Translate.vc / Spanish → Turkish / Snack
Snack translate Turkish
117 parallel translation
el Café Gatito Negro y el Snack Bar.
Black Pussy Kafe ve Büfesi.
- Un snack.
- Kraker.
Mediodía... almuerzo en el bar.
Öğle... Snack bar da öğle yemeği.
Quisiera poner un snack-bar de lujo.
Lüks bir restoran açmak istiyorum.
¡ Snick, snack, snorum!
Suluk, sulak, sunak.
Esto no es un snack bar.
Burayı dingonun ahırı mı zannettin?
Hoy les ofrecemos el Circo Volante de los Monty Python en directo... desde el Bar Grillomat, de Paignton.
Monty Python's Flying Circus yayını canlı olarak Grillomat Snack Bar'dan yapılıyor.
Estamos en directo en el Bar Grillomat, de Paignton.
Paignton'da, Grillomat Snack Bar'daki canlı yayından merhaba.
Qué te parece algunas papas fritas en Cintra snack bar?
- O zaman birer sosisli alalım.
¡ Qué snack!
Ne koparış!
- Yo soy un snack bar? Tu eres un cornudo.
- Ben bir atıştırma büfesiyim.
Mi snack de algarobo estaba migoso.
Keçiboynuzlu kurabiyem de ufalanmıştı.
Pondré juntos algunos sanduches pequeños, en caso de que quieras un snack entre... siestas.
Uykunun arasında biraz atıştırmak istersin diye birkaç sandviç hazırlayıp geleceğim.
buenas noches a todos, aquí esta con ustedes Harry Doyle sean bienvenidos a otro programa
Tekrar Merhaba, sizi wahu manyakları, ben Harry Doyle Bir başka Tippie snack programına daha hoşgeldiniz.
¡ A veces ni me entra hambre en un sitio que se llame "Bar de la terminal!"
"Terminal Snack Bar" isimli bir yerde karnım hiç acıkamıyor.
Voy a preparame un snack y luego me voy a la cama.
Bir şeyler atıştırıp yatıyorum.
¿ Quisieras un snack de algún tipo?
Çerez türü bir şeyler almak ister miydin?
Y algunas botas de punta y quizás unas galletas snack.
And some pointy boots and maybe a few snack crackers
No, digamos que un snack bar donde se sirve cerveza.
Hayır, bira servisi yapılan bir meze evi.
La cafetería del hospital cerrará en diez minutos.
[kadın sesi İngilizce konuşuyor] hastanede 10 dakikada bir snack bar yakın bulunmaktadır.
Me contaron del almuerzo, del snack, y tengo el reporte boo-boo.
Bana yemeklerini anlattılar, yaptıkları yaramazlıkalr anlattılar.
- El combo número 3 en el snack.
Wo-Hop'taki caz üçlüsünden.
Cuando vamos al snack, él siempre escoge una mesa junto a la pecera tropical.
- Hey, ne? Wu-Hop'a gittiğimizde, her zaman büyük akvaryumun yanındaki masaya otururdu.
Fui al carro de snack y me comí 3 paquetes de MM's, del tamaño grande, así que estoy un poco exaltada.
Ben de yemek vagonuna gittim ve 3 paket MM yedim en büyük boy, bu nedenle biraz hiperim.
¡ Te di mi refrigerio!
Sana Snack Pack'imi verdim!
Sólo comiendo un pequeño snack. Corn Dog.
Biz, biz sadece atıştırıyoruz..
Para tu información, iba a comer un chip Snack Time.
Pekala. Bilgin olsun, Snack Time cipsi yemek üzereydim.
Snack Time es dueña del capitán pata de palo atún el cual no es amigable con los delfines.
Snack Time dost olmayan balinaya yani... Kaptan Peg-Leg Tuna'ya sahip olur.
No puedo estudiar sin comer un snack antes.
Önce biraz atıştırmadan ev ödevimi yapamıyorum.
Dale el aperitivo de Scooby Doo Snack, entonces
O halde ona bir Scooby Doo tatlısı ver.
¿ Cuál de los jinetes de snack está tratando de conseguir una obra de teatro producida?
İçinizden kim bir oyun sahnelemeyi düşünüyor?
- ¿ Lo harías por una galleta?
Scooby Snack karşılığında yapar mısın? Tabii.
¿ Una Scoobygalleta?
Scooby Snack?
Me voy a comer una Scoobygalleta y voy a salvar a mi mejor amigo.
Bir Scooby Snack yiyeceğim ve dostumu kurtaracağım.
¿ Quieres otra Scoobygalleta?
Bir Scooby Snack daha ister misin?
Así que denle un adiós agridulce a esos viejos amigos : bombas de crema... bombones, pan de azúcar, cereales de chocolate... malvaviscos, caramelos, confites.
Şimdi bu eski arkadaşlara elveda diyoruz : elveda Mud Pie, Bite'Ems, Eclairios, Chew'Ems, Kellogg's All-Fudge, Big Red Snack Foam, Milk Chuds, Eat'Ems.
Condujo su cuerpo al snack bar y volvió para enterrarla. ¿ El tema es dónde?
Kızın cesedini o mağazaya götürdü, sonra da onu gömdü. Ama nereye?
- Un snack para el Pequeño Jack.
- Küçük Jack'in mama saati geldi.
Entró en un snack-bar y mató a un joven con un tiro en el estómago.
7-Eleven'a girdi ve genç bir adamı midesinden vurdu.
Comeremos un snack de la panadería..
Fırından hafif bir şeyler alırız.
¿ Como los muñecos Snack, Crackle y Pop, metidos en una caja de cereales?
Büyük bir kutunun için tıkıştırılmış bir tür patlamış gevrek gibi mi?
Primero dame algún snack.
- Önce bana cips ver.
No es un snack
İyi bir atıştırmalık değildir.
me gustaria verte en el snack bar
Seni işinin başında görmeyi isterdim.
Los chicos quieren un "snack" que sea "skates" y no hacer la tarea
Çocuklar kaykaylarının üstünde yemek yemek isterler, odalarını temizlemezler ve ödev yapmaktan nefret ederler.
"Te faltan 5 ctvos para una asombrosa bebida o snack"
Devam et ucube! Harika bir içeceğe veya bir abur cubura ulaşman için 5 cent kaldı.
"Snack Pack Budín", sin grasa.
"Snack pack" pudingin "G" si yok.
¿ Tienes algún snack por ahí, Michel?
- Atıştırıyor musun Michel?
- Snack bar!
- Atıştırma büfesi!
¡ Le llama a Prem snack!
- O preme yiyecek diyor!
Y el negocio de snack, es el único en el paso Granite.
Granite Geçidi'ndeki şu mağaza da var ya?