English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Rá

translate Turkish

29,933 parallel translation
En caso de que la persona tenga derecho a un bono del párrafo 1 y a un bono de los párrafos 16 o 17, el maestro recibirá ambos bonos.
1'inci paragraftaki bonusun yanı sıra,... 16 ve 17'nci paragraftaki bonusa da hak kazanan öğretmenler, ikisini birden alabilirler.
Principalmente limpiarás las escupideras y fregarás el suelo, pero sí, de vez en cuando subirás al ring.
Genellikle yerleri paspaslayıp kovaları temizleyeceksin ama ara sıra ringde de yardım edeceksin tabii.
Así que... le prometí que, una vez que encontrásemos a Bin-Khalid, sería su turno.
Bu yüzden söz verdim. Bin Halid'i yakaladığımızda sıra ona gelecekti.
Apuesto a que ellos ya lo tenían preparado.
Akılları sıra milleti kerizliyorlar.
Esta vez guárdalo tú.
Artık sıra sende.
Sí, eres un ladrón bastante bueno.
Evet, çok sıra dışı bir hırsızsın sen.
Lopez, Takata, su turno.
Lopez, Takata, sıra sizde.
Decker, Chambers, su turno.
Decker, Chambers, sıra sizde.
Sa... Ha... Ra.
Sa-ha-ra.
Tras una hora bajo tierra, la Princesa se llevó un recuerdo, un trozo de carbón extraído por ella misma.
Aşağıda yaklaşık bir saat geçirdikten sonra Prenses bir hatıra eşyasıyla geldi. Kendi çıkardığı bir kömür parçası.
A veces.
Ara sıra.
Sí, pero ha prestado dinero a conventos de toda Italia.
Tabii ki, ama o İtalya'da her manastıra para verdi. Hangisi bilemem.
Las cuentas muestran claramente que el banco Médici hizo un regalo al convento de 65 florines, no 50.
Ve hesaplar gösteriyor ki, oldukça net bir şekilde... Medici bankası manastıra 65 florinlik bağış yapmış. 50 değil.
Espera a que me toque a mí.
- Sıra bana geçsin de gör.
De vez en cuando, la mejor táctica es ser actores secundarios.
Ara sıra, yapılması gereken en doğru şey ön koltuğa atlamaktır.
- ¿ Siempre es tan larga la fila? No es una fila.
- Sıra hep bu kadar uzun mu oluyor?
Algo ocurre.
Sıra değil bu. Bir şeyler yolunda değil.
- Es todo lo que te queda de ella.
- Toto, teyzenden kalan tek hatıra.
Si te ven, te atrapan, no tenemos nada.
Görürlerse seni de rehin alırlar. Sıfıra sıfır kalırız.
- Todo tuyo.
- Sıra sende.
Pero me sabría fatal que sus actividades extracurriculares lo llevaran a involucrarse en una investigación federal de asesinato.
Ama nefret ettiğim bu sıra dışı durumların bir federal cinayet soruşturmasını ilgilendiriyor.
Y si algo extraño o fuera de lo normal aparece, no dude en llamar.
Eğer garip veya sıra dışı bir şey olursa bizi arayın.
Ra fue de mucho apoyo.
Ra çok destek oldu.
Le diré a Ra que has venido.
Ra'ya geldiğini söylerim.
Ra es nuestra instructora de yoga.
Ra, yoga hocamız oluyor.
Hola, ¿ Claire? Soy Ra.
- Selam Claire, ben Ra.
Sí. "Ra" es una abreviatura de "Ira".
Evet, Ra Ira'nın kısaltılmışı.
Me molestó que Ra sólo te prestara atención a ti.
Ra'nın tüm ilgisini sana vermesi beni rahatsız etti cidden.
! - ¿ Ra?
- Ra.
No es tu momento, Cam. Cierto.
- Şu an sıra sende değil Cam.
No me importaría que me persiguieras un poquito de vez en cuando. Jay.
Ara sıra peşime takılmana ses etmem yani.
¿ Qué? No, no es una calva.
- O değil, iki sıra arkadaki adama bak.
Eso no significa que no finja que es mi almohada de vez en cuando.
Ama ara sıra yastığımmış gibi davranmama engel olmuyor bu.
Me he pasado toda la vida en una industria en la que la sabiduría convencional se veía constantemente puesta en duda por el vanguardismo.
Ömrüm geleneksel bilgeliğin sürekli olarak sıra dışılıkla sınandığı bir sektörde geçti.
Ahora es tu turno.
Şimdi sıra sende.
Inclinado.
- Sıra dışı.
De vez en cuando, lo necesito.
Ara sıra bunu yaptırmam gerekiyor.
"Agujereo Emú"... no...
- Mandıra. - Hayır.
Está bien, te toca apostar, general.
Sıra sende General.
Te toca, Joe.
Sıra senin Joe.
Te toca.
Sıra sende.
Quiero dejar una serie de huellas.
Tek sıra ayak izi bırakmak istiyorum.
¡ Cuántos recuerdos hay aquí!
Ne çok hatıra var bu odada.
- Te toca, colega.
Sıra sende dostum.
Sí, es...
- Evet, o... - Mandıra.
- Productos lácteos. - Productos lácteos.
- Mandıra.
De vez en cuando puedo pedirte... que me hagas un diminuto, minúsculo, pequeño favor.
Ara sıra senden küçük iyilikler isteyebilirim.
Tu turno.
Sıra sende.
Ahora es mi turno.
Şimdi sıra bende.
Ahora es tu turno.
Sıra sende.
- Te toca.
- Sıra sende.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]