Translate.vc / Spanish → Turkish / Sike
Sike translate Turkish
293 parallel translation
Es un amaño.
Bu sike.
Sí. ¡ Quiero tener la boca llena de verga, cualquier día!
Bir gün ağız dolusu sike hayır demem.
Si cree que voy a sudar sangre durante 90 minutos... para que él eche a perder el partido deliberadamente, ahora se va a enterar.
Ben 90 dakika deliler gibi koşup kan ter içinde kalayım, beyimiz sike yapıp gol yiyecek. Bunu önceden düşünmeliydi.
¡ Nos van a matar!
Sike sike öldürecekler bizi!
- Me lo debe a mí. Y me lo va a pagar.
Ve sike sike ödeyecek!
Esta vez no habra excusas que valgan.
Umarım, bu şike, utanç verici durumun olur.
LA COMPONENDA
ŞİKE
Una joven promesa del béisbol comete un atraco a mano armada.
Bir beysbol oyuncusu, 347 atışı olan bir atıcı ve bir oyunda şike yapmış.
Deberías haberme cuidado un poco para que no tuviera... que aceptar apaños por poco dinero.
Bana sahip çıkmalıydın ki bahis parası için şike yapmak zorunda kalmayayım.
O sea, que no estuvo amañado.
- Şike olmadığını mı söylüyorsun?
Mi chico no se dejará ganar.
Benim sersem şike yapmıyor.
- ¿ Que me deje perder?
- Yani şike mi yapayım?
El fiscal del distrito interroga a Graziano por intento de soborno
Bölge Savcısı Şike Konusunda Graziano'yu Sorguladı
Hogan dice que Graziano no habla por miedo a una venganza
Graziano Çete Korkusundan Şike Konusunda Ağzını Açmıyor
La Comisión de Boxeo escuchará hoy el testimonio de Graziano
Boks Komisyonu Şike Konusunda Bugün Graziano'yu Dinleyecek
Según las pruebas corroboradas por el propio acusado sabemos que le propusieron dejarse ganar en el combate contra Shank a cambio de una oferta de cien mil dólares.
Delillere ve kendi ifadene dayanarak Shank maçında şike yapılmak istendiği, bunun için sana 100 bin dolar önerildiği belirlenmiştir.
Buenos chicos, ¿ verdad?
Şike, değil mi?
Se dice que está arreglada, pero todo lo está.
Şike varmış diyorlar ama nede yok ki!
Es el que amañó los campeonatos de 1919.
1919 Beyzbol Dünya Kupa'sına şike karıştıran oydu.
Nunca pensé que hubieran sido manipulados.
Şike karıştırıldığını bilmiyordum. Dürüst bir oyun sanıyordum.
¿ Acaso la carrera está apañada?
Bu yarışta şike mi var yoksa?
Yo sólo sé que, da igual cuál sea el juego, cartas, carreras, boxeo, Io que sea... Si se puede apostar por él, se puede apañar.
Tek bildiğim şu, her oyunda, ister kağıt olsun, ister zar oyunu, at yarışı, boks, her neyse... bahis oynanıyorsa, şike de yapılabilir pekala.
"No ganaste a nadie y todos saben que el combate estaba amañado".
"Kimseyi dövmedin. Boksu bilen herkes dövüşte şike olduğunu anlardı."
Mucho me acusan de amañar la pelea, de venderme e insultan a mis hijos en clase.
Beni şike ile suçluyorlar, sahtekar olduğumu söylüyorlar ve okulda çocuklarıma hakaret ediyorlar.
Tomaba partidos y apostaba contra su propio banco.
şike yapıyordu ve kendi bankasına karşı bahis oynuyordu.
Aún puede funcionar. ¡ Sully el entrenador, Kirsch el abogado y Brogan el jugador todo puede arreglarse!
Hala başarabiliriz. Antrenör, avukat ve futbolcu şike yapıyorlardı!
¿ No puedes arreglar el concurso o no quieres?
J.P., yarışmada şike yapamazsın, yoksa yapacakmısın?
- Arreglo?
- Şike mi?
Yo sabía que habían fraguado la pregunta de $ 64 mil.
O yarışma programında şike yapıIdığını biliyordum zaten.
Pensáis que podéis desbaratar mis planes amañando las elecciones de Villaestiércol.
Dunny-on-the-Wold seçimlerinde şike yaparak, Prensi batırma planlarımı önleyebileceğinizi sanıyorsunuz, ama mahvolacaksınız!
Y tercero, haremos trampa, claro.
Ve üçüncüsü, elbette ki, şike yapacağız.
Mami tiene una votación que arreglar.
Annenizin şike yapması gereken bir seçim var.
Un tipo que conocía tenía un plan.
Tanıdığım bir herif bana bir şike önerdi.
Se enteraron, me echaron de las competencias, y mi hija murió.
Şike ortaya çıktı, yarıştan atıldım ve kızım öldü.
¿ alguien huele a arreglo aquí?
Şike yapıldığını anlamayan var mı?
Es como saber que Mickey Mantle usaba un bate ilegal.
Bu Mickey Mantle'ın maçlarda şike yaptığını öğrenmek gibi birşey.
Cuando se supo del arreglo, los números se fueron al cielo.
Ortada şike lafı geçmeye başlayınca bahisler tavan yaptı.
Dijo que lo "obligaron a dejarse ganar".
Söylediklerini tekrarlıyorum, şike yapmasını istemişsiniz.
"Veintiuno" está amañado, y puedo probarlo.
- Şimdi izin verir misiniz lütfen? - 21'e şike karışmış.
A ciertos concursantes les dieron las respuestas por adelantado.
- Bazı yarışmacılara... - sorular önceden verilmiş. - Yarışma programında şike.
¿ Admite que ayudó a amañar los programas?
Yani şova şike bulaştırdığını açıkça kabul ediyorsun.
Sr. Freedman... ¿ admite libremente que ayudó a amañar estos programas?
Bay Freedman, bu şovda şike yaptığınızı kabul ediyor musunuz?
Debido a que eran tramposos, por eso.
Çünkü onlar şike yaptılar. İşte bu yüzden.
- Sin trampas, sin timbres.
- Şike yok, yaşlı oyuncular yok.
Mientras no anulen mi pelea con Arvid "El Macho".
Yüce Arvid ile dövüşümde şike yapmasınlar da.
Están discutiendo un canje.
- Şike söylentisi dolaşıyor. - Peki ya Nets için ne düşünüyorsun?
¿ Trampa en el juego olímpico de hockey? ¿ Qué pasa?
Olimpiyat hokey oyununda şike mi yaptınız?
Peleas sucio!
Şike yok!
Estaba arreglado.
Şike var!
Eso sería hacer trampa.
Bu şike olur.
Transferencias millonarias, corrupción, esas cosas.
Milyonluk transfer ücretleri. Şike gibi şeylerle ilgili.