Translate.vc / Spanish → Turkish / Ridículo
Ridículo translate Turkish
12,958 parallel translation
Si esto te parece tan ridículo, ¿ por qué te molestas en venir?
Gerçekten saçma olduğunu düşünüyorsan bu toplantılara neden geliyorsun?
- A ver si lo. - ( Riendo ) : ¡ No sea ridículo.
- Dur ben ödeyeyim.
Esto es ridículo.
Bu saçmalık.
Esto es ridículo.
Bu çok saçma.
Parecía emocionado. Fue totalmente ridículo.
Çok heyecanlı, çok şapşal görünüyordu.
No puedo imaginar lo ridículo.
Onu şapşal hayal edemiyorum.
No seas ridículo.
- Saçmalama ya.
¿ Le hago sentir incómoda? Pero eso es ridículo.
Rahatsız mı ediyormuşum?
Eso es ridículo. Eso es una locura.
Aptalca.
Eres ridículo.
Güldürme beni.
Bien, al menos eso es jodidamente ridículo.
Hiç değilse bu feci komik.
Solo dijo que ya habíamos terminado de cobrar de ese paquete... lo que era ridículo, porque no habíamos llamado ni a un tercio
Borç biriktirmeyle işimizin bittiğini söyledi. Çok saçmaydı, çünkü daha listenin üçte birini bile bitirememiştik.
Significa que es ridículo para mí pensar que... pueda tener una vida normal.
Normal bir hayata sahip olacağımı düşünmek... Çok saçma.
Eso es lo más ridículo que he oído nunca.
- Duyduğum en saçma şey bu.
- Es ridículo.
- Çok saçma.
- ¿ Sabes qué es lo ridículo?
- Saçma olan ne biliyor musun?
Esto es ridículo. Me mantienes despierto con tus tontos sueños.
Aptalca rüyalarınla beni uyutmuyorsun.
Pero todo esto es un poco ridículo, sin duda.
Ama bunun biraz saçma olduğu da su götürmez.
¿ Cuántas veces este hombre te puso en ridículo?
Bu adamın sizi daha kaç kere aptal yerine koyması gerekecek?
Esto es ridículo. Llámalo otra vez.
bu saçmalık onu tekrar ara.
Sí, he oído de acondicionar un sitio para el invierno, pero esto es ridículo.
Kışa hazırlamayı duymuştum ama bu kadarı da fazla yani.
- Eso es ridículo.
Bu çok saçma.
Y ridículo, pero... pero nadie me había llamado preciosa antes.
Ve saçma... Daha önce kimse bana güzel olduğumu söylemedi.
- Claro que sí. - Esto es ridículo.
Tabii ki kurtardın.
Y me veo ridículo. ¿ Quién usa esto?
Bir de gülünç görünüyorum. Kim giyiyor ki bunları?
Esto es ridículo.
Ne gülünç bir manzara bu.
Jodidamente ridículo.
Acayip gülünç.
Eso es ridículo.
Saçmalık bu.
Qué ridículo.
Saçmalık bu.
Como ya sabemos, hay un fuerte sentimiento republicano en este país, gente que piensa que es ridículo tener un jefe de estado viviendo en Londres, en la otra parte del mundo.
Biliyorsunuz bu ülkede güçlü bir cumhuriyetçi topluluk var. Dünya'nın öbür ucunda Londra'da... devletin başında tek bir kişinin olmasını anlamsız buluyorlar.
¡ Ridículo!
Gülünç!
- Esto se está volviendo ridículo...
Bu durum komik bir hal almaya başlamıştı.
Esto es ridículo.
Saçmalık.
Mira, puedes reír, pero es de que ella se hace el ridículo.
Gülebilirsin ama kendini senin yüzünden küçük düşürdü.
No seas ridículo, puede llevar uno de mis camisones.
Saçmalama, benim geceliklerimden birini giyebilirsin.
- ¿ Te cansaste de hacer el ridículo?
- Saçmalaman bitti mi?
Esto es ridículo.
Bu tam bir rezalet.
Eso es ridículo.
Saçma sapan resmen.
Clive tiene razón, es ridículo.
Clive haklı. Cidden saçma sapan.
- Es ridículo.
Saçmalık.
¿ Ponerte en ridículo?
Kendi kendini rezil etmen mi?
O quizá te refieras a poner en ridículo la placa.
Yoksa taktığın rozeti rezil etmen mi
Eso es todo. La genialidad y el ridículo... Se aproximan a menudo, ¿ no?
Deha ve mantıksızlık aslında yakın şeyler, değil mi?
Le hice un favor tan sólo al postular al puesto... y avanzar por todo este ridículo proceso.
bu işe başvurmakla bile sana bir iyilik yapıyordum, tüm bu aptalca işlemlerden geçerken.
Es ridículo. Tienes que estar desnudo. - Si no, no tiene sentido.
Çıplak olmak zorundasın yoksa bunun bir anlamı yok.
Eso es ridículo.
Bu saçmalık.
No seas ridículo.
Saçmalama.
Esto es ridículo.
Hayır!
Fue totalmente ridículo. Ese imbécil.
Moron herif ya.
Esto es ridículo.
- Bu çok saçma.
Estás siendo ridículo.
Gülünç oluyorsun.