Translate.vc / Spanish → Turkish / Sac
Sac translate Turkish
26,865 parallel translation
Necesitamos hablar con el SAC, ahora.
S.A.C ile konuşmalıyız, hemen!
Por supuesto. Para mostrarme dos hombres blancos ricos y calvos.
- Ya tabii bana saçı dökülen iki beyaz adamı göstermek için.
Y una goma de pelo.
Bir de saç bandı.
Por suerte, tenemos la misma altura, cabello y color de ojos.
Neyse ki aynı boydayız. Saç ve göz renklerimiz aynı.
Debes peinarte como un adulto.
Yetişkin saçı yapmalısın.
Su cabello puede ser canoso ahora... O entrecano.
Saçı ağarmış olabilir ya da az ak düşmüş.
Sí, cabello y ojos marrones.
Evet, saçı ve gözleri kahverengi.
¿ Tu cabello está diferente?
Saçın farklı mı?
¿ Te estás peinando distinto?
Saçını farklı mı ördün?
¿ Su ropa, su pelo, su forma de hablar?
Giysileri, saçı, konuşması?
Y no te despeines.
Saçını bozmadan.
Amenazaste con cortarme el pelo... si no te dejaba invitarme a comer arroz con leche.
Seninle puding yemeye gelmezsem saçımı kesip atacağını söyledin.
Quizá ese doppelganger tenga otro corte de pelo, o un sentido del destino primigenio. No sé.
Belki bu öcünün farklı bir saçı vardır belki de farklı bir kaderi vardır.
Tráela por los pelos, si es necesario.
Gerekirse saçından çekip geri getirmelisin.
Eres solo pelo y bigote.
Sadece saç ve bıyıktan ibaretsin.
Tú lo eliges, yo le corto el pelo.
- Sen adamı seç ben lanet saçını keserim.
- Y de mi cabello.
- Saçımı da tabii.
- Todos envidiamos tu cabello.
- Saçını hepimiz kıskanıyoruz canım.
Tu pelo, el cual dará positivo por cocaína, puede estar en manos de Chuck Rhoades en una hora.
- Kokain testinden olumlu çıkacak saçın bir saat içinde Chuck Rhoades'un elinde olabilir.
Me he arrancado mis propios dientes... Mis propias uñas... Mi propio cabello.
Kendi dişimi kendi tırnaklarımı, kendi saçımı çekmişimdir.
Quizás era por el peinado que llevaba.
Belki de saç modelinden öyle gelmiştir.
6'2 ", pelo rubio, recortado, estilo militar, con acento de Europa Oriental
6'2 ", sarı saç, kesme, stil
6'2 ", sobre las 220 libras Pelo corto, estilo militar
6'2 " 220 lbs üzerinde kısa saç, askeri tarzı
¿ Quieres quitarte el cabello de la cara?
Saçını yüzünden çeker misin?
Sí, hoy mi cabello se ve mejor que mi cara.
Evet, bugün saçım yüzümden daha iyi görünüyor.
Una vez, me corté el pelo así.
Saçımı bir kere öyle kestirmiştim.
Cabello muy corto.
Kısacık kesilmiş saçlı.
No tengo melena para soltarla al viento.
Dalgalanacak kadar saçım yok!
Tienes el cabello muy largo.
Saçın çok uzun.
Suéltame.
Bırak saçımı!
No quiero involucrar a un abogado... pero vine a llevarme a Pembroke... y eso voy a hacer, aunque tenga que golpearlo... y llevarlo a rastras.
Bana avukatlarımızı arattırmayın. Buraya Pembroke'u götürmeye geldim ve bunu yapacağım Gerekirse kafasına vurur ve onu saçından sürükleyerek götürürüm.
"Si es necesario, lo golpearé y lo llevaré a rastras".
"Gerekirse kafasına vurur ve onu saçından sürükleyerek götürürüm."
¿ Y escogiste ese peinado?
Ve bu saç kesimiyle mi?
¿ Qué haces con el cabello?
O saç olayı ne öyle?
Sí, con su estúpida puto pequeño lazo, y su estúpido peinado.
Evet, ama bu salak kravatınla saçma saç stilinle çok akıllısın.
Dispararé un tiro de advertencia a su pelo.
Saçına uyarı ateşi açacağım.
¿ Qué tal mi pelo?
Saçım nasıl?
¿ Terminó con el cabello?
Saçı halletti mi?
el cabello no hace al hombre, el hombre hace al hombre.
bir adamı adam yapan saçı değildir bir adamı adam yapan o adamdır.
Trabajo de guardia, entrenamiento en armas, cambio de peinado, pavonearte con las mujeres, fanfarronear...
Nöbet tutmak, silah eğitimi saç stilini değiştirmek hanımlara şöyle biraz çalım satmak, kur yapmak...
- ¡ Ella tocó mi cabello!
Saçıma dokundu.
Estuvo bien, pero no abras la boca al besar porque esparce gérmenes por todo el set.
Bu iyiydi ama öpüşürken ağzını açma çünkü setin her yerine mikrop saçılıyor.
Tras el choque del accidente, tu cabello volvió a crecer.
Kazanın şokundan sonra, tüm saçınız tekrar uzadı.
Y por el contrario, al enterarme del accidente, se me cayó todo el pelo.
Ve bunun aksine, ben kazayı duyduğumda tüm saçım döküldü.
Tu pelo se salió en el mar.
Saçın denizde çıktı.
Nadie se cortaría el pelo así intencionadamente.
Kimse bilerek saçını böyle kestirmez.
Cortes de pelo gratis, como en Google.
Bedava saç kesimleri, Google'daki gibi.
Acercarse a mí en la vida, viejo, y tomaré el pelo y llevarlo en el cinturón.
Gerçek hayatta yanıma gel de ihtiyar saçını söküp kemerime takayım.
No en el cabello, pero...
Yani, saçı değil ama.
- Se propaga.
Işık saçıyor.
No has cambiado, a excepción de tus canas.
- Saçındaki aklar hariç hiç değişmemişsin.