Translate.vc / Spanish → Turkish / Räpido
Räpido translate Turkish
73,958 parallel translation
Rápido.
Çabuk ol.
Solo sostenlos así llegamos a la puerta más rápido y en silencio.
Ama eline al ki kapıya daha hızlı ve sessizce yaklaşabilelim.
- ¡ Más rápido, más rápido!
- Daha hızlı!
Rory, despacio para ir rápido.
- Rory hızlı gitmek için yavaşla.
O rápido para ir rápido.
- Ya da hızlı gitmek için hızlan. - Temkinli ol.
¿ Qué tiene contra ir rápido?
- Hızlanmak için buradayız.
Más rápido.
Biraz daha.
Calvin crecía muy rápido... y esto me permitió reforzar los cortafuegos con la tripulación.
Calvin çok hızlı büyüyordu. Bu sayede ekiple birlikte güvenlik duvarını sağlamlaştırma önlemleri için vaktim oldu.
"Despacio es rápido", ¿ no?
"Hız için yavaşla" mı diyordun?
Sí. "Despacio para ir rápido".
Evet. "Hızlı gitmek için yavaşla."
Debería estar curándose más rápido que esto.
Daha hızlı iyileşmeliydi.
Vale. Deberíamos movernos rápido.
Oldukça hızlı hareket etmeliyiz.
Simplemente tenemos que actuar rápido cuando llegue la hora.
Sadece zamanı gelince hızlı olmalısın.
Será rápido, lo prometo.
Söz veriyorum çabuk olacak.
Oye, gástatelo rápido.
Çabuk harca.
Los clientes del señor Kiirkpatrick han ejercido la sexta enmienda : derecho a un juicio rápido.
Bay Kirkpatrick'in müvekkilleri 6. değişiklik haklarını hızlı bir yargılama için kullandılar.
¡ Corre más rápido!
Daha hızlı koş!
¡ Llega a ese puente más rápido!
Köprüye doğru sür! Daha hızlı ol!
Camina rápido.
- Hızlı yürü.
Solo te digo que puedo pegarte un tiro cuando la encuentre y hacer que sea rápido y limpio, o puedo hacerte sufrir durante días, y créeme, ya tengo cosas en mente.
Tek diyebileceğim, onu bulduğumda seni vururum. Temiz ve çabuk. Veya günlerce sana acı çektirebilirim.
Sería más rápido si me ayudaras.
Yardım edersen daha hızlı olur.
¡ Rápido, peinad las calles!
Acele edin, sokakları tarayın!
Acabó rápido y nunca volvió por sus cosas.
Kısa sürede bitti ve eşyalarını almaya da gelmedi hiç.
Por las escaleras será más rápido.
Merdivenden daha hızlı gideriz.
Rápido. Apunta bien.
Hızlıca, iyi nişan al.
- ¿ No puedes ir más rápido?
- Daha hýzlý gidemez misin? - Hayati.
Un entierro rápido, según la ley religiosa.
Dini kanuna göre derhal gömülmeliler.
Aprendo rápido.
Çabuk öğrenirim.
- ¡ Rápido!
- Çabuk!
Vive su vida como hace surf : Rápido.
Hızlı yaşar, sıkı sörf yapar.
Lo que sea que puedes comer, yo puedo comer el doble y rápido.
Sen ne kadar berbat şey yersen, ben iki katını, iki katı hızla yerim.
Es más seguro ir rápido.
Hızlı olursak daha güvenli olur.
Mi corazón está latiendo rápido.
Kalbim yerinden çıkacak.
- Por favor, soy muy rápido para ti.
- Hadi ama, beni göremezsin.
Hunter terminó la pelea muy rápido.
Avcı erken bitirdi.
Undertaker, ayúdame, rápido.
Cenazeci, çabuk, beni kaldır.
Undertaker, ayúdame, rápido.
Cenazeci, çabuk, beni fırlat.
A algunos les hace efecto más rápido.
Kimini daha hızlı çarpar. Sorun yok.
Pero pase rápido, por favor, señora Bonnard.
Ama lütfen, hızlı geçiş yapın, Bayan Bonnard.
Estaban un poco preocupados porque había roto aguas... y no pasaba nada, así que provocaron el parto... y todo fue rápido y frenético después de eso.
Biraz endişeliydiler çünkü suyu geldi ama hiçbir şey olmuyordu, onlar da onu ikna ettiler, sonrası çok hızlıydı.
El patio del manzano... es un callejón en el municipio de Westminster, en St. James para ser precisos, donde tuvo relaciones sexuales con su amante, Mark Costley, en una calle pública, muy rápido, me imagino, durante la hora punta, de pie en una puerta.
Apple Tree Yard..... bu dar sokak Westminster'da, tam olarak St James'in orda, sevgiliniz, Mark Costley'le cinsel ilişkiye girdiğiniz yer açık bir alanda, hızlıca, sanıyorum ki, kalabalık bir saatte bir kapı girişinde.
Nos está ganando mucho terreno, deberíamos estar moviéndonos más rápido.
Bizden hep daha önde, daha hızlı hareket etmeliyiz.
No hay ningún humano que pueda rastrear sonidos tan rápido como nosotros.
Hiçbir insan sesleri bizden hızlı takip edemez.
No me importa quién sea más listo, más rápido lo que sea, mi hermano va a morir.
Kim zekiymiş hızlıymış falan umrumda değil, kardeşim ölüyor.
Y aparecía en tu vida sin previo aviso y luego desaparecía igual de rápido.
Hayatında bir anda karşına çıkar sonra da bir anda yok olurdu.
Mejor hazlo rápido, porque tienes problemas más grandes.
Bunu hızlı yapsan iyi olur, çünkü daha büyük sorunların var.
Ríndete ahora y terminaremos esto rápido.
Vazgeç şimdi, biz de hızlı bitirelim.
Tenemos que sacar rápido la bala.
Mermiyi çabuk çıkarmalıyız.
Y una vez empieza a extenderse, lo hace muy rápido.
Bir bulaşırsa herkese bulaşır.
¿ Puedes caminar rápido?
Hızlı yürüyebilir misin?
Leí que no importa lo rápido que camines.
Önemli olan ne kadar hızlı yürüdüğün değilmiş.