Translate.vc / Spanish → Turkish / Solaris
Solaris translate Turkish
118 parallel translation
- Su nombre es el Doctor Norman Solaris.
- Dr. Norman Solaris.
Dos días antes de que él, como se suponia, se encontrara con el Presidente Solaris de repente desapareció.
İki gün önce başkanla görüşecekti. Ama Solaris birdenbire ortadan kayboldu.
Matt, quienquiera tiene Solaris trata de construir aquel rayo.
Matt, Solaris'i ele geçiren her kimse o ışını kullanmak istiyor.
Si averigua su destino, creemos que encontrará a Solaris.
Nereye nakledildiğini öğreneceksin, bu sayede Solaris'i de bulacaksın.
Si encuentra a Solaris, queremos sacarlo si puede, naturalmente.
Solaris'i bulursan, elbette ki onu kurtarmanı istiyoruz.
Lo que le dije sobre Solaris se aplica a usted también.
Solaris hakkında az önce söylediklerim senin için de geçerli.
- Norman Solaris. ¿ Dónde está él?
- Norman Solaris. Nerede o?
Pensaste que yo sabía algo sobre este individuo, Solaris.
Solaris denen adam hakkında bir şeyler bildiğimi sanıyordun.
Norman Solaris es mi padre.
Norman Solaris benim babam.
Algunas ecuaciones salen embrolladas, necesitamos al mismo Solaris para explicarlas.
Karmakarışık formüller çıkıyor, ama bunları ancak Solaris açıklayabilir.
- Solaris ha comenzado a hablar.
- Solaris konuşmaya başladı.
Hemos trabajando en Solaris incorrectamente.
Yanlış Solaris'le uğraşıyormuşuz.
Yo sabía que ella era la hija de Solaris.
Solaris'in kızı olduğunu biliyordum.
Dr. Solaris parece haber una ecuación que falla.
Dr. Solaris anlaşılan eksik bir denklem var.
Dr. Solaris.
Dr. Solaris.
Bien, Doctor Solaris... -... en un segundo, el tráfico de Washington estará en su apogeo.
Evet Dr. Solaris birazdan Washington trafiği hızlanacak.
Solaris vivo, y final feliz para EE.UU..
Solaris hayatta, ABD için mutlu son.
Dr. Solaris Va a decirnos cómo funciona su invento.. ... O prefiere ver su hija torturada hasta la muerte?
Dr. Solaris bize icadınızın nasıl kullanılacağını söyleyecek misiniz yoksa kızınızın öldüresiye işkence görmesini izlemeyi mi yeğlersiniz?
SOLARIS
SOLARIS
Si él confirma que allí no se puede trabajar, la estación podrá ser retirada de la órbita de Solaris.
Eğer o çalışmanın devam etmemesini onaylarsa, istasyon Solaris'in yörüngesinden çıkarılabilecek.
El día 21 del desembarco de nuestra expedición el radiobiólogo Vishniakov y el fíisico Fechner realizaban una exploración aérea del Océano Solaris en hidronave.
Seferimizin yirmi birinci günü, radyobiyolog Vishnyakov ve fizikçi Fekhner bir hava-su taşıtıyla Solaris okyanusu üzerinde keşif görevine çıktı.
Después, nos escribió desde la clínica, deseaba hacer una declaración sobre algo de suma importancia, que, supuestamente, ha de decidir el destino de la solarística.
Sonra bize klinikten mektup yazdı. Solaris Bilimi'nin bütün geleceğini, etkileyecek önemde olduğunu hissettiği bir ifade vermek istedi.
Puede ser que sobre la conciencia de Berton haya influído la corriente biomagnética del Océano de Solaris, que ya sabemos que no sólo es un gigantesco sistema cerebral, sino también una sustancia capaz de pensar.
Bütün bunlar Solaris'in, Burton'un bilincini etkileyen biyo-manyetik akımının sonucu olabilir. Şimdi sadece devasa bir sinir sistemi değil, düşünebilen bir madde olduğunu da biliyoruz.
La Solarística se mantiene en el mismo lugar desde su inicio.
Bütün uğraşımıza rağmen Solaris araştırmalarında başlangıca döndük.
Lo que sabemos ahora de Solaris, parece un montón de hechos aislados, incoherentes... que no pueden ser enmarcados en ninguna concepción creíble.
Solaris hakkında tüm bildiklerimiz... bana herhangi bir kavrayışla bir araya getiremediğimiz... bir ayrık olgular dağını hatırlatıyor.
La Solarística degenera.
Solaris-bilimi yozlaşıyor.
Pero estamos hablando de algo más importante que los simples estudios de la Solarística :
Ama konuştuklarımız Solaris-bilimi üzerine konuştuklarımızdan çok daha ciddi.
Me parece que la solarística está en un callejón sin salida. Debido a la fantasía irresponsable.
Anlamalısın, bence Solaris-bilimi sorumsuz hayal kurmaların sonucunda çıkmaza girdi.
O cesar las investigaciones y sacar la estación de su órbita, legitimando así la crisis de la solarística, o tomar medidas extremas, influyendo sobre el Océano con radiaciones de alto poder penetrante.
Ya araştırmanın sonunda, istasyonu yörüngeden çıkararak, Solaris-bilimdeki krizleri yasallaştırmak, ya da uç önlemler almak... okyanusu yüksek yoğunlukta radyasyonla bombalamak gibi.
Se ha establecido que el Océano de Solaris es un cerebro muy singular.
Solaris okyanusunun garip bir beyin olduğu kanıtlandı.
Es un programa sobre Solaris.
Bu program Solaris hakkında.
El se interesó por Fechner, cuando éste pereció en el Océano de Solaris.
Solaris Okyanusunda ölen Fechner ilgisini çekmişti.
Era idéntico al niño que vi en Solaris.
Tıpkı Solaris'te gördüğüm çocuğa benziyordu.
¡ Estación Solaris!
Solaris istasyonu!
SOLARIS Segunda parte
SOLARIS II. Bölüm
El campo magnético de Solaris parece que los estabiliza.
Solaris'in güç alanı tarafından stabil hale getirilmişler.
¿ Para qué vino usted a Solaris?
Solaris'e neden geldiniz?
Sentimientos, por ejemplo, e imágenes, cartas, recuerdos, piedras arrojadas y olvidadas en el momento de morir, en una conciencia del dolor, el universo, Solaris...
Hangi şeylerin? Duyguların, mesela, ya da fotoğrafların, mektupların, anıların, taşların, ölüm anında, acının bilindeyken unutulmuş ve çirkin olan, evrenin, Solaris'in...
Por ejemplo, encuentro la pelicula Solaris no tan buena, Por que no podria escapar del genero, de los detalles ficcionales. En "Stalker", sin embargo
Mesela, "Solaris" filmini çok iyi bulmam, çünkü türden, kurgusal ayrıntılarından kaçmayı başaramadım.
Las guerras solaris llegan a su fin.
Öldürme zamanı artık nihayete erecek.
Me temo que sin Riva, no podremos salvar a los solaris de su mutua destrucción.
Korkarım ki, Riva olmadan, Solarileri kendilerini yok etmekten... alıkoyamayacağız.
Hemos conseguido ponernos en contacto con los solaris.
Solais'teki gruplar tarafından aranıyoruz.
Los solaris se destruyen.
Solarilerin size ihtiyacı var.
Haré que el capitán contacte con los solaris para decirles que se reanuda el diálogo.
Kaptan'a gezegenle temas kurup, sizin dönüşünüz için hazırlanmalarını, onlara bildirmesini söyleyeceğim.
Los solaris tardarán meses.
Onlarınki aylarca sürecektir.
La operación de especia de los Harkonnen sacaba 10 mil millones de solaris de aquí cada año.
Harkonnen baharat işletmesi buradan her yıl 10 milyar solari alırdı.
- No puedo ir a ver Solaris.
Solaris'i seyredemem.
Busco Solaris, creo que es de Tarkovsky.
Solaris veya Solyaris'i arıyorum. Sanırım Tarkovsky'nin.
Estoy a la mitad de Solaris, que es un infierno.
Solyaris'in yarısına geldim ve "cehennem" diyebilirim.
- Solaris.
Adı "Solaris" galiba.
- ¿ Vas a ver Solaris en una cita?
Randevunuzda "Solyaris" i mi seyredeceksiniz?