English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Rube

Rube translate Turkish

221 parallel translation
Rube Morris, de Klondike.
Klondike'dan Rube Morris.
Ahí está. Abrí la puerta, Rube.
Kapıyı aç, Rube.
El viejo Rube dice que no podemos ir a Dawson.
İhtiyar Rube Dawson'a gidemeyeceğimizi söylüyor.
- ¡ Abrí la puerta, Rube!
- Kapıyı aç Rube!
- ¡ Rube!
- Rube!
- A callar, Rube.
- Sessizlik, Rube.
- Rube, ¿ quién es esa mujer?
- Rube, kim bu kadın?
Bien, Rube. Sacá los pies.
Haydi Rube, yürü bakalım.
Un momento, no pueden dejar al viejo Rube en Skagway.
Bir dakika, Yaşlı Rube'u Skagway'de bırakamazsınız!
Decile a Ben y Rube que crucen la frontera con el ganado...
Ben ve Rube'a söyle sürüyü sınırdan geçirsinler.
Voy a trabajar en la mina con Rube.
Rube'la tahsisatında altın arayacağım.
¡ Hola, Rube!
Selam, Rube!
Rube, creía que te ibas a casa con Maggie.
Rube, eve, Maggie'ye gittiğini sanmıştım.
- Rube, ¿ cuánto cuesta tu carne?
- Rube, Sığır fiyatı nedir?
¿ No es cierto, Rube?
Söylesene Rube!
Ya oyó a Rube.
Rube'u işittin.
- Rube, invitame a un trago, ¿ querés?
- Rube, bana bir içki ısmarlar mısın?
Quizá debería preguntar a Rube.
Belki Rube'a sormalıyım.
Ya, pero pensé que Rube podría ayudarnos.
Biliyorum ama düşündüm ki, belki Rube bize yardım edebilir.
Ahí viene Rube.
Bak Rube geliyor.
- ¿ Qué tal Rube?
- Rube'a ne dersiniz?
- Sí, queremos a Rube.
- Evet, Rube tam istediğimiz adam.
Llegamos a un acuerdo. Cuando eligieron comisario a Rube, acordaron quedarse el invierno.
Rube şerif seçildiğinde bir söz verdik.
Y yo te dije que Rube y los demás son tontos.
Sana Rube ve tüm o kalabalığın aptal olduklarını söyledim.
Desde que hablás con Rube y Hominy...
Rube ve Hominy ile konuştuğundan beri.
Creía que te gustaba estar aquí con Renee, Rube y Hominy.
Renee, Rube ve Hominy'i sevdiğini düşünmüştüm.
Al parecer tenés un asesinato entre las manos, Rube.
Rube, bir maktul var.
Esperá, Rube.
Dur orada, Rube.
Rube preferiría estar muerto.
Rube ölmekten beter oldu.
Vamos, Rube. ¡ Despertá!
Haydi, Rube. Uyan!
¿ Dónde está Rube?
Rube nerede?
Esa mina la marcamos Rube y yo.
Rube ve ben işaret direğini birlikte çaktık.
- ¿ No es cierto, Rube?
- Öyle değil mi, Rube?
Me da igual lo que diga Rube.
Rube ne demiş umrumda değil.
Vamos, Rube.
Haydi, Rube.
Si alguno tiene problemas, grita : "Eh, Rube". Y vienen todos corriendo.
Birimizin başı beladaysa, milleti çağırırız onlarda koşarak gelirler.
Me destruye, Rub.
Kadın canıma okuyor Rube.
Sabes una cosa, Rub...
Biliyor musun Rube?
Tienes derecho a mi gratitud, Rub.
Gerçekten müteşekkirim Rube.
- ¡ Rube Walker!
- Rube Walker!
¡ Te dije que era Rube Walker...!
Onun Rube Walker olduğunu söylemiştim...
¿ Quién es Ruby Walker?
Rube Walker de kim?
Te demostraré lo tonto que eres.
Rube Walker kartını senden alabildim.
¡ Te engañé con Rube Walker!
Ne kadar aptal olduğunu anla!
Parece un aparato de Rube Goldberg.
Bu ah, Rube Goldberg mekanizması gibi görünüyor.
No me digas, Rube.
Hadi oradan, Parlak Çocuk.
Cómo vas a hacerlo, Rube?
Bunu nasıl yapacaksın, Parlak?
6 : 00 A.M., Rube.
Sabah altı. Parlak Çocuk.
Corres como un boxeador, Rube.
Ödül için koşar gibi koştun, Parlak Çocuk.
Estarás corriendo los 4.500 metros para el equipo, Rube.
Sen dört bin beş yuz metreyi koşacaksın. Parlak Çocuk.
Lo dudo, Rube. Lo dudo mucho.
Küçük bir ihtimal, Parlak Çocuk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]