Translate.vc / Spanish → Turkish / Riverdale
Riverdale translate Turkish
165 parallel translation
Si no le vemos allí, iremos a Riverdale.
Onu orada bulamazsak evine, Riverdale gideriz. İşte oldu.
- No. No puedo ir a Riverdale.
- O kadar vaktim yok.
- Riverdale está a media hora de aquí.
- Riverdale sadece yarım saatlik mesafede.
Espera un poco. ¿ Construyeron iguales todas las casas de Riverdale?
Riverdale'de bütün evler birbirine mi benzer?
La policía estatal habló con un trabajador de la gasolinera.
Eyalet polisi Riverdale'de bir benzin istasyonuna baskın yaptı.
En Riverdale puede que acepten cheques, aquí se paga al contado.
Belki Riverdale'de öyle yapıyorsunuz ancak biz burada nakit çalışıyoruz.
Riverdale Country School
Riverdale Country School.
Y que están en un cementerio de lujo en Riverdale.
Ve Rivaerdale'de çok fiyakalı bir mezarlığa taşınmışlar.
Cerca de la media noche pasamos por una estación de Esso cerca de Riverdale y justo en el techo de del garage, un árbol de Navidad perfecto con todo y luces.
Gece yarısına yakın Riverdale yakınlarında bir petrol istasyonundan geçiyorduk ve garajının üzerinde de mükemmel ışıklandırılmış bir yılbaşı ağacı vardı.
La única razón por la que el Sr. Weiss se interesa por este caso... es porque el Sr. Williams aquí presente... es un hombre blanco que vive en una casa bonita y grande en Riverdale.
Bay Weiss'ın bu davayla ilgilenmesinin tek nedeni şurada oturan Bay Williams'ın Riverdale'de güzel, büyük bir evde yaşayan bir beyaz olması.
Ella se quedará la casa de Riverdale.
O Riverdale'deki evi alacak.
Los últimos hoyos en Riverdale me han entretenido.
Şu Riverdale'deki dokuz numara tam bir baş belasıydı.
Hoyo catorce en Riverdale algunos usan un mashie otros un niblick.
Riverdale'deki 14. delik kimisi beş numara golf sopası kullanır kimisi dokuz numara.
Quédate fuera de Riverdale.
Riverdale'den uzak dur.
Niñatos bordes de Riverdale.
Züppe Riverdale bebeleri.
Riverdale tiene 200.
- Riverdale'in 200 tane vardır.
Archie. ¿ Esta bien? Archie y la banda de Riverdale eran un montón de puro amor-divertido.
Archie ve Riverdale çetesi eğlenmeyi seven bir gruptu.
Está el juego de los golfistas en Riverdale.
- Bu temiz işe benziyor.
Ahí hay mucho dinero. Ya van seis.
- Riverdale'de bir oyun var. 6 oldu.
Tengo que ir andando hasta Riverdale.
Riverdale'e dönüşte yürümeliyim.
No le dejaré ir caminando.
Riverdale'e kadar yürümenize izin veremem.
CASA DE WHITE MARTES, 16 DE NOVIEMBRE
Lila White'ın Evi Riverdale, New Jersey Salı, 16 Kasım
- A Riverdale la semana que viene.
- Haftaya Riverdale'e başlayacağım.
¿ Riverdale? - Eso es para judíos.
- Oraya sadece Yahudileri alıyorlar.
"y luego me dejé pelo largo, y me trasladé a Riverdale, y ahora, aquí estoy."
"daha sonra saçlarım uzadı, ve Riverdale'e taşındık ve işte buradayım."
Solo tratamos de darle algo de gloria a Riverdale y él solo arruina nuestra reputación.
Rivervale'e biraz saygınlık getirdik derken şu terörist tüm itibarımızı yerle bir etti.
Que, No puedo ser de Riverdale?
Ne Riverdale'den olamaz mıyım?
Los padres viven en Riverdale.
Ailesi Riverdale'de yaşıyor.
Ya estoy fuera de aquí Riverdale - ¡ Esto es lo mejor nene!
Ben gidiyorum burdan riverdal'e. - Okul bitti, canim
¿ Cree que debo conducir hasta su casa en Riverdale, Nueva York y pedírsela a su esposa Amy?
New York, Riverdale'deki evine gidip karın Amy'e mi sormalıyım mı dersin?
- Soy Steven Bradley, Policía de Riverdale.
- Steven Bradley, Riverdale Polisi.
Mi oficina llamó por tu casa de Riverdale.
Riverdale'deki evin için büromdan aradılar.
¿ El 315 de Riverdale?
315, Riverdale?
Tu padre es un doctor de Riverdale, tú no eres de mi barrio, negro.
Baban Riverdale'de doktordur, zenci, sen bu çöplükten değilsin.
- Encontramos una linda casa.
- Riverdale'de güzel bir ev bulduk.
Riverdale.
Riverdale Lisesi.
Rastreamos el auto a una agencia Mercedes en Riverdale que lo vendió hace dos semanas.
Mercedes'in Riverdale'deki bir galeride iki hafta önce satıldığını öğrendik.
Soy la Dra. Carrie Rieger del Instituto Riverdale.
Ben, Riverdale Enstitüsü'nden Dr. Carrie Rieger.
El Instituto Riverdale está provisto como ningún otro para atender el patrón de enfermedad que presenta su hermano.
Riverdale Enstitüsü, kardeşinizde görülen rahatsızlığa birebir çözüm getirebilecek yegane donanıma sahip.
¡ Caballero Jacob de Riverdale!
Sör Jacob... Riverdale sörü!
- Riverdale no cuenta.
Riverdale sayılmaz.
Estamos pensando en Riverdale.
Riverdale'i düşünüyoruz.
Es un hogar de grupo en Riverdale, y tengo a la trabajadora social por la línea dos.
İkinci hatta, orada çalışan bir görevli var.
Quizá sea duro mudar a toda la familia hasta Riverdale porque tu hija aun va al colegio y eso y pensé que quizá podrías conseguir un departamento.
Riverdale'e ailenle birlikte taşınmanın,... kızının okulunun devam etmesi ve diğer şeyler nedeniyle ne kadar zor olduğunun fakındayım ve bir daire tutabilirsin diye düşünmüştüm.
Les cuentan sus vidas a los chicos de Dalton, de Collegiate de Chapin y de Riverdale que tienen a su vez sus propias historias que contar.
Hepsi de kafalarının iyi olmasını bekliyorlar. Ve Dalton'daki, Collegiate'daki ve Chapin'deki ve Riverdale'deki çocuklar hakkında hikâyeler anlatıyorlar. Ki onların da kendi hikâyeleri var.
Los del Riverdale en la Quinta Avenida.
Rivaldaleli çocuklar 5.
- De Riverdale.
- Riverdale'den.
- A Riverdale.
Nereye?
¿ Qué ha pasado?
Riverdale'deki suç mahallinde olduğunu sanıyordum.
Creía que estabas en el escenario de Riverdale...
Yazı turada kaybettim.
Tengo la última dirección conocida de Haley.
Harley'in, tedavi sırasında devam ettiği Riverdale civarında bir grubu varmış.