Translate.vc / Spanish → Turkish / Shériff
Shériff translate Turkish
10,142 parallel translation
Sheriff Hood, agradezco la visita y el hecho de que usted y su gente haya hecho lo que han podido para parar a esta gente.
Şerif Hood, ziyaretiniz ve bu insanları durdurmak için yardımcınızla beraber yaptıklarınızdan dolayı çok teşekkürler.
Nadie va a tener paciencia con un sheriff de un pueblo que cree que sabe más que nosotros.
Kimse kendini daha iyi bildiğini sanan küçük kasaba şerifi için sabır göstermeyecektir.
¡ Quietas! Tengo que mandarle un mensaje al sheriff.
Etrafı zombiler kuşatıyor! Ne yapacağım ben? Olamaz!
Disculpe, Sheriff "Hiyer".
Kusura bakmayın, Şerif "Hi-yer".
Usted dos, ven si el sheriff tiene algo de vigilancia en el puente.
Siz ikiniz, bakın bakalım şerifte köprüden görüntüler var mı.
¡ Buen día, Sheriff!
Ah, günaydın Şerif!
Lo dejaré con eso, Sheriff.
Seni bununla başbaşa bırakıyorum, Şerif.
Entonces, el Sheriff Heyer dijo,... que hasta que la Agencia de Fauna Silvestre y Pesca venga, lo puedo conservar.
Şerif Heyer dedi ki, yabani bir canlı bulursam, alıkoyabilirmişim.
Sheriff, probablemente usted esté un poco recargado.
Şerif, büyük ihtimalle stres yapmışınızdır.
Sheriff, ¿ qué es esto?
Şerif, noluyor?
Pero dígame, Sheriff, cómo va a arrestarme cuándo... ¿ usted no me puede atrapar?
Fakat söyle bana, Şefir, beni nası tutuklayacaksın beni yakalayamadığın zaman?
Sheriff, usted sabe que no puede arrestarlo sin acusarlo de algo.
Şerif, biliyorsun ki onu suçlama yapmadan alıkoyamazsın.
Debemos movernos antes de que el Sheriff se dé cuenta que este edificio sólo es de madera.
Şerif bu binanın sadece ahşaptan yapıldığını farketmeden önce gitmeliyiz.
Está bien, el Sheriff se ha ido.
Pekala, Şerif gitti.
Se encargó el departamento del sheriff.
Şerif departmanı davayı devralmıştı.
Su sheriff mató a ambos.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
¿ De qué? De que el sheriff Andersson está fuera de control, y que lo estás encubriendo.
- Şerif Anderssen kontrolden çıkmıştı ve sen de örtbas ettin.
¿ El sheriff Andersson también?
Şerif Anderssen da mı?
¡ Sheriff!
- Şerif!
Eres una mala persona. Eres un mal sheriff.
Kötü şerifsin!
Su sheriff los mató a ambos.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
El sheriff Anderssen irrumpió en el baño.
- Karşı koydu.
Mire. Si el sheriff se encuentra presente en el interrogatorio, todas las pruebas conseguidas en él serán inadmisibles.
Bakın, bu mülakatlarda şerifinizin yakın durduğu bir yer varsa mülakatın tüm kanıtları kabul edilemez sayılacaktır.
Bueno, la prueba de ADN nos dará un resultado y o bien es sangre de tu hijo, serás puesto en libertad y pondrás una demanda por arresto indebido y agresión contra el sheriff
Pekâlâ, DNA testi sonucu verecek. Oğlunun kanı olduğu çıkarsa yanlış tutuklama ve saldırı suçundan Şerif Andersson'ı dava etmekte serbest olacaksın ya da Stoddart'ın kanıysa cinayetiyle itham edileceksin.
¿ Cuando el sheriff Anderssen arrestó a Frank Sutter, lo arrestó en tu habitación del hotel?
- Şerif Anderssen, Frank Sutter'ı sizin otel odanızda mı tutukladı?
¿ Por qué crees que tuvieron esa confrontación violenta? ¿ Por qué crees que el sheriff fue tan violento?
Şiddetli bir karşılaşma ve şerifin şiddet eğilimi olduğunu neden düşünüyorsunuz?
No sé lo que se le pasa al sheriff por la cabeza.
Şerifin aklından neler geçtiğini hiç bilmiyorum.
Dice que no tiene una relación con el sheriff Anderssen.
Şerif Andersson'la ilişkisi olmadığını söylüyor.
Si ese no es el caso, ¿ cuál es el caso, sheriff?
Dava bu değilse o hâlde dava nedir Şerif? Bilmediğimiz bir şeyi mi biliyorsunuz?
Su Sheriff mató a ambos.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
La policía apareció de repente, el Sheriff, salió de la nada, y disparó al perro.
Polis aniden ortaya çıktı. Şerif hiç ortada yokken çıkıp köpeği vurdu.
Sheriff.
- Şerif.
El sheriff Anderssen para usted.
Şerif Anderssen arıyor.
Su sheriff les mató a ambos.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
Frank, escucha al sheriff.
Frank! Şerifi dinleyip bunu bize bırak.
¡ Eres el puto sheriff!
Kahrolası şerif sensin!
¡ Sheriff!
Şerif!
Eso es lo que ocurre, sheriff.
Durum budur Şerif.
Serías un buen sheriff.
Senden iyi bir şerif olurdu.
Esa es la situación, sheriff.
Durum budur Şerif.
No lo sé. Llama al sheriff.
Şerifi çağır.
¿ Resulta que el ladrón no identificado... por la Policía de Nueva York del Capital Diamond... resulta ser el nuevo sheriff de Banshee, Pennsylvania?
Meğer NYPD'nin isimsiz elmas vurguncusu Banshee, Pennsylvania'nın yeni şerifiymiş meğer?
Y cuando pienso en un ex convicto haciéndose pasar por un sheriff... bueno, creo que tal vez sean las mismas pelotas.
Eski bir hükümlünün de şerif taklidi yaptığını düşününce bunlar aynı sağlam taşaklar olabilir dedim.
No, gracias. ¿ Has visto al sheriff?
Hayır, teşekkürler. Şerifi gördün mü?
¡ Departamento del sheriff!
Şerif departmanı!
- Sheriff, déjame salir.
- Şerif, çıkar beni.
Espero que no le importe, sheriff.
Umarım sorun değildir, Şerif.
- Departamento del Sheriff del condado de Dade.
- Dade County Şerif Departmanı.
- Sheriff, ¿ le va a dejar salir o no?
- Şerif, onu salacak mısınız?
Vale, así que el sheriff arriesga conscientemente la vida de mi cliente.
Pekala, Şerif müvekkilimin hayatını kasten tehlikeye atıyor.
Sheriff, ¿ no estará considerando seriamente entregar al señor Proctor a ese psicópata?
Şerif, cidden Bay Proctor'u o psikopata vermeyi düşündüğünü söyleme.