Translate.vc / Spanish → Turkish / Récord
Récord translate Turkish
3,218 parallel translation
Busquen su récord, su familia.
Dosyasını çıkar. Ailesini bul.
Un nuevo récord nacional.
Hindistan rekorunu kırdın.
Has superado el récord.
Rekoru kırdın.
He roto el récord nacional.
Hindistan rekorunu da kırdım.
He marcado un nuevo récord.
- Koşuda birinci oldum diyeyim.
No hubo ningún récord... - pero la carrera... - ¿ Cómo dices?
Rekorum sayılmamıştı fakat yarış...
En los recientemente concluidos Encuentros Internacionales de Defensa... Subedaar Paan Singh Tomar, rompió su propio récord... en la carrera de 3000 metros de obstáculos, y estableció un nuevo récord
Son yapılan Uluslararası Ordulararası Şampiyonada Teğmen Paan Singh Tomar 3,000 metre engellide kendi rekorunu kırma başarısını gösterdi.
Esto significa que, ha roto su propio récord.
Kendi rekorunu kırmış.
¿ Qué es ese nuevo récord que ha roto tu hermano?
İşe yaramaz abin yine ne yapmış?
Vamos a romper el récord de los récords
Sizin rekorunuzu kıracağız komutanım.
Tiene un récord de cero victorias... y una derrota por nocaut.
Hiçbir galibiyeti yok ve nakavtla sonuçlanan bir mağlubiyeti var.
Se trata de un nuevo récord.
Yeni bir rekor geliyor.
No tiene que ver con su récord de conducción, Sra. Duncan.
Bunun sizin trafik cezalarınızla hiçbir alakası yok Bayan Duncan.
Anda, dime que he impuesto un nuevo récord.
Hadi bana sonucu söyleyin.
una cifra que confirmaría Consecuencias inmediatas, con precios de hasta 2.000 dólares en la reventa para las entradas más cotizadas, un más que dudoso récord que Lleno absoluto una hora y media antes de su última aparición ;
Bunu doğrulayan bir hesap olayın en son sonuçlarından birisi de koltuklara karaborsada 2,000 dolar istenmesiydi. Kesin olmayan bir rekor bugün kırılmış olabilir başlamadan bir buçuk saat önce hıncahınç dolan gösterisi onun için sonuncu olacak.
¿ Eso es un récord?
Rekora mı gidiyorsun?
Hay una asistencia récord en el Distrito 14 de Carolina del Norte... donde Cam Brady lleva una sólida ventaja.
Rekor katılım Kuzey Carolina'ın 14. bölgesinde.. ... Cam Brady oldukça önde.
Estoy a un paso de romper mi récord.
Kendi rekorumu kırmaya bir kişi kaldı.
Mi viejo, gordo, hermano no calificada... Cree que él será el poseedor del récord mundial... Después de este día.
Benim daha yaşlı, daha şişman ve daha beceriksiz kardeşim bugün bu rekoru kırabileceğine inanıyor.
Si lo aguanto 10 segundos... será un récord.
Bak. 10 saniye devam ettirirsem büyük başarı olacak.
Su récord es cuestionable.
Geçmişi şüphe uyandırıyor.
- Es un récord.
Bu bir açık artırma rekoru.
Él tiene un récord de 7-2. El monstruo ruso Andrés Titov.
Karşısında 7'de 2 yenilgiyle Rus Canavarı, Andres Titov.
¡ Bailando! Existe la posibilidad de obtener entre quince y veinte mil ventas hoy, lo cual sería un inmenso, inmenso éxito no un récord de ventas, pero, aún así algo increíble.
[Danseder] 15-20 bin arası satış yakalama ihtimalimiz var bugün, ki bu da kocaman, kocaman bir başarı olur Rekor seviyede değil ama gerçekten inanılmaz.
Sorprendió en la taquilla. Con un récord de recaudación primer día.
Son filmi "Annie" box-ofis listelerinde rekor bir vizyon hasılatıyla üst sıralarda görünüyor.
Récord de la Bolsa.
Bütün zamanların en iyi performansı.
Abooksigun llevó al equipo a un récord ganador y volvió a despertar las tradiciones.
Abooksigun takımımızı rekor galibiyet serisiyle geleneğimizi tekrar canlandırdı.
Verán tu récord criminal, determinarán cuántas horas vas a pasar ahí en la cárcel.
Suç geçmişin incelenecek hapishanede ne kadarlık bir ceza çekmen gerektiğine karar verilecek.
No tengo un récord criminal.
Daha önce suç işlemedim.
Sólo estoy diciendo que verán a tu récord criminal o ausencia del mismo, verán tus papeles, decidirán cuántas horas pasarás en la cárcel. ¿ Está bien?
Söylediğim gibi evrak eksikliği olan suç kayıtlarına bakacaklar ve hapiste ne kadar kalacaksın ona karar verecekler, tamam mı?
Iré por el récord.
Rekora koşuyorum.
Ni siquiera cerca del récord mundial, por cierto.
Hatta dünya rekorunun yanından bile geçmiyor.
Pero para cumplir ese sueño, tiene que batir un récord ostentado durante más de cincuenta años.
Ama bu düşü yerine getirmek için 50 yılı aşkın süredir kırılamayan bir rekoru kırması gerekiyor.
Creo que ya una semana después de mi salto recibí una llamada de un hombre que quería batir mi récord.
Sanırım atlayışımdan sonraki ilk hafta rekorumu kırmayı bekleyen bir adamla telefon görüşmesi yaptım.
Joe ha salido de su retiro para ayudar a Felix a batir su récord y convertirse en la primera persona en hacer una caída libre más rápida que la velocidad del sonido.
Joe, rekorunu kıran ve ses hızından hızlı serbest düşen ilk insan olması için Felix'e yardım etmek amacıyla emeklilik yaşamını terk etti.
Todo esto es "off the record", por supuesto.
Bunların hepsi "off the record" tabii.
Así que éste es el trato-Yo soy el actual poseedor del récord mundial...
Olay şu.
- Así que en realidad puede llegar a este salto para tratar de batir mi récord.
Sonra da taşaklara dönüşecekler.
Un minuto, 32.23 segundos se estableció un nuevo record del hipódromo para la distancia y superficie...
Bir dakika, 32.21 saniye ile bu kulvarda yeni bir rekora imza atmış oluyorlar.
Record del hipódromo.
Yarış rekoruymuş.
y aún tengo el record de los cien metros planos.
Ve 100 metre rekoru hâlâ bende.
Estaba haciendo una historia de Belfast en Año Nuevo y, er, cai en la tienda de discos. I was doing a story in Belfast at New Year and, er, wandered into his record shop.
Yılbaşında Belfast'taydım ve plak dükkanına gittim.
¡ He batido mi propio record!
Rekorumu kırdım.
Sí, conseguir el record es un sueño imposible sin las de doble cañón.
Evet, eğilmeden yüksek puan almak hayal.
Soy Jill Jennison del Daily Record de Seattle. Lo felicito por el arresto.
"Seattle Daily Record" tan Jill Jennison ben.
¿ Quieres decirme por qué una reportera del Daily Record tiene mi nombre y número? - Relájate.
Daily Record'taki muhabirin adımı ve numaramı nereden bildiğini söylemek ister misin?
Dirijo Red bedroom record.
Red Bedroom'u ben yönetiyorum.
Rompió algún tipo de record estatal.
Eyalet rekorunu falan kırmış.
No, mierda. ¿ Qué record rompiste?
Hadi ya? Hangi rekormuş o?
¿ Cuál era el récord?
- Kıracağın süre kaçtı?
Tú viaje de cinco millas en el Chrysler de la Sra. Witt es aún el record de surfeo en auto más largo.
Bayan Witt'in Chrysler'ının kaputu üzerindeki 8 kilometrelik yolculuk rekoru hâlâ sende.