Translate.vc / Spanish → Turkish / Ru
Ru translate Turkish
429 parallel translation
¿ Él no se devolvió de su viaje de negocios el día del concierto de Ru Ji Jang?
Louis Jang'ın konser gecesi, Başkan Joo iş gezisine gitmeyip buraya gelmişti değil mi?
Debí reunirme con el Presidente Joo cuando la esposa de Ru Ji Jang tomó mi cuerpo.
Galiba o hayalet kadın içime girdiğinde Başkan ile karşılaşmışım.
Si eres lo suficientemente increíble para convertirte en la musa de Ru Ji Jang... entonces, voy a asumir que podrías tener ojo artístico.
Louis Jang seni ilham perisi olarak tanıttığı için sanattan anlıyorsundur sanırım.
¿ Asa... Nisi...
Ru... guh...?
Asa Nisi Masa...
Ru.. guh..
Ese ru-rufián a quien diste mi nombre y teléfono.
Adımı ve numaramı verdiğiniz o c-cibiliyetsiz.
Ése en el que haces "la la la", ¿ verdad?
"Gug gu ru guk guk" değil mi?
Tan Ru.
Tan Ru.
Tan Ru Nomad.
Tan Ru Nomad.
¿ fuiste tú quien mató a mi padre Leng Ru Bing, verdad?
Babam Leng Ru Bing'ı öldürdün mü?
En ese momento, tu padre Leng Ru Bing pasó inoportunamente por allí y descubrió mi secreto.
Ama aksilik, baban Leng Ru Bing belirdi! şans eseri ordan geçiyordu... ve tüm bu olanlara şahit oldu!
No hagan ru ¡ do.
Ses çıkarmak yok.
; Cu-cu-ru-cu-cú!
Tü-tü-tüü!
Restaurante Ru Yi.
MEYHANE
Xiao Ru de Kunlun.
Kunlun'dan Xiao Ru
Maestro Xiao Ru,
Üstad Xiao Ru
Xiao Ru.
Xiao Ru
- ¡ Xiao Ru!
- Xiao Ru!
PERM ISO DE ARMAS
Sİ LAH RU HSATI
Hermana, yo y Ru- -
Kardeşim, ben ve Ru...
Demasiado lisra para ru edad.
Yaşına göre fazla zekisin.
Quiero que le pidas disculpas a ru hermana.
Kız kardeşinden özür dilemeni istiyorum.
- ¡ No sé cómo lo haces rú!
- Asıl sen nasıl yapıyorsun, bilmiyorum!
- Quiero ver a ru hermana.
Charlie. Kız kardeşini görmek istiyorum.
No sé por qué lo pienso, pero si lo haces... Te encargas rú del aborto y luego re casas con ella.
Bunu neden düşündüğümü bilmiyorum ama eğer bunu yaparsan ona çocuğunu düşürtürüm ve onunla evlenirsin, tamam mı?
Hijo, re piensas que ru madre es ronra.
Evlat, annenin aptal olduğunu düşünüyor olmalısın.
No se lo digas a ru padre.
Babana söyleme.
Ése es ru hijo, nuesrro hijo.
O senin oğlun, bizim oğlumuz.
Ya me pasaré a comer con ru familia.
Ben size gelip ailenle birlikte yerim.
Me encanra ru color de piel.
Ten rengine bayılıyorum.
Esraba mirando ru piel.
Ama tenine baktığımı itiraf ediyorum.
¿ Te espera ru novio en la esración de merro?
Ve metroda erkek arkadaşınla mı buluşuyorsun?
¿ No vas a decirle adiós a ru madre?
Annene hoşça kal demeyecek misin?
¿ Has hablado con ru padre?
Babanla konuştun mu?
Monra ru empresa.
Güzel. Kendi şirketini kur.
- Todavía esrás en ru sano juicio.
- Düşündüğünden eminim. - Evet, düşünüyorum.
Si se enrera ru padre...
Eğer baban duyarsa...
- ¡ A la calle rú!
- Sen de yoruldun!
- ¡ A la mierda ru puro negocio!
Lanet olası işinin canı cehenneme!
Asa Nisi Masa...
Ru... guh.. şşş!
Callejón Ru Yi.
"Ru Yi Alley"
Yo no soy la que grira, Flipper. Eres rú.
Bağıran ben değilim Flipper, sensin.
- Si rú nunca comes cereales.
- Sen yulaf ezmeni hiçbir zaman yemiyorsun ki.
- Yo no lo vi. ¿ Lo visre rú?
Görmedim. Sen gördün mü?
- Enronces, ¿ por qué no cocinas rú?
- Öyleyse neden yemeği sen pişirmiyorsun?
Jimmy, ¿ y si cocinas rú esra semana?
Jimmy, bu hafta neden yemeği sen yapmıyorsun?
- Bien, Vera. ¿ Y rú?
- İyiyim Vera. Sen nasılsın?
- ¿ Dónde vives rú?
Sen nerelisin?
Aquí esrás rú mirándome a mí.
Demek istediğim burada durmuş bana bakıyorsun.
Lo que rú digas.
- Her neyse.
No eres rú la que se acuesra con él.
Adamla yatan sen değilsin.