Translate.vc / Spanish → Turkish / Sensible
Sensible translate Turkish
4,552 parallel translation
¿ Te dije que él es sensible?
Duyarlı demiş miydim?
Él es un niño sensible y frágil.
Hassas ve kırılgan bir çocuk o.
Tiene un ojo exquisitamente sensible que se centra en el sol y le permiten navegar su ruta a través de la faz del planeta.
Güneşe kitlenerek onun yönlendirmesine izin veren, oldukça zarif olan hassas bir göze sahiptir.
Tansy se pone un poco sensible cuando se trata de ti, y no quiero que se ponga celosa, así que no creo que hacer esta escena juntos sea una buena idea.
Tansy konu sen olunca biraz hassaslaşıyor, ben de onu kıskandırmak istemiyorum, yani bence bu sahneyi beraber canlandırmak pek de iyi bir fikir değil.
En realidad, me estaba refiriendo a Damon y Elena cuando dije eso, pero claramente te tocó la fibra sensible a ti.
Aslında, bunu söylerken Damon ve Elena'yı kastediyordum ama belli ki senin bam teline basmış.
Es extremadamente sensible... una versión rusa de nuestro 3VX.
Son derece hassas bir alet, bizim 3VX'in Rus versiyonu.
Ella es sensible a tener un doctor que le extienda recetas detrás de escenas.
Senaryo doktorunu gizli tutacak kadar duyarlıdır.
El gatillo es un poco más sensible de lo que creía.
Tetik sandığımdan hassasmış.
Gina es una ardillita sensible cuando está con la regla.
Gina adet günlerinde küçük hassas bir sincap oluyor.
Y como el de los escorpiones, el nuestro es un sistema extraordinariamente sensible.
Akreplerinki gibi bizimki de olağanüstü hassas bir sistemdir.
El primer paso para la construcción de un ojo tendría que tener algún tipo de pigmento sensible a la luz, rodopsina, por ejemplo, y generarla sobre una membrana.
Gözü oluştururken ilk iş olarak rodopsin gibi bir çeşit ışığa duyarlı madde alıyoruz ve onu bir zarın üstüne kaplıyoruz.
Ahora, la ventaja de este ajuste es que es muy sensible a la luz.
Bu düzeneğin faydası ışığa karşı çok duyarlı olmasıdır.
Pero el problema es que con el fin de hacerla más nítida, tenemos que reducir la abertura, y eso significa que obtienes menos y menos luz, por lo que este ojo se vuelve menos y menos sensible.
Ama sorun şu ki, daha da netleştirmek için aralığı daraltmak zorundayız. Bu da gittikçe daha az ışık alacaksınız demek oluyor ki bundan dolayı bu gözün duyarlılığı da gittikçe azalacak.
¿ Por qué estás tan sensible en estos días?
Bu aralar niye bu kadar hassasın?
Es un tema sensible.
- Hassas bir konu.
Ya estoy muy sensible.
Zaten yeterince duygusalım.
No seas tan sensible.
Bu kadar hassaslaşma.
- Vale. - Una es sensible.
- Biri duygusal.
Ya que es un asunto sensible, solo mi equipo estará involucrado.
- Ülkenin güvenliğiyle ilgili. Milli istihbarat Teşkilatı olarak operasyonu sadece biz biliyoruz.
Tiene un estómago sensible.
Midesi çok hassas.
¡ No me había dado cuenta de que eras tan sensible!
Aslında bu kadar hassas olduğunu fark etmemiştim.
Ha tenido 39 de fiebre y la zona está roja y sensible.
39 buçuğu bulan ateşi olmuş ve ameliyat yerinde kızarıklık ve hassasiyet mevcut.
No lo sé. Siempre he sido muy sensible, tú sabes, a... cosas del otro lado.
Ben eskiden beri hissedebiliyorum, anlarsınız ya, öbür taraftaki şeyler yani.
Realmente sensible, Myra.
Ölü mü? Çok hassassın, Myra.
- Me gusta un hombre sensible.
- Hassas erkeklere bayılırım.
Un llorón sensible que conduce un Porsche.
Porsche'u olan sulugözün tekiyim.
Si creen que no soy sensible porque tengo una voz varonil y profunda, se equivocan.
Erkeksi, sert bir sesim olduğu için hassas olamayacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Pensamos que podría ser un sitio sensible desde el que sacar las bolsas del tren.
Çuvalları trenden kaçırabileceğimiz akıllıca bir yer olduğunu düşündük.
Eres demasiado sensible.
Çok hassassın.
Un alma más sensible se lo tomaría como un insulto.
Daha kibar biri bunu reddederdi.
Ya ve, la información en nuestros archivos es muy sensible, Inspector.
Londra polis teşkilatı kardeşleri. Dosyalarımız oldukça hassastır, Dedektif.
No pise el suelo! Es sensible a la presión..
yere basma baskıya duyarlıdır.
Pero, ya sabes, Nick... es un Grimm sensible.
Nick hassas bir Grimm'dir.
Sensible al movimiento.
Harekete duyarlılar.
Tal vez no lo puedes ver, porque tú eres su hermano, pero ella es una mujer sensible y hermosa.
Belki abisi olduğundan göremiyorsun o çok hassas ve güzel bir kadın.
Me dijo que no fuera tan sensible.
O kadar hassas olmamı söyledi.
Tocan la fibra sensible de mi corazón cada vez.
Hep 12den vururlar...
Y debido a eventos recientes, la policía de Los Ángeles está extremadamente sensible a las acusaciones por prejuicio.
Güncel olaylara bağlı olarak Los Angeles Polisi ayrımcılık suçlarına karşı son derece hassas.
No, no, probablementenes solo que su caso es sensible.
Hayır sadece sizin davanız bayağı hassas.
Se me ocurrió, milord, que si estoy en posición de un documento tan sensible, no lo dejaría en mi casa sin vigilancia sino que, me lo llevaría conmigo allá donde fuera.
Düşünüyordum da eğer elimde hassas bir belge olsaydı,... evimde korumasız bırakmazdım, gittiğim her yere yanımda götürürdüm.
Lo que estoy tratando de crear es esencialmente sensible.
Yapmaya çalıştığım şey özünde çok hassas.
"Bla, bla, bla, bla, Nolan, bla, bla" y me tocó una fibra sensible, así que pensé en darle una oportunidad.
Ama bu sefer, "Bıdı bıdı, bıdı bıdı, Nolan, bıdı bıdı" olarak duydum. Ve bu beni gerçekten etkiledi. Ben de bir şans vereyim diye düşündüm.
De acuerdo, tal vez estoy siendo un poco sensible pero esto parece una conversación inusual.
Tamam, belki ben biraz ince düşünüyorumdur ama bu konuşma alışılmışın dışında gibi sanki.
Estará sensible durante un rato, pero puedes caminar con ella.
Bir süre hassas olacaktır ama üzerine yürüyebilirsin.
Caroline, ese dispositivo de efectos especiales que estás usando es muy sensible, así que, no dejes que nada se acerque a tu pecho. Excepto yo.
Caroline, üstündeki özel efekt cihazı çok hassas göğsüne bir şey yaklaşmasına izin verme.
Y a propósito, Nick no se dejó influir con tus intentos de tirar por su lado sensible.
Bu arada Nick'in kalbinin en hassas tellerini çekmeye hiç niyeti yoktu.
Y comí una ensalada sensible para el almuerzo, para poder comer toda la pizza que quiera.
Öğlen de salata yedim zaten, şimdi istediğim kadar pizza yiyebilirim.
Para ser un atracador es usted muy sensible.
Bir üstat için oldukça duygusal.
El sensible Karl, intelectual deportivo.
Duyarlı, centilmen ve zeki Karl.
Estuvo sensible.
Biraz hassas biri.
Muy sensible.
Çok hassastır.