English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Salió

Salió translate Turkish

23,162 parallel translation
Salió con ese nuevo amigo suyo, Slim.
Yeni arkadaşıyla takılmaya gitmiş.
Pensé que esto era solo una venta de drogas que salió mal.
Ben sadece aşmış bir uyuşturucu mevzusu olduğunu düşünmüştüm.
¿ No salió bien?
İyi gitmedi mi?
Lo estaba, pero salió de alguna manera.
Öyleydi ama bir şekilde dışarıya çıktı.
¿ Acaso necesito recordarte que Joan Solodar salió libre del FBI sin acusaciones?
Sana Joan Solodar'ın FBI'dan suçlama olmadan elini kolunu sallaya sallaya çıktığını hatırlatmama gerek var mı?
¿ Salió la noche pasada?
- Geçen akşam dışarı çıktı mı?
¿ No salió después de las ocho?
- Saat sekizden sonra dışarı çıkmadınız mı?
Salió de un salón de baile cerca de la Place de Terte sobre la 1 : 15 de la madrugada.
Sabah saat 1.15 sularında Place de Terte yakınlarındaki dans salonundan ayrılmış.
- Creo que salió bien.
- Bence fena değildi.
Como la última vez que lo confronté sobre las carreras, no salió del todo bien, ¿ recuerdas?
Geçen sefer yarışlar konusunda uyardığımda sonu iyi olmamıştı.
No, salió a cenar hace diez minutos.
Hayır, 10 dakika önce yemeğe çıktı.
Oye, ¿ cómo salió todo con Tariq la otra noche?
Tariq'le işler geçen gün nasıl gitti?
Salió corriendo y me dejó inconsciente.
Koşarak üstüme geldi ve beni yere serdi.
Le localizamos y salió pitando.
Adamı bulduğumuzda kaçmaya çalıştı.
Bueno, supongo que todo salió bien al final, ¿ no? ¿ Considerando todas las cosas?
Geriye baktığımızda herhalde hepsi olacağına vardı ama, değil mi?
No, locura fue cuando salió.
Hayır, asıl çılgınca olan çıktığı zamandı.
¿ Y de dónde salió este amiguito?
Bu ufaklık nereden geldi peki?
Salió.
Dışarı çıktı.
Explotó la culata. ¿ Qué salió mal?
Sorun ne olabilir? Güllede belirginlik yok.
Algo que salió con la guerra.
Savaşta ortaya çıkıyorlardır.
Todo salió de mi bolsillo, moneda a moneda.
Parayı kuruş kuruş cebime attım.
Salió sin decir nada.
Bir şey söylemeden çıktı.
Y salió a comprarse pinturas, drogas y máquinas de pinball.
Ve dışarı çıkıp resim aldı. Ve ilaçlar ve langırt makineleri.
Sí, creo que salió de la mejor manera.
Evet, sanırım en iyisi işe yaradı.
Eso salió bien para tí.
Baya iyiydin.
Hank era empleado de un negocio de camellos y salió del trabajo sólo unos minutos antes de que mataran a Malik.
Hank deve dükkanında çalışıyormuş ve Malik öldürülmeden birkaç dakika önce çıkmış.
El móvil de Hank a la hora que salió del trabajo lo sitúa en la escena del crimen.
Hank'in iş çıkışındaki telefonu olay yerinde olduğunu gösteriyor.
Y es que cuando todo salió mal.
İşte o zaman her şey ters gitti.
Quiero saber cómo es que ese video salió del cordón.
Bu videonun kordondan nasıl çıktığını bilmek istiyorum.
Sé que estornudó, entró al almacén y no salió.
Depoya girerken onun hapşırdığını gördüm ve hala dışarı çıkmadı.
- Si, eso no salió muy bien.
Evet, pek istediğimiz gibi gitmedi.
Veo que salió del aislamiento muy bien.
Kendi karantinanızdan sağIıklı çıktığınızı görüyorum.
"Oye, Teresa, tu madre salió de aquí con una mordida gigante de un zombi y está definitivamente súper muerta"?
"Teresa, annen, " kolunda ısırıkla buradan çıkıp gitti ve büyük ihtimalle de çoktan ölmüştür " mü?
¿ Algo salió mal?
Bir şeyler ters mi gitti?
Digo, ¿ de dónde salió este velocista?
- Bu hızcı nereden geldi ki hem?
Salió.
- Dışarı çıktı.
Te traje algo de compañía. Tal vez esté algo desorientado, por la manera en como salió de su estasis.
Komadan çıktığı için biraz kendinde olmayabilir.
Por lo que yo sé salió fuera a fumar y el tipo saltó sobre él sin más.
Şimdiye kadar tek bildiğim, bizimki dışarıya sigara içmeye çıkmış sonra adam birden üzerine atlamış.
Sin embargo salió perfecta.
Sapasağlam çıktı gerçi.
Solo vendrías aquí si algo salió mal.
Buraya sadece bir şey ters gitse gelirdin.
Quién estuvo allí, si alguien salió herido...
Orada kim vardı? Yaralanan var mıydı?
Ahora bien, si esa nota salió de allí, fue porque Danny Waldron la movió antes de que llegáramos a ella.
O not yürüyüp gittiyse Danny Waldron biz oraya ulaşmadan yerini değiştirmiştir.
Pasó casi un año hasta que salió.
Oraya geleli yaklaşık bir yıl olmuştu.
Bien, si Danny escribió la lista cuando aún estaba en casa de Linus, entonces debe haberla tenido consigo cuanto salió de aquí.
Danny, Linus'la birlikteyken bu listeyi yazdıysa, o zaman oradan ayrıldığında yanında olmalıydı.
Byron salió corriendo con el reverendo y Kyle Barnes y me dejó cuidando de la pequeña de Barnes y su prima.
Byron, Peder Anderson ve Kyle Barnes'la aniden çıkıp gitti. Barnes'ın küçük kızıyla kuzenini de bana bıraktılar.
Bueno, apareció en mi carrera callejera cuando Iris salió herida.
Iris, sokak yarışımda yaralandığında oraya gelmişti.
Ella salió de la estufa.
Ocağı açık bırakmış.
¿ Salió la noche pasada?
- Geçen akşam dışarı çıktı mı? - Bildiğim kadarıyla hayır.
¿ No salió después de las ocho?
- Hayır, hayır.
Salió de un salón de baile cerca de la Place de Terte sobre la 1 : 15 de la madrugada.
Janine Laurent.
Sam salió temprano a trabajar.
O neredeydi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]