Translate.vc / Spanish → Turkish / Sentí
Sentí translate Turkish
11,894 parallel translation
Jamás sentí esto por nadie.
I herkes böyle olmamıştı.
¿ Recuerdas cómo me sentí la última vez que te quemaste?
En son yandığında nasıl hissetmiştin, hatırlıyor musun?
Cuando cambié, me sentí como un monstruo.
Değiştiğim zaman, kendimi yaratık gibi hissettim.
Sentí que vos también la tuvisteis.
Sizin de gördüğünüzü hissettim.
Yo... sólo sentí el dolor de mi herida.
Ben sadece yaramın acısını hissediyordum.
Luego de que estalló la bomba, sabía que era cuestión de tiempo antes de que me descubrieran y me sentí fatal.
Bombadan sonra bulunmamın an meselesi olduğunu biliyordum. Korkunç hissettim.
Debo decir, me sentí realmente sorprendido cuando recibí tu llamada.
Aradığında oldukça şaşırdığımı söylemeliyim.
A este no pude verlo. Pero lo sentí. Es una locura.
Bu kez onu göremedim.
Sentí que era correcto hablarlo en persona.
Yüzyüze konuşmanın daha doğru olacağını düşündüm.
Vine corriendo desde casa de Rick Jackson porque... me di cuenta de que iba a renunciar, y cuando llegué aquí, solo... Me sentí mucho mejor.
Buraya Rick Jackson'ın evinden geldim çünkü istifa etmem gerektiğini düşündüm ve direk buraya geldim kendimi o kadar iyi hissettim ki.
Nunca me sentí así antes y necesito consejo.
Daha önce hiç böyle hissetmemiştim ve biraz tavsiye lazım.
Siempre me sentí mejor al tenerte como mi segundo par de ojos.
Senin ikinci göz olarak yanımda olman beni hep daha iyi hissettiriyor.
Al principio, me sentí aliviado.
Önce içim rahatladı.
Me sentí enfermo y mareado.
Hasta gibiydim ve midem bulandı.
Me sentí diferente, como... si una parte de mí se hubiera desbloqueado.
Farklı hissettim. Sanki bir parçam kilitlerinden kurtulmuş gibi.
- Sentí que alguien me abrazó.
- Birinin bana sarıldığını hissettim.
Pero Ken me llamó para reunirse, y me sentí...
Ama Ken buluşmak için beni aradı ve şey hissettim...
Bueno, sentí que mi esposa quería matarnos, así que salté del auto.
Peki, karım bizi öldürmeye çalışıyormuş gibi hissettim, ben de arabadan atladım.
Y entonces me sentí exhausta y me he ido a la cama hasta que mi vecino me ha despertado y me ha dicho que alguien había matado a mi marido.
Ve sonra bitkin hissettim, o yüzden tekrar yatmaya gittim. Ta ki komşum beni uyandırıp birinin kocamı öldürdüğünü söyleyene kadar.
Sentí que había llegado el momento.
Zamanının geldiğini hissettim.
Es algo complicado, pero lo sentí.
Hisleri karmakarışık ama hissettim.
Y como llegué a conocer a la víctima, sentí la necesidad de saber más sobre el personaje que la... ¿ Qué ha descubierto? Que tuvo una infancia complicada. Sobre su asesino.
Kurbanı tanıdıkça katilin kişiliği hakkında da bilgi sahibi olma gereği hissettim.
Teniente... sentí algo entre los dos que parecía... algo más que profesional.
Teğmen... İkiniz arasında profesyonellik dışında da bir şey sezdim.
Yo no vi nada. Pero sentí que algo me observaba.
Ben bir şey görmedim fakat etrafta birilerinin beni izlediğine dair içimde garip bir his uyandı.
Yo también sentí algo.
Benim de hissettiğim garip bir his var.
Solo me sentí mal por ellos.
İçim acıdı onlara.
Sabes, Davina, yo... No me sentí bien con lo que me hiciste hacer al aquelarre de Versailles...
Biliyorsun, Davina ben Versailles meclisine yaptıklarından memnun değildim ama sanıyorum ki sen de memnun değildin.
porque me sentí bien conmigo mismo, y no suelo sentir eso.
"Gidecek başka yerim yok." çünkü... kendimi iyi hissetmiştim. Nadiren öyle hissederim.
Lo siento. Sentí mucho pánico.
- Üzgünüm, paniklemiştim.
Sentí como si el destino de la humanidad estuviera en un paso.
Bütün insanlığın kaderi o adımdaymış gibi hissediyorduk.
Me sentí atraída por la ciudad, supongo.
Buraya çekiliverdim işte.
Es que... nunca antes me sentí así, y no quiero estropearlo.
Daha önce hiç böyle bir duygu hissetmemiştim. Mundar etmek istemiyorum.
Sentí curiosidad y la busqué.
Meraklandım, sonra araştırdım.
- Yo sentí lo mismo...
Birisine böyle hissetirdiğim,
Quería decírtelo en persona, pero me sentí ridícula.
Sana yüz yüze söylemek istemiştim çok garip hissettim.
Sentí como si alguien de mi manada estaba en peligro, y actúe.
Sürümden birisi tehlikedeymiş gibi hissettim ve harekete geçtim.
¡ Nunca me sentí tan vivo!
Kendimi hiç böylesine hayat dolu hissetmemiştim!
Te lo digo, me sentí como si estuviera muriendo, muriendo de verdad.
Nasıl diyeyim sana, sanki ölüyormuş gibi oluyorum. Ciddi ciddi ölüyormuş gibi.
Desde el primer momento sentí una conexión entre nosotros.
Ta en başından aramızda bir bağ oluştuğunu hissetmiştim.
Pero cuando vi tu cara después de que te pegara, me sentí fatal por ti.
Ama sana vurduktan sonra senin yüzünü gördüğümde senin için çok kötü hissettim.
Sentí que deberíamos aclarar las cosas, tú y yo, librarnos de la desconfianza que parece haberse desarrollado entre nosotros.
Havayı yumuşatmamız ve aramızda oluşan şüpheden kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum.
- ¡ Por ser motas! Tío, nunca me sentí totalmente libre hasta mi primer verano aquí caminando en pelotas en el bosque.
- Parçacık olmaya! Burada ormanın etrafında çıplak yürüdüğüm..... ilk yazıma kadar, hiç tamamen özgür hissetmemiştim.
Me sentí muy mal por lo que pasó.
Olanlar için çok üzüldüm.
¡ Oye! ¡ Sentí eso!
Hey, bunu hissettim.
Sentí como que me daba su bendición.
Sanki beni kutsamış gibi hissettim.
Me sentí bastante la quemadura.
O yanışı hissettim resmen.
Pero lo que me asusta es que no sentí nada en lo absoluto.
Ama beni korkutan şey ise hiç böyle bir şey hissetmedim.
Cuando Richard me dejó por Chloe, me sentí traicionada.
Richard beni Chloe için terk ettiğinde ihanete uğradığımı hissettim.
Hubo un momento en que me sentí como la sombra de una persona.
Eskiden kendimi gölge gibi hissederdim.
Y luego me sentí aliviado.
Ve sonra rahatlamış hissettim.
Sentí esa.
Tekmeyi hissettim.