English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Sit

Sit translate Turkish

177 parallel translation
♪ And sit with me here ♪
# Gel yanıma
"... and imagine frothing dragons while you sit and wreck your lungs? "'
"... and imagine frothing dragons while you sit and wreck your lungs? " " And I must be permissive... "
¡ Willy, sit!
Sessiz ol oğlum, sessiz ol.
¶ " Ven siéntate a mi lado ¶ ¶ y escucha mi triste historia ¶
Come sit down beside me and hear my sad story.
Sit down.
Otur. Otur.
# Ain't no use to sit and whine
* Ağlayıp, sızlanmanın anlamı yok *
Sit down.
Otur.
¡ Sit!
Otur!
Al sitio, perro. ¡ Sit!
Kuçu, oraya otur!
Siéntate, ayúdenme!
Sit! Bize yardım et.
Puedes sentarte y clavar la vista en el tubo de imagen hasta que tu cerebro se convierta en requesón
# You can watch us any time that you please # You can sit around and stare at the picture tube
Usted hizo una declaración diciendo : que no tenía absolutamente ninguna intención de de volver sobre los planes para la provisión de viviendas en el sitio, y luego una semana después de eso, hay una reunión secreta entre usted y dos funcionarios del Departamento de Medio Ambiente.
Sit alanı üstündeki konutlandırma planları için geri adım atmaya hiç niyetinin olmadığını belirten bir açıklama yapmışsın, ayrıca bir hafta sonrasında, sen ve çevre bakanlığından... iki memur ile gizli bir toplantı düzenlenmiş.
Disculpe, la leche chocolatada es para mí.
Pardon ama, çikolatalı sit benim.
- ¡ Un actor de la serie "Dallas"!
Sweathog`lardan biri. ( Bir Amerikan sit-comu ) Ben kontrol ettim.
Tendré mi propia comedia en la tele.
Muhtemelen benim sit-comumu çekerler.
Quizá podrían declarar el bar de Duke patrimonio histórico.
Duke's için tarihi sit alanı çıkarttırabiliriz belki.
Claro, esta podría ser el trampolín para conseguir mi propia sitcom de Fox.
Bu bir kanalda kendi sit-com'um olması için bir sıçrama tahtası olabilir.
¿ Que pasa con las comedias hoy en día?
Tanrım, bugünlerde sit-com'ların nesi var?
Puñeteras y maravillosas noticias.
Sit... siteyim, muhteşem bir haber bu.
¡ La Sra. Nancy Sit!
Bayan Nancy Sit.
Tranquilo Sit.
Sakin ol. Otur!
Quiero que vayas arriba Y tratar de durar más que una nueva serie de Fox.
Yukarı gelmeni ve bir sit-com'dan daha uzun süre "dayanmanı" istiyorum.
They sit so innocently...
Onlar masum masum oturuyorlar...
Y esta señora... solía sentarse en este bar cada noche... usando todas las joyas que tenía... esperando a su viejo amor perdido.
Bu hanım... she used to sit her gece bu barda oturup... hep aynı mücevheri takar... kaybettiği sevgilisini beklerdi.
Esperemos que sí, porque Moe se irá para filmar su propia serie.
Umarım korusun, çünkü Moe kendi sit-com'unu yapmak için ayrılıyor.
"Siéntate aquí", "Pon eso aquí"
Otur, koy onu yerine ( "Sit down", "Put that down" )
como las hermanas Andrew. Después de "Boogie Woogie Bugle Boy" y antes de "No te sientes bajo el manzano".
Andrew Sisters gibi : "Boogie Woogie Bugle Boy" dan sonraki "Don't Sit Under The Apple Tree" den önceki.
Es como las hermanas Andrew antes de "No te sientes bajo el manzano".
"Don't Sit Under The Apple Tree" den önceki Andrews Sisters gibi.
Ram Bandhu Gupta.
Sit Ram Bandhu Gupta.
Ven aquí Sit
Buraya gel ve otur.
S-I-T. Eso es, sentar.
S-I-T. "Sit" ( oturmak ) yazdım.
En SIT investigaba nanomàquinas.
SIT'de, nanomakineleri araştırıyormuş.
¿ El sillón que Sit Magazine llamó "Sillón del año"?
"Yayıl" dergisinin "Yılın Koltuğu" seçtiği koltuk mu?
Sit Bob \ ~ Sit Bob.
- Otur, Bob.
Traté de escoger una nueva cama,... ¿ pero has ido a "Siéntate y Duerme" últimamente?
Yeni bir yatak almayı denedim,... ama Sit'n Sleep'e son zamanlarda hiç gittin mi?
Sólo tienes que sentarte, voltearte y mover la cola.
All you gotta do is sit up, beg, roll over and shake that booty.
No me quedaré mirando cómo los de clase alta se enriquecen.
I won't sit on my keister and watch the fat cats get rich.
Duques y vizcondes sit cercano al Rey a menos que haya un marqués presente.
Dükler ve kontlar, eğer bir marki yoksa... Krala en yakın otururlar.
Bien, he desarrollado un método de investigación personal : El SIT.
Evet, araştırmalarımda bana has, eşsiz, özel bir yöntemim var.
Hay muchos en ese caso. Lo he descubierto con mi método de investigación, el SIT.
Bunun gibi çok davayı çözdüm ve B.A.S. metoduyla hiçbir şey gözden asla kaçamaz.
El SIT es la hostia.
B.A.S. harika bir sistem.
"Si vas dejando que se escape lo que más querías".
Don't just sit and watch as your true love walks out the door.
Quiero una copia de la cinta de seguridad de hoy entre las 8 : 50 y las 9 : 00 a.m. en el SIT cuando Jamey se suicidó.
Bu sabahki güvenlik kasedinin kopyasına ihtiyacım var, ITS'te 8 : 50 - 9 : 00 arası, Jamey intihar ettiği zaman.
- No hay copia de seguridad para el SIT.
- lTS'in dijital yedek sistemi yok.
¿ Fue así como perdiste el diente?
Bu senin şeyi nasıl kaybettiğin...? Sit spin?
Y Adán le llamó Set.
Ve Adem onun ismini Şit koydu.
Fue de Set, a lo largo de generaciones, de quien nació Noé.
Ve Şit'in tohumundan, nesiller sonra Nuh doğdu.
Sit down.
Rica ederim, "sit down, Mister"...
"I'll sit you right down, knock you off your feet."
"I'll sit you right down, knock you off your feet." "Whoa, baby, I've got a craving."
Sit down,
Akıllı köpek. Otur!
Sit down!
Otur!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]