Translate.vc / Spanish → Turkish / Solomon
Solomon translate Turkish
980 parallel translation
Hace 2.000 años, el rey Salomón, señor de todos los genios, me encerró en esa botella.
2,000 yıl önce, Kral Solomon, bütün cinlerin efendisi... beni bu şişeye hapsetti.
¿ Por el rey Salomón, señor de los genios?
Bütün cinlerin efendisi Kral Solomon adına mı?
Por el rey Salomón, ningún espíritu puede romper tal juramento.
Bütün cinlerin efendisi Kral Solomon adına... hiç bir ruhun bozamayacağı bir yemin.
Salomón.
Solomon.
¿ Salomón?
Solomon?
La historia de la construcción de las pirámides, la Torre de Babel, las minas del rey Salomón.
Piramitlerin... Babil Kulesinin... Ve Kral Solomon'un madenlerinin inşasının tarihi.
Hola, Sra. Solomon.
Merhaba Bayan Solomon.
¡ Sra. Solomon, es Ud. una santa!
- Bayan Solomon, siz bir meleksiniz!
Bébetelo de un solo trago y te sentirás mejor... que Salomón cuando se divertía con 1.000 concubinas.
Bir kerede iç ve kendini bin cariyeyle eğlenen Solomon'dan daha fazla keyifli hissedeceksin.
He aguantado cargas de profundidad, obuses, ataques aéreos, incluso bombardeos en la costa de las islas Salomón.
Su altı bombaları, şarapneller, makineli mermileri. Solomon adalarında, bombalardan zor kurtuldum.
- No es cierto, mi señor Salomón.
- Öyle değil, Kral Solomon.
- No imites al rey Salomón, papá.
Baba lütfen King Solomon oynama.
En algún lugar alrededor de las Solomons y New Hebrides. Hay buen dinero.
Solomon Adaları ve New Hebrides civarını bilen biri için, bu işte çok para var.
- Nathaniel Solomon.
- Nathaniel Solomon.
Aquel día, La Margelle me presentó en el Hotel Rey Salomón.
O gün, La Margelle beni King Solomon Otel'ine götürdü.
Del Cantar de los Cantares.
Solomon'un İlahisi
¿ Dónde crees que vas a enviar eso, Solomon?
- O mektubu gönderebileceğini de nereden düşündün, Solomon?
- Solomon, ¿ puedes tocar otra pieza?
- Solomon, başka bir parça çalamaz mısın sen?
Sr. Spock, el permitir que lo golpearan en la cabeza, y supongo que permitió que lo golpearan en la cabeza, no es exactamente un método que hubiera aprobado el rey Salomón.
Mr. Spock, kafaya bile bile darbe almak, sanıyorum bu bilerek oldu, Kral Solomon'un taktir edeceği bir metod sayılmazdı.
Guadalcanal, una de las Islas Salomón, la conquista fue la más meridional de Japón
Solomon adalar grubundaki Guadalcanal adası Japonların en güneydeki sınırını oluşturuyordu.
Thomas Jefferson Gardiner, Solomon David Gardiner y Eugene V. Debs Gardiner ".
Thomas Jefferson Gardiner, Solomon David Gardiner ve Eugene V. Debs Gardiner. "
Wilson Langa, Ibrahim Mussa, Solomon Nkomo Tom Mbindi, Churchill Maneoko, Martin Sadika.... -... Lambert Ngoto, Simon Gjileto...
Wilson Langa, lbrahaim Mussa, Solomon Nkomo Tom Mbindi, Churchill Maneoko, Martin Sadika Lambert Ngoto, Simon Gjileto...
Aquí el remolcador comercial Nostromo procedente de las Solomon matrícula 180924609 llamando a control de tráfico Antártida.
Burası ticari çekiş aracı Nostromo Solomons'dan, kayıt numarası 180924609. Antarktika trafik kontrolünü arıyor.
Mrs. Fishpaw, tenemos una orden de registro firmada por el juez Solomon Wise para registrar la casa entera.
Bayan Fishpaw, Savcı Solomon Wise tarafından... imzalanmış bütün evi arama iznim var.
¿ Me muestra el camino que va por el Paso de Solomon en el mapa?
Bana haritada Solomon Geçidi'nin yolunu gösterebilir misin?
Nuestra ruta es por acá, por el Paso de Solomon.
Buradan geçmemiz gerekiyor. Solomon Geçidi'nden.
Lleva a Jaspers y a Baker al lado oeste de la quebrada del Paso de Solomon.
Jaspers ve Baker'ı alarak vadinin batısındaki Solomon Geçidi'ne git.
Ése es el Paso de Solomon.
Orası Solomon Geçidi.
Pensando como el sórdido de Fletcher el primer lugar en el que tendería una emboscada sería en el paso.
Fletcher'ın kokuşmuş zekâsıyla düşünseydim pusu kuracak ilk yeri Solomon Geçidi olarak görürdüm.
Está cerca de ti.
Beğen, beğen seç. Heidi Solomon...
Hola, Max. Habla Heidi Solomon.
Alo Max, ben Heidi Solomon.
Maxie, habla Heidi Solomon, y tú no me llamaste nunca más.
Maxy, ben Heidi Solomon, halen geri aramadın!
Heidi Solomon está organizando un desayuno con almuerzo incluido, para este domingo.
Pazar günü Heidi Solomon yemek veriyor.
Y... ¿ qué tenía para contarte la señorita Solomon?
Bayan Solomon ile neler konuştunuz?
Preferiría tener un negocio en las Islas Salmón.
Solomon Adaları'nda iş yapmayı tercih ederdim!
Salomon, hijo de Azriel.
Solomon, Azriel'in oğlu.
Hijo, ¿ has oído hablar de la historia de la mamá de Salomón?
Solomon'un annesiyle ilgili hikayeyi hiç duydun mu?
Solomon Adjewa, mi esposa Letitia.
Solomon Adjewa, eşim Letitia.
Edward Soloman nos dará mañana la respuesta en "Live Wire", y hablará de su libro " Familia unipersonal :
Edward Solomon bu soruya cevap vermek ve en çok satan kitabı " Family of One :
Voy a ponerme mis zapatos.
Ben ayakkabılarımı giyip, Solomon'a etrafı göstereceğim.
Buenos días, Salomón.
- Günaydın Solomon.
Cariño, no creo que Salomón sea un buen niñero.
Solomon'ın pek iyi bir dadı olacağını sanmıyorum.
¿ Recuerdas que hablamos de que Salomón es especial? Sí.
- Solomon'ın özel bir insan olduğu hakkındaki konuşmayı hatırlıyor musun?
¿ Qué le va a pasar a Salomón cuando Salomón termine de pintar el adorno?
Çiti boyamayı bitirdiği zaman Solomon'a ne olacak peki?
Salomón, ella es Peyton.
Solomon, bu Peyton.
Heidi Solomon.
- Haydi, sen de!
Salomon.
Solomon.
Salomon Perel!
Solomon Perel!
Salomón, ¿ verdad?
Solomon değil mi?
Está bien, cariño.
Teşekkür ederim, Solomon. Ağlama, tatlım.
¿ Y Salomón?
Peki ya Solomon?