Translate.vc / Spanish → Turkish / Rompió
Rompió translate Turkish
7,437 parallel translation
¿ Jenny te rompió las pelotas?
- Jenny kafanı mı şişirdi?
Aventé una piedra a la banqueta, rebotó y me rompió el diente.
Attığım bir taş sekip, dişimi kırmıştı.
Ken se rompió el tobillo, así que el Papa le disparó justo en frente de mí.
Ken bileğini kırdı. Pope onu gözümün önünde vurdu.
El señor Ludvig rompió sus propias costillas?
Bay Ludwig kendi kaburgasını parçaladı?
Ella trató de rescatarlo y le rompió todas sus costillas.
Kadın adamın hayatını kurtarmaya çalışırken bütün kaburgalarını kırmış.
Cuando Sungachi se enteró de que un criado. Sacrificaría su vida por ella, La maldición se rompió.
Sungachi, uşağın onun için canını feda edeceğini anladığında lanet bozulmuş.
El Sr Ludvig rompió sus propias costillas?
Bay Ludwig kendi kaburgalarını kırdı?
Y se rompió y se humilló delante de ellos.
Ve orada onların karşısında ağlayınca kendini aşağılanmış hissetti.
Esa música es casi lo suficientemente hermosa para hacerme olvidar eso, escuchando algo escrito por un hombre que le rompió el cráneo a su bebé en una pieza de mobiliario.
Bu müzik, onu unutmama yetecek kadar güzel bir mobilya üstünde bebeğinin kafatasını kıran adamın yazdığı bir şarkı.
Bob se rompió un pie jugando al golf.
Bir nedenden dolayı aradım. Bob golf oynarken ayağını kırdı.
Si esto se rompió, los demando.
- Oh, iyisiniz, hanımefendi. - Eğer bu kırıldıysa, sizi dava edeceğim!
Le rompió el corazón, pero necesitaba el dinero.
Çok üzülmüştü ama paraya ihtiyacı vardı.
Mi Ford se rompió cerca de la casa de mi madre.
Annemin evinin yakınlarında Ford'um bozuldu.
- Cariño, se me rompió la fuente.
- Tatlım, suyum geldi. - Derin sesle...
Se me rompió la fuente.
- Az önce suyum geldi.
Justin Kelly, se rompió la pierna el 1 de marzo.
Kaptanımız Justin Kelly, 1 Mart'ta bacağını kırdı, değil mi?
Justin se rompió la pierna en la fiesta de Walker.
Justin bacağını Walker'ın partisinde kırdı. Bunu düzelteceğim.
Sí, ese pobre chico, se le rompió el corazón, cuando finalmente se retiraron.
Otelden çıkış yaptıkları zaman zavallı çocuğun kalbi fena kırılmıştı.
Como Neil Walker predijo, Joy rompió moldes.
Neil Walker'ın tahmin ettiği üzere Joy bu işte çığır açtı.
El simplemente la rompió. Cajas de micrófonos, grabar la banda en vivo.
Bir avuç mikrofonla bodoslama giriyor, grubu canlı kaydediyor.
Se rompió dos vértebras del cuello.
İki boyun omurgasını kırdı.
Le rompió la pierna.
Bacağını kırdı.
Rompió conmigo.
Benden ayrıldı.
Eso causó apagones en toda la red eléctrica y nos enteramos de que la red no tenía la capacidad para lidiar con el problema y por eso se apagó y esa es la conexión que se rompió.
Bu da nakil şebekesinde kesintilere neden oldu. Şebekenin bu sorunu giderme kapasitesi olmadığından kendisini kapattı ve böylece zincir kırılmış oldu.
Creo que le rompió la espalda.
Sanırım, belini kırdı.
¡ Entonces Kandinsky vino y rompió todas las reglas, todas ellas!
Sonra Kandinsky geldi ve tüm kuralları yıktı!
Se rompió el brazo montando un ternero cuando tenía siete años.
Buzağıya binerken, kolunu 7 yaşında kırdı.
Stewart se dio de lleno con la pared y se rompió su propio cuello tonto.
Stewart taş duvara kafasını çarpıp, kendi salak boynunu kırdı.
- Sí, me rompió el vestido. Perro malo.
- Evet, elbisemi yırttı, aptal köpek.
Ella rompió con él la semana pasada.
Geçen hafta ayrıldılar.
Mi fuente se rompió. Y no creo que pueda llegar al hospital.
Hastaneye kadar başarabileceğimi sanmıyorum.
Pero aquí se rompió una taza, y tenemos que darle fin a esto más temprano, lo siento mucho.
Haykırası Papatyalar. ( * ) Sanırım biraz erken bitirmemiz gerekecek, çok üzgünüm.
La semana pasada, su pedazo de mierda Dodge Intrepid se rompió en la autopista I-10.
Geçen hafta, senin o boktan Dodge Intrepid'in var ya,
Ella rompió, hombre.
İlişkimiz bitti, dostum.
Sí, estábamos en nuestro camino de regreso de un viaje de campamento en Joshua Tree y yo estaba subiendo y el cordón se rompió y mi cara violentamente besó una roca.
Biz de tam, Joshua Tree'de kamp yapmaktan dönüyoruz, oradayken tam kayalara tırmanıyordum ki, birden ip koptu ve yüzümü şiddetle bir kayaya çarptım.
La bala entró polla frente de Malala... y le rompió el cráneo hacia adentro.
Kurşun Malala'nın alnına isabet etmiş... kafatasını içeri doğru parçalamış.
Entiendes que rompió conmigo en un texto mientras estaba teniendo relaciones con su coreógrafo mientras estaba de gira.
Arabada giderlerken, ağzı koreografının aletiyle dolu iken bana mesaj atıp benden ayrılmıştı. Şaka yapmıyorum.
No puedo ni caminar porque la follada que me diste me rompió en dos, pedazo de mierda.
Yürüyemiyorum çünkü götümden sikmen beni parçaladı bok herif!
Le contaré a mamá cómo el congelador de la escuela se rompió, y tuvieron que cocinar todas las papas fritas y los profesores se llevaron las sobras a casa en sobres de manila.
Anneme okul buzluğunun nasıl bozulduğunu, sonra bütün patatesleri pişirmek zorunda kaldıklarını, sonra öğretmenlerin... fazla patatesleri evrak zarflarında eve götürmelerini anlatacağım.
Mamá, el congelador se rompió y... cocinaron todas las papas fritas, cocinaron todas las papas fritas.
Anne, buzluk bozuldu ve... - Bütün patatesleri pişirdiler, - Bütün patatesleri pişirdiler.
Algo en él se rompió.
... onda bir şeyler değişti.
Beverly Brown rompió las reglas.
Beverly Brown yasaları çiğnedi.
Me rompió el cráneo con una Máuser.
Mavzer ile kafamı yardı.
Debería estar aquí también, pero se resbaló en la bañera y se rompió el fémur.
Onun da buraya gelmesi gerekiyordu ama küvette kayıp uyluk kemiğini kırmış.
Me rompió el corazón.
Kahroldum.
Mi coche se rompió y yo no quería para drenar la batería y encienda el motor y es algo que le pasa a la transmisión, creo.
Arabam bozuldu ve akü boşalmasın diye tekrar çalıştırmadım,... sanırım şanzımanla ilgili bir sıkıntı var.
Se rompió el cuello.
Boynu kırıldı.
Mi lente se rompió.
Objektifim kırıldı.
¿ Un chico rompió tu corazón? - No.
Hayır.
¡ Se rompió!
Bu maskeyi takamam!
La única diferencia es que mi arco no sólo se arqueó, se rompió. No.
Aman tanrım!