English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Southern

Southern translate Turkish

236 parallel translation
¿ No sería en el "S. S. Southern Queen" viniendo de Sudamérica?
Burası ile Güney Amerika arasında çalışan S.S. Southern Queen'de tanışmış olabilir miyiz? Korkarım hayır.
¿ No estuvo en el "S. S. Southern Queen"?
S.S. Southern Queen'de de değildiniz?
Una es ser comandante del Southern Cross.
Biri güneyin buharlı bir gemisinde kaptan olmak.
Y con el Southern Cross bajo mi mando obtendría el segundo deseo... porque el hombre que mande en vapor... algún día estará a cargo de Devereaux y Compañía.
İkinci dileğimde gerçekleşmiş olur. Çünkü bir buharlının kaptanı olan kişi bir gün Devereaux Şirketinin de başına geçecek.
No lo quitarán del paso y será comandante del Southern Cross.
Seni parçalayamayacaklar, Jack. Ve Güneyin buharlısı senin olacak.
Comodoro Devereaux, necesita un capitán con experiencia... para navegar un buen barco como el Southern Cross, a vapor y todo eso.
Elbette Amiral DevereAux, Güneyin Buharlısı gibi iyi bir gemiyi yönetmek için deneyimli bir kaptana ihtiyacınız var. Nede olsa buharlı.
Es importante. Se trata del Southern Cross.
Güneyin Buharlısı ile ilgili.
Lo que yo tengo para decir es mucho más importante que Southern Cross.
Söyleyeceklerim Güney'in Buharlısı'ndan daha önemli.
¿ No podrías oír lo que iba a decir sobre el Southern Cross?
Steve, Güneyin Buharlısı ile ilgili söyleyeceklerimi dinlemek için biraz zaman ayıramaz mısın?
Y quítele los ojos de encima al Southern Cross.
Ve gözünü Güneyin Buharlısı'na dikme.
Quizás Jack Stuart pueda navegar al sur conmigo. El Southern Cross está en La Habana en reparaciones, si recuerdan...
Havana'da Güneyin Buharlısı'nı ona verirsek...
¿ Le daría el Southern Cross al hombre que perdió el Jubilee?
Güneyin Buharlısı'nı, Jubilee'yi kaybetmiş bir adama mı vereceksin?
Si halla pruebas a su favor, dele el Southern Cross.
Onu temize çıkaracak kanıt bulursan, Güneyin Buharlısı'nı ona ver.
¿ No van a darte el... ¿ El Southern Cross?
Güneyin Buharlısı'nı mı?
¡ Para que le dieras el comando del Southern Cross y ningún otro motivo!
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olsun diye ve başka bir nedeni yok!
¡ El Southern Cross!
Güneyin Buharlısı'na! Jack, kaptansın.
¿ Quién comandará el Southern Cross, Sr. Tolliver?
"Güney'in Buharlısı" na kim komuta edecek, Bay Tolliver?
Tengo el documento de comando del Southern Cross en el bolsillo.
Burada "Güneyin Buharlısı" nın kaptanı benim. Öyle mi?
Hundiré el Southern Cross.
"Güneyin Buharlısı" nı batıracağız.
Tolliver no le dará el comando del Southern Cross cuando oiga esto.
Tolliver bunu duyduğunda 10 dakika bile o geminin kaptanı olmana izin vermez.
El Southern Cross no puede haber naufragado.
"Güneyin Buharlısı" enkaz olamaz, Bay Tolliver. Havana'da, emniyette.
Debo detener al Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nı Havana'da durdurmalıyım.
Va a hundir el Southern Cross.
"Güneyin Buharlısı" nı batıracak.
Jack Stuart no comandará el Southern Cross.
Jack Stuart "Güneyin Buharlısı" na komuta etmeyecek.
- ¡ Atajen la vela! No detendrás el Southern Cross desde mi barco.
Güneyin Buharlısı'nı benim gemimle durduramayacaksınız, Bay Tolliver.
- Si el Southern Cross se hunde...
Eğer Güneyin Buharlı'sı batarsa...
- El Southern Cross no se hundirá.
Güneyin Buharlı'sı batmayacak, Bay Tolliver.
¿ Y si fuera el Southern Cross?
Sanırım Güneyin Buharlı'sı. Jack ne yptığını bilir.
El Southern Cross.
Güneyin Buharlısı.
Y la noche antes de tomar el comando del Southern Cross...
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olmadan önceki gece...
Díganos quién fue responsable por el naufragio del Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nın batırılmasının arkasında kim var?
Nadie dio órdenes en el Southern Cross salvo yo.
Güneyin Buharlısı ile ilgili bana hiç kimse emir vermedi.
¿ Fue testigo del naufragio del Southern Cross?
Güneyin Buharlısı'nın batışına tanıklık ettiniz.
¿ También revelará por qué esperaba junto al arrecife... cuando el Southern Cross naufragó?
Güneyin Buharlı'sı batarken neden mercan kayalığında beklediğinizi de gösterecek misiniz?
¿ El Sr. Tolliver no le dijo que Stuart hundiría el Southern Cross?
Bay Tolliver size, Stuart'ın gemiyi batırmayı planladığına inandığını söylememiş miydi?
Llamen a Matthias Widgeon, marinero del Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'ndan Widgeon'ı çağırın.
¿ Es un hombre de Barbados que hizo de fogonero en el Southern Cross?
Güneyin Buharlısında kömürcü olarak çalışan, Barbados'un özgür adamlarından birisin.
¿ Llevaba pasajeros el Southern Cross?
Güneyin Buharlısı yolcu taşıyor muydu?
- Y justo fue el Southern Cross.
Ve o gemide Güneyin Buharlısı idi.
Su barco, Dan... esperando como un ave de rapiña al Southern Cross... que sabían que chocaría.
Senin gemin, Dan. Güneyin Buharlısı'nı avını bekleyen bir kuş gibi bekliyordu. - Değil mi?
Se suspende el juicio hasta investigar el Southern Cross.
Bu mahkeme Güneyin Buharlısı'nın enkazının olduğu yerde yapılacak.
¿ Hotel Southern?
Southern Oteli mi?
A las once menos cuarto, el gerente del Hotel Southern me telefoneará aquí.
11'e çeyrek kala, Southern Oteli'nin müdürü beni buradan arayacak.
Llévalo al Hotel Southern.
Onu Southern Oteli'ne götür.
Southern Cheer.
"Güneyin neşesi"
Me han tirado de los Big Ten la Ivy League y la Southern Conference.
Big Ten'den Ivy liginden ve Güney konferansından kuvuldum.
Comprar un departamento de los nuevos de Southern Boulevard.
Güney Bulvarı'nda yapılan yeni dairelerden birini almalıyız.
¿ Sabe qué cargamento transporta el Southern Cross?
"Güneyin Buharlısı" hangi kargoyu taşıyor biliyor musun?
Es el cargamento del Southern Cross.
Bunlar "Güneyin Buharlısı" nın kargosu.
¿ Por qué esperaba junto al arrecife que hundió el Southern Cross?
Güneyin Buharlısı batarken neden kayalıklarda bekliyordunuz?
Pido que el juicio se suspenda hasta investigar el Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nın enkazına dalış yapılana dek bu duruşmayı erteliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]