Translate.vc / Spanish → Turkish / Siren
Siren translate Turkish
589 parallel translation
Cuando deje de sonar, llegará el año nuevo para todo el mundo menos para ti.
Siren kesildiğinde... dünyadaki herkes için yeni bir yıI olacak. Sen hariç.
Los pitidos han cesado, Manny.
Siren kesildi Manny.
Muchos hombres que volvían de una cita, una fiesta o un partido de póquer... sorpresivamente se encontraban en una patrulla... con la sirena sonando mientras los llevaban a la oficina de detectives.
Bir partiden, bir randevundan, bir kumar masasından dönen çoğu adam kendisini, siren seslerinin yankılandığı bir arabada karakola götürülürken buluyordu.
Allanemos toda el área sigilosamente.
Tüm bölgeyi kuşatacağız. Siren sesi yok. Sessizce yapacağız.
Dígame ¿ por qué la sirena?
Söylesene Quillan, o siren ne?
Diles que vengan enseguida, pero nada de sirenas.
Git haber ver. Siren çalmadan olabildiğince hızlı burada olsunlar.
Qué gallina,... la sirena le paraliza.
Ne kıvranış. Şu siren kesinlikle onu paralize ediyor.
Mira por encima del hombro... y se pone nervioso al oír la sirena.
Omuzunun üstünden bakar, her siren çalışında, gözleri yerinden fırlar.
Parece que se ha metido en un gran problema, joven. Si ud. se hubiera detenido en cuanto oyo la sirena
Kendinizi bir sürü beladan kuratarabileceğiniz anlaşılıyor, genç adam, eğer siren duyar duymaz dursaydınız.
Bébetelo todo y olvídate de las sirenas.
İç hadi, hepsini. Siren seslerini unut.
Cuando suene la sirena, cortaré la corriente.
Siren çaldığında akımı keseceğim.
Daremos un toque de sirena cada cuarto de hora.
Her 15 dakikada bir siren çalacağım.
Las instrucciones son las mismas, solo que la señal será el silbido de una sirena.
Emirler, siren sesi ile işaret gelene kadar devam edecek.
En cuanto sientan la sirena deberán correr hacia la cerca. - ¿ Entendiste?
Siren sesini duydukları anda, çitlere doğru koşsunlar.
En cuanto hayas quitado la corriente la sirena empezará a sonar.
Sen devreyi keser kesmez siren çalmaya başlayacak.
- ¿ No ha oído la sirena?
- Siren sesini duymadın mı?
Como corriente eléctrica, como relámpagos, como fuego en la noche... y sirenas chillando en tu cabeza.
Bir gece yangını gibi, sanki kafanın içinde çalan siren sesleri gibi. Düşünme.
Cuando oí la sirena lloré desde lo más hondo de mi corazón.
Siren sesini duyduğumda gözyaşlarıma hakim olamadım.
Tienes un auto con sirena, ¿ verdad?
Arabanda siren vardı değil mi?
Yo soy artesano... y a las 12 : 30 cuando toca la sirena dejo el trabajo
Ben esnafım... ve dükkanımdan siren sesiyle saat 12.30'da ayrılırım.
Oí sus sirenas desde lejos.
Çok uzaklardan siren seslerini işittim.
¿ Eso no es una sirena?
Hey, bu siren sesi değil mi?
A las 5 menos cinco las sirenas comenzaron a sonar y yo que estaba en la terraza de mi casa mirando al río
5 dakikada bir siren çalıyordu. Verandada yürüyor, nehre bakıyordum.
Hacer cola para entrar a los refugios Se convirtió en un ritual cotidiano
Akşam karanlığında başlayıp gün ağarınca biten sığınak kuyrukları ve siren seslseri
Dio por el ataque, cuando me desperté con el sonido de las bombas y aviones en el aire.
Baskın sırasında Lanai'deydim. Olayla ilgili hatırladığım ilk şey siren sesleri.
Salen con la sirena encendida.
Siren sesiyle buraya geleceksin.
No puedo oírlo, Sr. Duffy, con los tiros y las sirenas.
Tüm bu silah ve siren sesleri arasında sizi duyamıyorum Bay Duffy.
Aún con la sirena hay que atravesar el túnel.
Siren olsa bile, tünelden gitmeliyim.
Una sirena.
Siren sesi.
Escucha la sirena de la ambulancia que llega... y era algo así...
Uzaklardan siren sesini duymuş, ambülansın geldiğini ve geçip gittiğini.
Oirá un timbre a las tres.
Saat 15 civarında bir siren duyacaksınız.
Cobran diez dólares el kilómetro y medio y ni usan la sirena.
Kilometresine 6 Dolar alıyorsunuz ama bir siren bile çalmaktan acizsiniz!
Toma. ¿ Quieres hacer ejercicio?
[Uzaktan Siren Çalıyor] İştee. Biraz egzersiz yapmak ister misin?
Un objeto celestial, el llanto de una sirena.
Bir gök cismi, siren çığlığı
¡ Por qué nunca sonó el claxon, eh?
Neden siren hiç çalmadı?
¡ La bocina! ¡ El maldito claxon está sonando!
Lanet siren çalıyor!
Pon la sirena.
Siren çal.
No conozco la diferencia entre la de entrada y la de salida.
- İçerdeki siren nasıldı?
Bueno, oí sirenas esta mañana. Después de que te marcharas.
Bu sabah sen gittikten sonra siren seslerini duydum.
¿ Venir con las sirenas sonando y las pistolas haciendo fuego?
Siren çalıp ateş açarak mı gelsinler?
Oigo sirenas pero no veo policías.
Siren sesi duyuyorum, ama hiç polis görmüyorum.
Modalidad de sirena.
Siren sesi.
Me recuerdan la guerra, las alarmas, los bombardeos, el toque de queda. Cuando sonaba, corriendo al refugio.
sokağa çıkma yasakları siren çalınca sığınağa koşmalar.
¿ Acaso hay sirenas buenas?
Hiç iyi bir siren duydun mu?
Esas son sirenas.
Bunlar siren.
¡ Vamos!
[Siren Devam ediyor] Haydi.
No te preocupes, querido.
[Uzaktan siren sesi geliyor] Endişelenme hayatım.
¿ Porqué toca 3 veces?
Niye üç kere siren çalıyorlar?
Son sirenas.
Bunlar siren.
¿ Es la sirena buena?
Bu iyi bir siren mi?
Es una sirena mala.
Bu kötü bir siren.