Translate.vc / Spanish → Turkish / Sip
Sip translate Turkish
2,230 parallel translation
Sip, a "Cakewalk".
Evet küspe.
Sip. Oh.
- Evet.
- Sip.
- Evet.
Sip. Quédate.
- Evet, siz kalın.
- Sip.
Evet.
- Sip. ¿ Por qué?
Neden?
- sip - ¿ Como lanzaste eso?
- Evet. - Nasıl değiştirdin fikrini?
Sip. Entonces, ahora que se fue ¿ qué vas a hacer con ese cuarto vacío?
Şimdi o gittiğine göre, boş odayı ne yapacaksın?
- Sip. - ¿ Y la toallita?
- Fanilayı?
Sip. "Ooh, Fergus, ooh, Fergus, más fuerte, en la boca."
Evet. "Fergus, Fergus, daha sert yap beni, ağzımdan yap."
Sip, esta es mi graciosa broma de Halloween.
Evet, bu benim komik cadılar bayramı şakam.
Sip, soy una ayudadora.
Evet, destek çıkarıp takarım.
Sip, pero tienes que hacerte profesional.
Evet ama profesyonel olmalısın.
- Sip, y tambien su numero y direccion.
- Numarasını ve adresini de biliyorum.
Sip. La pregunta inminente :
Evet, can alıcı sorunun vakti.
Sip, lo uso para salir con Calvin, um..
Evet, Calvin'i okula geri dönmek için kullandı.
Sip.
Evet.
Sip, sip, es como Lollapalooza, pero con alimentos en lugar de, um...
Evet, evet. Aynı Lolla Cümbüşü gibi. Sadece "lolla" yerine yiyecek var.
Sip.
- Evet.
- Sip, están vendiendo su condominio.
- Evet. Evlerini satıyorlar.
- Sip, papá, sus dos hijos grandes, una de sus esposas. Una criada con pelotas.
Evet, baba, iki oğlu, gelini ve bir de erkek hizmetçileri...
Sip, supongo que así es en un día de juego.
Evet, sanırım maç gününde bunlar olmuştu.
Sip. Iba a utilizar todos los trucos del libro de mamá.
Evet, annelerin kitabındaki bütün numaraları sermiştim.
¡ Sip!
- Evet!
sí. sip, la arcilla no estaba seca aún.
Evet, zamanımız henüz bitmemişti.
Eso fue lo que le mató. Sip.
- Onu öldüren bu olmuş.
Sip, lo haré.
- Dönüyorum.
Sip, y todavía queda un poquito más de tensión.
Evet hâlâ biraz tedirginim.
Sip, yo tenía razón.
Evet, doğru bildim.
Sip, lo que digo es que hubiera sido más fácil levantar un coche.
Evet işte, araba kaldırmak daha kolay.
Sip, y tat gana por uno.
Evet ve bir diş öndeyiz.
¿ Estás preocupado por mí? Sip, claro que lo estoy.
Benim için endişeli misin?
Sip.
Olur.
Sip.
Tabi.
Sip. Allá vamos.
İşte geldik.
Sip.
- Evet
- Sip
- Evet.
Sip, no estoy tan segur de eso
Evet, bundan emin değilim.
Sip
Peki.
- Sip
Bir kadınla ilgili hikâye okudum.
Sip.
Yep.
Sip ese es él.
Evet bu o.
Sip.
- Evet!
En un santiamén.
Şip şak.
"¿ En un santiamén?"
"Şip şak" mı?
Sip.
Aynen.
¡ Pan comido, facilísimo!
Şip-şak halledeceksin!
"Pan comido, facilísimo."
"Şip-şak halledeceksin".
Sip.
- Efendim?
- Oh, querida, Sip. Rose, frena.
Rose, sakin ol.
Sip, nosotros no tenemos ningún cabo suelto.
Bizim yarım kalmış bir şeyimiz yok.