Translate.vc / Spanish → Turkish / Sets
Sets translate Turkish
168 parallel translation
Ya están listos los sets para su aprobación, Sr. Zanfield.
Tüm sahne hazır Bay Zanfield. Eğer uygun görürseniz.
- Aprueba los sets.
- Sahneye okey verdim.
Ellos tienen dos canchas y jugamos sets diferentes.
Onların iki kortu var biliyorsun, ve biz farklı takımlarda oynadık.
Si termino en 3 sets, todavía...
Üç sette bitirirsem, zamanı...
Haines barre en los 2 primeros sets.
İlk iki seti çok çabuk aldı.
Sr. Haines lidera, 2 sets a 1.
Bay Haines 2-1 önde.
Dos sets a uno.
Set skoru, 2-1.
Felicita a Walter por los sets, a Lucien por el vestuario... -... y a Boris por la partitura. - Me gustó la música.
- Walter'ın setini, Lucien'in kostümlerini ve Boris'in orkestrasını kutlarım
Este partido será para la que gane dos de tres sets.
Bu maçın galibi, üç sette en iyi iki seti oynayan olacak.
Dijo que quería que mi grupo y yo fuéramos a tocar unos sets... para bailar.
Benim ve grubumun onlar için danslı bir toplantıda çalmamızı istiyormuş.
Claro, juegas algunos sets, eso te relaja.
Tabii, gidip birkaç set oynayıp göbeği eritirsin.
Una vuelta de reloj más 153 miradas y...
... round the clock, plus a 153 sets in eyes top a P.M.A. Willmer.
El partido es en tres sets.
Karşılaşma üç setlik.
Tengo muchos operativos trabajando en varios sets de filmación.
Çeşitli film setlerinde birkaç faaliyetim olmuştu.
No puedo creer que ellos falsifiquen sets de libros.
Bütün herşeyin sahtesini yaptıklarına inanamıyorum.
Nos retiramos después de 2 sets.
İki setten sonra bıraktık.
Me han dicho que ganaste tres sets seguidos.
Onu üç sette yendiğini duydum.
Se hicieron pruebas con Welles como Kurtz, se diseñaron sets, pero el estudio abandonó el proyecto, temiendo que semejante producción excediera el presupuesto.
Orson Welles ile deneme çekimleri yapılmış, Kurtz ve ekip dahi tasarlanmıştı. Ancak detaylı yapım maliyetinin bütçeyi aşmasından korkan yapım şirketi projeden çekildi.
Comprendí que había sets destruidos.
Ve setlerin tahrip olduğunu öğrendim.
Para reconstruir los sets,
Setleri yeniden inşa etmek için
De "El Sol También se Pone", aquí están Montana Moorehead y Ariel Maloney.
"The Sun Also Sets" dizisinden Montana Moorehead ve Ariel Maloney.
Ella es la Maggie de "El Sol También se Pone".
"The Sun Also Sets" dizisinden Maggie.
Y ahora nuestra quinta nominada, Celeste Talbert de "El Sol También se Pone".
Şimdi. adayımız : "The Sun Also Sets" dizisinden Celeste Talbert.
Y, por supuesto, gracias en especial a mi mejor compañera, la principal guionista de "El Sol También se Pone", Rose Schwartz.
En iyi ve en sadık dostuma da özel olarak teşekkür ediyorum : "The Sun Also Sets" in başyazarı Rose Schwartz'a.
David Barnes, productor, "El Sol También se Pone".
David Barnes, yapımcıyım, "The Sun Also Sets".
En lugar de eso, volvamos a "El Sol También se Pone", el tema que nos ocupa...
"The Sun Also Sets" konusuna geri dönelim...
- Es Maggie de "El Sol También se Pone".
- "The Sun Also Sets" dizisinden Maggie.
Un día asombroso en la vida de "El Sol También se Pone".
"The Sun Also Sets" dizisinde ilginç bir gündü.
El culebrón de la vida real "El Sol También se Pone" alcanzará un clímax excepcional cuando en la emisión en vivo de hoy se revele si Celeste Talbert,
Gerçek hayattan alınma "The Sun Also Sets" in bugün dönüm noktası. Bugünkü canlı yayında Celeste Talbert'ın mı, Lori Craven'ın mı,
Es un final de cuento en un año tumultuoso para el reparto de "El Sol También se Pone", una serie en la que la vida no solo imita el arte, sino que lo supera.
"The Sun Also Sets" ekibi için tantanalı biten bir roman. Bu dizide yaşam, sadece sanatı taklit etmedi, doruğa da ulaştırdı.
... perdió en 4 sets :
... dört sette yendi.
La clase de persona que puede jugar tres "sets" de tenis pero no suda.
Üç set tenis oynayabilen ama terlemeyen türde bir insan.
Bien, lo reduje a la olla de barro... la licuadora o al hermoso surtido de sets de fondue.
Seçeneklerini, düdüklü tencere, blender ya da hoş bir fondü karışımına kadar indirdim.
Están mandando señales fuera de los sets de TV.
Onlar da sinyallerini TV ler sayesinde yayiyorlar.
Hubo que recortar detalles como sets, decorados, vestuarios y a Mel Patiño.
Bu yüzden setleri, sahne donanımını, kostümleri Figüran Mel gibi şeyleri kaldırdık.
Has visto sets de madera terciada que se ven como el interior.
Geminin içi gibi görünen kontraplak set'i gördün.
Las campeonas de la nacional masculina de voleibol, 3 sets a 2, son el Distrito 5.
Erkekler ulusal voleybol şampiyonu, 3'e 2 setlerle, 5'inci bölge oldu.
acaso no transportan los sets y demas cosas... De un pais al otro y asi de vuelta?
Bunun yanında getirdiklerine göre bir de geri gidecekler dimi?
'Un héroe embarca...'... y pone rumbo...'... a esa isla de leyenda... 'Avalon...
'A hero takes ship...'... and sets sail...'... to that isle of legend...
'Oh Arturo...'... tu barco navega...'... hacia la brumosa agua de Avalon.'
'O Arthur...'... your ship sets sail...'... over the misty water to Avalon.'
'Ahora, con las Nueve Hermanas...'... a través de la bruma...'... el barco parte...'... hacia Avalon.'
'Now, with the Nine Sisters...'... across the misty water...'... the ship sets sail...'... to Avalon.'
Y la estupidez ganó en sets corridos.
Ve aptallık, maçı set vermeden kazandı.
¿ Qué has sido- -? ¿ Cuánto tiempo hiciste esto... y en qué sostienes tus sets... y todo el material?
Ne kadar zamandır yapıryorsun bunu ve gösterilerini ve malzemelerini nereden buluyorsun?
Tantos sets de carton, tantos recuerdos. si tan solo los otros...
Bu kadar film seti, ne kadar çok hatira. Keske digerleri de- -
Tantos sets de cartón, tantos recuerdos, sí tan sólo los otros...
Bu kadar film seti, ne kadar çok hatıra. Keşke diğerleri de- -
Daniel : Eso me lleva todo el tiempo que le tomará a jugar dos sets.
Sen iki set oynayıncaya kadar ben bitiririm.
Mark-Lee Kurt diseñó los sets.
Mark Lee Kurt setleri tasarladı.
Aquí tienen sólo algunos de los resultados : Billy-Jean... King comido en sets directos.
Billie Jean King düz setlerde yem oldu Laver ilk seti aldıktan sonra pestile çevrildi Pancho Gonzalez voleleri ve ters vuruşlarıyla mükemmel servisler atarken ağdan emilip iki dakikada yutuldu.
- Gané tres sets sucesivos.
- Arka arkaya üç sette seni yendim.
Folks roamed the earth Like big rolling kegs They had two sets of arms
insanlar dünyada takılırken yuvarlanan koca fıçılar gibi iki kolları olan iki bacakları olan koca bir kafadan bölünmüş çevrelerindekileri izlemeyi sağlayan iki yüzleri olan..
Hey, tenemos dos sets más, man.
- İki set daha yapmamız lazım dostum.