Translate.vc / Spanish → Turkish / Sort
Sort translate Turkish
689 parallel translation
Sí. "Rebelde sin Causa" conoce a "La Novicia Rebelde".
Sort of "rebel without cause meets" sound of music ".
Básicamente soy vocalista, pero estudio interpretación.
Sort of. Pekala, aslen vokalistim, ama oyunculuğada çalışıyorum.
¿ Unas bermudas y una camiseta?
Şort ve penye?
- Ponte el pantalón corto.
- Git de şort giy.
En junio, julio y agosto estamos muy Monos vestidos con pantalones cortos
Haziran, temmuz ve ağustosta Şort giymişken çok hoş dururuz
Lélia llevaba unas bermudas, estaba guapísima.
Lelia şort giyoyordu, o muhteşemdi.
Llevo puestos los shorts de ensayo debajo.
Prova için altıma şort giydim.
Aunque soy anticuada creía que las niñas usaban pantalones para ir a los picnics.
Yaşlandım ama bugünlerde çocukların pikniğe giderken kot pantolon ve şort giydiklerini sanırdım.
Ve al vestuario y pídele a Chuck unos calzones y un casco de parte de Irving Cohen.
Tamam, soyunma odasına git ve Chuck'a : "Irving Cohen bir şort ve başlık vermeni söyledi." de.
- Usan esos pantalones cortos de cuero así que, naturalmente, una cosa llevó a la otra.
- Bilirsiniz, kısa deri şort giyerler. Ve doğal bir şekilde ilerler.
Ese con los pantalones de cuero y la flor detrás de la oreja.
Hani şu şort giyen, kulağına çiçek takan adam.
En realidad, esto es una factura de mi sastre por un par de bermudas muy atractivas.
Bu benim terzimin çok yakıştığını söylemek istediğim Bermuda şort için yazdığı bir fatura.
¿ Listo para revista? ¡ Nada bajo el pijama!
Verilenler haricinde pijamalarınızın altına kısa şort giymek yok.
¿ Shorts?
Bluz? Şort?
Usa pantalones cortos, camisa y chaqueta, como yo.
Şort ve tişört verelim, bir de benimki gibi beyaz önlük.
Y estas lindas señoritas les distribuirán mapas y panfletos gratuitos.
Mini şort giyip harita ve broşür dağıtan güzel hanımlar da var.
¿ Son los de los corazones?
Üstünde kalp desenleri olan şort mu o?
¡ La semana pasada encontré unos pantalones cortos con semen!
Geçen hafta meni bulaşmış bir şort buldum.
Pues a ver si me los haces largos, como este otro chico.
Hala şort giyen bir çocuksun sen. O zaman bana uzun pantolon al, o diğer çocuk gibi!
- Llevo calzón blanco con franja roja.
- Beyaz şort ve kırmızı kuşak giyeceğim.
No es mi culpa si había un par de calzoncillos en el pasillo.
Koridorda şort olması benim suçum değil.
Una noche me quité la bata. ¿ Y qué hice? Olvidé usar pantaloncillos.
Bir seferinde Cüppemi çıkarmıştım ve altımda Şort yoktu
"Buenos días Frau Pfeiffer. recientemente mi hija compró una blusa para la disco"
Günaydın, bayan Pfeiffer. Kızım geçenlerde bir t-şört aldı, ön tarafında parlayan disko motifler üstüne bastırılmış...
¿ Traje de baño?
Şort mu o?
¿ Calzoncillos largos o slip?
Şort mu, külot mu?
Camisetas y pantalones?
Forma, şort?
Pantalones, camiseta...
Şort, tişört...
Cuando yo salia con Vera, su hermana siempre utilizaba bikini endebles o poco cortos o algo así.
Ben Vera'yla çıkarken, küçük kız kardeşi sadece bir bikini ya da küçük bir şort giyip gezinirdi.
- Así que se puede usar pantalones cortos.
- Bermuda şort giyebilmek için.
¿ Qué me dice de ese payaso?
Şu soytarı ne olacak peki? Adam şort giyiyor.
Usa shorts. Son shorts de diseño exclusivo.
O şort özel tasarım.
Tres pantalones cortos.
Üç tane daha şort.
- Tienes para un par de bermudas.
- Bir şort alırsın.
- Le puso los shorts a Leeds ya muerto. Creo que lo hizo para que no creyéramos que es gay.
- Leeds'i öldürdükten sonra, şort giydirmiş, homo olduğunu düşünmeyelim diye.
- ¿ Cortos?
- Şort mu?
Dame unos cortos.
Şort olsun.
Por hombres como esos, ya no me pongo pantalones cortos.
Biliyor musun, erkeklerin hoşuna gittiği için artık şort bile giymiyorum.
Calzoncillos. Calzoncillos en Kmart.
Şort iç çamaşırları.
- Me estás volviendo loco. - Los míos son bóxers.
Benimkiler şort iç çamaşırı.
El aspirante, en la esquina azul a mi izquierda con el short blanco con rayas doradas, de Sacramento, California con 84 kilogramos de peso : Clarence "Chico" Cody.
Solumdaki mavi köşede, beyaz şort giyen altın çizgili dövüşçü Kaliforniya, Sakramento'dan 84 kiloda, Clarence "Kid" Cody.
Si necesitas camisetas o calcomanías, puedo conseguírtelas.
T-şort veya çıkartma istersen, sana bir şey ayarlarım.
Y desde Harlem, Nueva York, pesando 220 libras, vistiendo pantaloncillos marrones con franjas doradas, el campeón peso pesado del mundo, Jack Jenkins.
New York, Harlem'den gelen boksör 100 kilo ağırlığındaki ve altın şeritli maron şort giyen dünya ağırsiklet şampiyonu, Jack Jenkins.
No vas a querer que se te acerque si llevas pantalones cortos.
Eğer şort giyiyorsan onu yanında istemezsin, dediğimi anladın mı?
Tenemos que ponerle pantalones largos, no cortos.
Ona pantolon giydirmeliyiz, şort değil.
¡ No! Solamente un par de pantalones cortos y unas botas de excursión.
Hayır bir çift şort ve yürüyüş ayakkabısı yeter!
Tommy, estos calzones son muy especiales para mí.
Tommy, bu şort benim için çok özel biliyor musun?
Y, ahora, les presentamos a Al con aspecto retozón para el otoño con sus calzoncillos manchados y la camiseta amarillenta a juego.
İşte Al, sonbahar için pek de canlı giyinmiş. Lekeli şort çamaşır ve ona uyumlu sararmakta olan bir tişört.
Escondido en mis pantalones cortos.
benim şort stashed.
Llevará unos pantalones cortos.
Altında şort falan olmalı!
Las mujeres no llevan pantalones cortos, idiota.
Kadınlar şort giymez.
- Sí que lleva.
- İçinde şort var.