English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Say

Say translate Turkish

92,877 parallel translation
El Estado está preparado, señoría.
- Eyalet hazırdır Sayın Yargıç.
Realmente no.
Pek sayılmaz.
Puedo ver el mundo en números.
Dünyayı sayılarla görebiliyordum.
Sí, más o menos.
Evet, sayılır.
A pesar de que hemos perdido 247.000 empleos en julio, han sido casi 200.000 menos que los empleos perdidos en junio y bastante más...
Temmuz ayında 247.000 iş kaybı yaşanmış olmasına rağmen bu sayı geçtiğimiz aydaki iş kaybından yaklaşık 200.000 kadar daha az.
Los números de población están absolutamente...
Nüfus sayısı kesinlikle...
Pero no conocemos su base de operaciones, sus hábitos, a quién se reportan.
Ama merkezlerinin nerede olduğunu bilmiyoruz. Sayılarını, Nereye rapor verdiklerini,
Hay muchas pruebas que comprobar.
Üzerinden geçilmesi gereken çok sayıda kanıt var.
Siempre me alegra terminar bien el mes.
Aylık sayıyı tamamlayınca hep memnun olurum.
El tipo de la cárcel dijo que daban por terminado el mes.
Kafesin başındaki adam, aylık sayıyı tamamladığını söyledi.
Mientras los militares entreguen a un determinado número de personas por mes, los Boinas Rojas los dejarán en paz.
Çeteler, her ay belirli sayıda insanı onlara teslim ettiği müddetçe kızılbereliler onlara karışmayacaktı.
Este hospital está abandonado excepto para las operaciones de emergencia.
Hastane acil ameliyatlar dışında tamamen kapalı sayılır.
En realidad no era mi novio, sólo había estado unos pocos días con él.
Tam olarak erkek arkadaşım sayılmazdı, birkaç kere buluşmuştuk.
Hoy llegó tu revista Consumer Reports.
Bugün Consumer Reports'unun yeni sayısı geldi.
La gente que pesa el dinero porque es demasiado para contar no se rige por un código ético.
Sayılamayacak kadar çok olduğu için para dolu kamyonları kantarla tartan adamların ahlak kuralları yoktur.
El dinero no está físicamente en su cuenta.
Para sadece sayısal olarak hesabınızda.
No fueron exactamente vacaciones.
Tam olarak tatil sayılmaz.
Él ha comido como 10 000 veces aquí.
Burada yediği yemek sayısı yüz bin olmuştur neredeyse.
Técnicamente - no trabajamos para los pilotos. - Bueno...
- "Hergelelerle." Teknik olarak pilotların personeli sayılmıyoruz.
Supongo que el Banco de Hierro invirtió muchísimo oro en el comercio de esclavos.
Demir Bankası'nın köle ticaretine hatırı sayılır bir altın yatırdığını düşünüyorum.
En cambio, se quedó donde estaba y salvó a mucha gente de destinos horribles.
Olduğu yerde kaldı ve sayısız insanı korkunç kaderlerinden kurtardı.
Muchos maestres cuyas cadenas tienen muchos eslabones de curación intentaron y fracasaron.
Zincirleri şifa halkalarıyla dolu çok sayıda üstat deneyip başarısız oldu.
Serán demasiados para ellos.
Sayıca eksik olacaklar.
Nos ayudaron a recuperar montos importantes de grupos que cayeron en profundas deudas atrasadas.
Karanlık bölgelere girebilecek taraflardan hatırı sayılır borçları tahsil etmemize yardımcı oldular.
No hemos contado todos.
Tam sayımı daha yapmadık.
El Norte ha nublado el sentido común de muchos maestres.
Kuzey çok sayıda iyi üstadın zekâsını köreltti.
Nos supera en número.
Sayı üstünlüğü onda.
Ese número eran los escalones.
O sayı basamaklardı.
La cifra de muertos reportada supera...
Şu ana kadar, ölenlerin sayısının -
Aunque no será tan tradicional, con los cristianos y los judíos, pero no os preocupéis.
Geleneksel sayılmaz gerçi. Yahudi ve Hıristiyan düğünü ya hani. Ama sorun etmiyorum.
Sí, su señoría.
Evet Sayın Başkan.
¿ Eso cuenta?
Bu sayılır mı?
Señora canciller.
Sayın Bakan.
Cuatro, pero ¿ quién lleva la cuenta?
İki yıl mı? Dört, ama kim sayıyor?
Su señoría.
Sayın Yargıç,
Sí, su señoría.
Evet Sayın yargıç.
Señoría, ¿ puedo pedir un pequeño receso?
Sayın Hakim, kısa bir ara verebilir miyiz?
La cena está casi lista.
Yemek hazır sayılır.
NARRADOR :
Üzgünüm, sayın izleyici.
Sí, bueno... En realidad, somos malos, pero nos divertimos juntos.
Evet, evet, yani pek iyi sayılmayız ama çok fazla eğleniyoruz.
Sí, bueno yo casi te disparo, así que estamos en paz.
Evet, Az kalsın ben de seni vuruyordum, ödeşmiş sayılırız.
Considéralo un regalo.
Avans say.
He estado en el mundo real, y tampoco era tan genial.
Dışarıyı da gördüm, orası da ahım şahım bir yer sayılmazdı.
En cada conteo, nos faltan sistemáticamente diez.
Her sayımda on kişi eksik çıkıyor.
- Sr. representante.
- Sayın vekil yardımcısı.
Todos sus niveles sanguíneos están hasta el fondo.
Bütün kan hücrelerinin sayısı dibe vurmuş.
¿ Quieren una vista de causa probable? Sí, señoría.
- Evet Sayın Yargıç.
Apenas.
Pek sayılmaz.
Déjame intentar encontrar al Dr. Cairn por ti.
Dr. cairn'i bulmaya çalışayım.
Bueno, déjame hablarlo con mi socia y luego te llamo, ¿ está bien?
İş ortağıma danışayım, sonra size dönerim. Tamam mı?
- Si los pones a sonar el suficiente tiempo, eventualmente llegan al fin. - Como un conteo regresivo.
Geri sayım gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]