Translate.vc / Spanish → Turkish / Riviere
Riviere translate Turkish
16 parallel translation
Me llamo Riviére.
Adım Riviere.
Sé que la familia prestó mucha atención a Monsieur Riviére... y consideró la oferta del conde cuidadosamente.
Ailenin Mösyö Riviere'i dikkate aldığını... ve kontun teklifini incelediğini biliyorum.
Aunque cambie a cada momento, que es lo que pasa.
- Joachim Riviere. - Merhaba. - Aslında gerçek değilsiniz yani?
Con todas las mentiras que contáis de la Comuna, de la gente de París que muere de hambre. ¿ Es eso divertido?
Onlara otoriteyi öğretiyorlar,... ilahi otoriteyi. İyi günler, tekrar Joachim Riviere'le beraberiz.
Este es el correo de voz de Christine Riviére.
Christine Riviere'in sesli-postası.
¿ Sabía que la Srta. Christine Riviére fué asesinada?
Bayan Christine Riviere'in öldürüldüğünü biliyor musunuz?
Significa que Ud. no mató a Christine Riviére.
Yani, Christine Riviere'i öldürmüş olamazsınız.
¿ Mató Ud. a Christine Riviére?
Christine Riviere'i öldürdünüz mü?
Es imposible que haya matado a Christine Riviére a la misma hora.
Christine Riviere'in evinde olamazdı.
Acabo de recibir en forma anónima un conjunto de movimientos contables entre Christine Riviére y su asesoría.
Şimdi isimsiz bir posta aldım, konusu... Christine Riviere'le bir hukuk bürosu arasındaki anlaşmanın ayrıntıları.
El Juez lo va a procesar por el asesinato de Christine Riviére.
Christine Riviere'i öldürmekle suçlanacaksınız.
'Est-ce que le canard est dans la riviere? '
- Ördek nehirde midir?
Es como tener el diamante Riviere de la reina María sin la perla de La Peregrina.
Kraliçe Mary'nin elmas nehrinde La Peregrina'nın olmaması gibi bir şey.
Su coartada del homicidio de Reid... él estaba en una adaptación de su hija de cuarto grado del "Paseo a medianoche de Paul Riviere."
Reid cinayeti sırasındaki yeri belli oldu kızının dördüncü sınıfa uyarlanmış Paul Revere'nin Midnight Ride oyununu izlemiş.
- Ciudadana Blanche Capellier. Estamos con Joachim Riviére, reportero del "Père Duchêne". - Joachin Riviére.
Tabii durumu daha da kötüleştiren bir şey var ki, o da televizyonun güç ve para kimdeyse onun tarafını tutması.
En el expediente que recibió el banquero encontramos un ultimátum de Christine Riviére que nos ratificó que era un estafador.
Bankanıza gönderilen dosyada Christine'den bir ültimatom bulduk. Bir dolandırıcı olarak mecbur kalmıştı.