jim.
Jim'i tanırdım.
Ya sabes que siempre estoy persiguiendo el rumor sobre quién mueve qué y a dónde.
- Biraz lakırdı. Bilirsin, kim, nereye, ne taşıyor fısıltılarına kulak kabartırım.
He convencido a la policía que no había ninguna.
Polisleri görüntü olmadığına inandırdım.
¿ De verdad cree que me pondría esto en en el brazo y deshonraría su sacrificio dando información clasificada a terroristas?
Bunu koluma, gizli istihbaratı teröristlere verip onun... fedakarlığını hiçe sayarak yaptırdığımı gerçekten düşünüyor musunuz?
Algo no encaja.
Gözden kaçırdığımız birşeyler var.
Te digo que hay algo que no encaja en todo esto.
Size söylüyorum, gözden kaçırdığımız birşeyler var.
La BNM se ha llevado a Samar.
YŞT Samar'ı kaçırdı.
Han secuestrado a Samar, la BNM acaba de llevársela.
Az önce YŞT Samar'ı kaçırdı.
Todos los resultados de búsqueda de posibles miembros de la BNM entrando en el país, todos los vuelos y todos los perfiles descartados, puede que hayamos pasado algo por alto.
Ülkeye gelen bütün olası YŞT üyelerine bütün uçuş kayıtlarına ve çıkardığımız profillere ait arama sonuçlarını. Belki birşeyleri gözden kaçırdık.
Al menos ya sabemos por qué se la ha llevado la BNM.
En azından YŞT'nın onu neden kaçırdığını biliyoruz.
La BNM tiene a Samar.
YŞT Samar'ı kaçırdı.
Sabemos que atacasteis la fábrica de Arkani y ellos también.
Arakani'nin fabrikasına senin saldırdığını biliyoruz, tabii ki onlarda biliyor.
Fueron casa por casa como los Manson.
Evlere ardarda saldırdılar.
¿ Qué le pasa a Aram?
Aram bizi neden çağırdı?