English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Serás

Serás translate Turkish

14,898 parallel translation
En la sagrada institución de matrimonio, ¿ lo amarás, consolarás y guardarás, en la enfermedad y en la salud, y renunciando a todos los demás, serás sola para él mientras los dos vivan?
Bir dakika önce federal polis bu kutsal mekanda sağlıkta ve hastalıkta, iyi ve kötü günde onu koruyup kollayacağına ve sadece onu seveceğine ölüm sizi ayırana kadar onu seveceğine yemin eder misin?
Serás tú el que tendrá que cuidarse.
Dikkat etmek zorunda olan sensin.
Te hace ver ridículo, y nunca serás capaz de arreglarlo.
Seni gülünç gösteriyor ve hiçbir zaman düzeltemezsin.
A mi jefe no le agradará, y tú serás quien se lo explicará.
Patronumun çok hoşuna gitmeyecek ve bu durumu ona açıklayacak olan da sensin.
Y después de eso, serás testigo de cómo la hago una mujer.
Ve sonrasında, onu nasıl kadın yaptığıma tanıklık edeceksin.
Es extraño pensar que algún día serás adulto.
Bir gün yaşlanacağını düşünmek garip geliyor.
Serás mi puta.
Seni orospum yapacağım.
Oye, sabes... oí que serás abuelo.
Hey, bilirsin büyükbaba olacağını duydum.
Y si no has nacido hermosa, nunca lo serás. - Eso es terrible.
Eğer güzel doğmadıysan hiçbir zaman güzel olamazsın.
Nunca podrás deshacer Ias cosas que has hecho... y nunca serás nada.
Yaptıklarını asla telafi edemezsin ve asla bir yerlere gelemezsin.
En su lugar, serás igual... que el resto de tu especie... Miserable.
Ama, sen de türünün geri kalanı gibi zavallısın.
Lola, esta noche serás el accesorio perfecto.
Bu akşam mükemmel aksesuarım olacaksın Lola.
Reinvención innovadora : Serás la cara de la línea masculina de Louis Vuitton.
Ezber bozacağız, Louis Vuitton'un erkek giyimde yeni yüzü sensin.
Serás vestido y puesto en una pequeña caja y enterrado en el suelo y desaparecido en la tierra.
Eğer giyinmiş ve minik bir kutuya sıkışmış olacak. Ve toprağa gömülü ve toprağa kayboldu.
¡ esa serás tú!
O sen olacaksın!
♪ Serás más grande que Marte... ♪ Será mejor que camines ahora
♪ Mars'dan daha büyük olacaksın... ♪ Oh!
♪ Tú serás alguien...
♪ önemli biri olacaksın... ♪
♪ Tú serás alguien
♪ sen önemli biri olacaksın
♪ Vas a ser alguien... ♪ Serás más grande que Marte
♪ sen önemli biri olacaksın... ♪ Whoo! ♪ Mars'dan daha büyük olacaksın
♪ Tú serás alguien... ♪
♪ önemli biri olacaksın... ♪
♪ Serás más brillante que las estrellas
♪ Yıldızlardan daha parlak olacaksın
Tráela de vuelta tarde y serás seis pulgadas más pequeño.
Onu geri getir, altı santim daha küçük olacaksın.
¡ pero siempre serás nada!
Ama sen her zaman kaybeden olacaksın!
¡ Siempre serás nada!
Her zaman hiçbir şey olmayacaksın!
Serás famoso toda tu vida, porque eres famoso en YouTube.
Ömrün boyunca, meşhur biri olarak yaşayacaksın. Çünkü, YouTube meşhuru olacaksın.
Y que serás como nuestra familia, ¿ aunque estés solo?
Yalnız olmana rağmen bizim ailemiz mi olacaksın?
Si acaparas el mercado del ron, serás un rey.
Rom piyasasını ele geçirebilirsen kral olursun.
Pero si esos pasos te hacen ser incluso un poco, como alguien más, entonces ya no serás tú.
Ama bu adımlar azar azar da olsa, seni başkası yaparsa, sen sen olmayacaksın.
Honestamente, creo que serás de gran valor.
Bence tam sana göre.
¿ Significa que serás reclutado, Austin?
Bu askere alınacağın anlamına mı geliyor, Austin?
Entonces serás demasiado lenta para esperar.
O zaman umut etmek için çok geç kalmışsındır.
Es el único por aquí con medio cerebro, es más listo de lo que tú nunca serás.
Burada yarım aklıyla senden daha akıllı olan tek kişi o.
Para mí siempre serás un imbécil.
Kitabımda daima paçavra bir çanta olacaksın.
¡ Serás igual que él!
- Tıpkı onun gibi bir şapkacı olarak!
Cuando la directiva despierte, serás reemplazada... y yo asumiré al mando total.
Diğer kurul üyeleri uyandığında yerini başkası alacak ve tüm kontrol benim elime geçecek.
Siempre serás mi hermano.
Hep kardeşim olarak kalacaksın.
Serás la primera en caer una vez que la empuñe.
Kılıcı elime aldığımda ilk düşen sen olacaksın.
- O serás la próxima víctima.
- Bundan hoşlanmadım.
- ¿ Serás padre?
- Birinin babası mı olacaksın?
Pero tú serás un hombre sin esposa.
Ama sen, kadınsız bir erkeksin.
Porque nunca serás invitado a mi sótano.
Çünkü alt katlarıma asla davet edilmeyeceksin.
Lo serás.
Olacaksın.
¡ No serás olvidada!
Unutulmayacaksın!
Siempre serás mi chica, y te amo por eso.
Sen her zaman böyle bir adamsın ve bunun için seni seviyorum.
Si sigues tragando vodka de esa manera, no serás capaz de escuchar nada.
Böyle votka devirmeye devam edersen hiçbir şey duyamayacaksın.
No serás músico, Bodi.
Müzisyen olamazsın, Bodi!
Serás un guardia.
Nazik olacaksın.
En seis meses, no solo serás Capitán Qwark el héroe...
Altı ay içinde, sadece bilinen kahraman Yüzbaşı Qwark olarak tanınmayacaksın.
Seras castigada.
Dersini alacaksın.
Oye, seras nuestro padrino de bodas!
Hey, sen bizim nikah şahidimiz olacaksın.
Básicamente, sólo serás como una imagen congelada.
- Günaydın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]