Sofà translate Turkish

¡ Roberta, tengo un sofà!

Roberta, sana kanepe var mı?

Hay un sofà reclinable.

Güzel bir tv koltuğu var.

Anton no despegaría el culo del sofà aunque estuviera la casa en llamas.

Hem Anton, ev yansa kıçını kıpırdatmaz.

Iré a dormir en el sofà.

Ben koltukta uyurum.

¿ Cuanta gente sabia que mantenias las cosas bajo el sofà, huh?

Kaç kişi koltukta mal sakladığını biliyordu?

Andrew, siéntate en el sofà.

Andrew, koltuğa otur.

- Pues dormiràs en el sofà.

- O zaman kanepede yatarsın.

Pongamos la vajilla y el sofà en la lista de bodas.

Mavi tabakları ve kahverengi kanepeyi kayıt ettirmeliyiz bence.