Translate.vc / Spanish → Turkish / Ring
Ring translate Turkish
1,720 parallel translation
El Negro ya cayó del ring una vez.
Siyah ringden düştü, bir.
El negro ha caído dos veces del ring, el Rojo gana..
Siyah, ikinci defa ringden düştü. Kırmızı kazandı.
Ring, ring. ¿ Dígame?
Alo?
- Ring.
- Ring.
Yo te contraté. Dame un rifle.
- Seni ben tuttum Ring, ver şu silahı.
Tan pronto se ponga Ring sus botas echa un ojo en este cañón.
Everett, Ring çizmelerini giydikten sonra, kanyonun her iki ucuna bakın.
Me sentía muy sola y Bragg... Ring me protegió y su hermano también.
Çok yalnızdım ve Bragg şey, Ring beni kardeşi gibi korudu.
Everett si Ring me mata, ¿ crees que ella se vaya con éI?
Everett, Ring beni öldürürse sence Allie onunla gider mi?
Tú me conoces hace mucho, Ring, igual que yo a ti.
Uzun süredir beni tanıyorsun Ring, Benim seni tanıdığım kadar.
Necesito dejar atrás Io de Ring.
Sadece şu Ring işini halletmek gerek.
- Será Ia última vez con Ring.
- Ring ile son kez olacak.
Vamos a batirnos con Ring por Bragg, ¿ verdad?
Bragg yüzünden Ring'le çatışacağız, değil mi?
Me encargo de Ring, tú de Mackie, y Iuego vamos arriba.
Ben Ring'i, sen Mackie'yi al, daha sonra üst kattakilerle uğraşırız. Evet, efendim.
Tú viste cómo estaba con Ring SheIton.
- Ring Shelton'la nasıl olduğunu gördün.
¡ Oh, Dios! Si mezclas estos dos sabores al tiempo, el resultado es un ¡ Ring Ding!
İkisini birbirine karıştırdığınızda tadının çok afili olduğunu biliyor musunuz?
Hey, ¿ podrían traer las cosas para otro Ring Ding para las damas, aquí?
Buradaki bayanlara o tadı afili olanlardan getirir misiniz?
- Es como un Ring Ding.
- Çok afili.
Me encanta que tengas "Kashmir" en el ring-tone.
Telefonunuzun melodisinin "Kasmir" olmasi hosuma gitti. "
Anillo Roto le dio fama. Nominado al Golden Globe por mejor película.
Broken Ring onu en iyi film dalında aday olmasını sağladı.
Aquel que controla el rebote, gana el juego... como aquel que puede lanzar ganchos de izquierda domina el ring de boxeo.
Hook atışını kontrol edebilenin bir tankı kımıldatabileceği gibi,... ribaundu kim kontrol ederse, maçı da o kazanır.
Él es bueno en el ring.
Çünkü ringde dövüşülür.
Sí, ring-ring-ring. ¿ Cómo estás?
Evet, zır, zır. Nasıl gidiyor?
"Más allá del ring"
"Ringin Ötesinde"
Zulu. Uno de los hombres más temidos del ring.
En korkusuzların ringe çıktığı.
Y tal vez sean un poco descabelladas Pero cuando estás en el ring.
Aklının en derinlerinde bunu hissedeceksin.
Deje que un tipo me hiciera en las calles lo que yo le hice a él en el ring.
Aşırı şiddetin sonucu olarak... diğer adamı caddede öldürmüştüm.
- Vamos, guapa, sube al ring.
- Gel güzelim. Ringe çık!
Ahora, cúrate y sácale al ring. Sacarte de esta miseria.
Ben gidip hemen çantamı alayım, çektiğin şu ızdıraba son verelim.
¿ Por qué no puedes admitir cuando no sabes algo excepto hablar tonterías, por qué?
Hakkında bilgin olmayan şeylerde yorum yapacağına neden sadece kabullenmiyorsun. Neden? Ring!
¡ Ring! Hola, al teléfono.
Merhaba, ipucu arıyor.
No te preocupes, usa guantes. Mira, el punto es que no es un viejo, así que levanta las manos. Perdes este encuentro, Lou nunca va a ponerte de nuevo en un ring.
Duyduğuma göre akşamları dua ederken 11 Eylül'de başta Bush vardı diye şükrediyormuş.
Digo, ¿ no quieres volver a sentir esa atmósfera especial?
Yani, o büyük ring alanının atmosferinin kokusunu bir daha istemez misin?
Para que no te pares en el ring como un marica.
Ringde bir kedi gibi kalmaman için.
Tendría que llegar con muletas al ring.
Maçta koltuk değneğine ihtiyacım olacak, o vakit.
Te veré en el ring.
Ringde görüşeceğiz.
Joe Miller, no se encuentra esta noche en primera fila.
Koçu Joe Miller, bu akşam ring kenarında değil.
¿ Aquí es la lucha libre?
Ring burası mı?
¿ Éste es el ring? Ahí está el general Miller.
General Miller, burada.
Como un anciano que se quedó demasiado tiempo en el ring.
Ringlerde çok fazla kalmış ihtiyar bir adam gibi.
Hey, hey guárdalo para el ring...
Burası ring değil!
Por un tiempo no pude llevar a Vanessa a ningún lugar realmente lindo, por lo de no tener dinero. Pero en su casa vi un dvd de The Ring Cycle y me imaginé que le gustaría algo de champaña... -... en el palco de mi familia.
Biliyorsun, para olmadığından bir süredir Vanessa'yı iyi bir yere götüremiyorum fakat evinde "Halka" dvdlerini gördüm ve bizim aile locasında biraz şampanya hoşuna gidebilir diye düşündüm.
Y luego me dió una oportunidad, me subió al ring, ya sabes, me puso ahí frente a un "luchador" veterano.
Sonra bana bir şans verdiler, beni oraya çıkardılar, beni eski güreşçiyle birlikte ringe çıkardılar.
Me encanta el caos total que se forma cuando los malos están venciendo a los buenos, y la multitud lanza huesos de pollo y botellas de cerveza al ring, y al final los buenos remontan.
Kötü adamın iyi adamı pataklarken çıkan o katıksız keşmekeşi, seyircilerin ringe tavuk kemikleri ve bira şişeleri atmalarını, ve en sonunda iyi adamın galip gelmesini severim.
Tú sabes, sólo si lo sientes podrías hacerles un ring.
Biliyorsun, eğer araman gerektiğini hissediyorsan,... arayabilirsin.
"Date vuelta, busca el" ring "más grande hecho por el hombre en Springfield".
"Arkanı dön. Springfield'ın insan yapımı en büyük halkayı bul."
"Ring" es anillo en inglés...
Büyük halka.
El "ring" más grande en Springfield viene de la campana del campanario de Springfield.
Springfield'ın en büyük halkası Springfield Çan Kulesindeki çandan geliyor.
¡ Ring!
Ring!
Fue a Ring.
Ring'ti.
Cuando no estamos tú y yo, ama a Ring.
Her ikimiz olmadığında da, Ring'i seviyor.
Es bueno para un chiste o romperme las bolas, pero di una palabra de ir al ring, y de repente desaparecen
Şu macoluk olayı işte.