English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Spartacus

Spartacus translate Turkish

870 parallel translation
Como Scaramouche ligero... valiente como Spartaco que al finalizar... ¡ te hiero!
Hanımının salonundaki Lancelot, Hipodromdaki Spartacus, Eğlenirim seninle seni aptal şaşkaloz.
Durante ese mismo siglo... en la provincia griega conquistada de Tracia... una esclava analfabeta contribuyó a la riqueza de su amo... dando a luz a un hijo a quien llamó Espartaco.
İşte o yüzyılda... Fethedilmiş Yunan eyaleti Trakya'da... cahil bir köle kadın Spartacus adını verdiği... bir oğlan doğurarak sahibinin servetini biraz daha artırdı.
¡ Levántate, Espartaco, perro tracio!
Kalk, Spartacus, Trakyalı köpek seni!
¿ Otra vez Espartaco?
Gene Spartacus mu?
Espartaco, abre la boca.
Ağzını aç, Spartacus!
Espartaco.
Spartacus.
Ahora tienes una, Espartaco.
İşte şimdi var, Spartacus.
Muestra tu valor con la joven, Espartaco.
Cesaretini kıza sakla, Spartacus.
Espartaco, puede que no seas un animal... pero este pobre espectáculo no me hace pensar... que un día te conviertas en un hombre.
Hayvan olmayabilirsin, Spartacus... ama bu zavallı gösterin, adam olabileceğin konusunda... bana pek umut vermiyor.
Espartaco, ¿ por qué miras a esa joven?
Spartacus, niçin o kıza bakıyorsun?
Que descanses, Espartaco.
İyi dinlenmeler, Spartacus.
Espartaco, va a haber un combate a muerte.
Spartacus, ölümüne dövüş olacak.
Mírala por última vez, Espartaco.
Son defa bir bak, Spartacus.
- ¡ Espartaco tiene razón!
- Spartacus haklı!
Te amo, Espartaco.
Seni seviyorum, Spartacus.
Ahora anda con Espartaco matando a gente mientras duerme.
Şimdi ise Spartacus'la birlikte insanları yataklarında boğazlıyor.
Quiero ver a Espartaco.
Spartacus'u görmek istiyorum.
Yo soy Espartaco.
Spartacus benim.
"A Espartaco, general de los esclavos italianos... de Ibar M'hall, gobernador cilicio de la isla de Delos".
"İtalyan kölelerinin Spartacus adlı generaline... gönderen lbar M'hali, Delos adasının Kilikyalı valisi".
Espartaco, ese pirata tenía razón.
Spartacus, o korsan doğru söylüyordu.
Creo que lo llaman Espartaco.
Sanırım ona Spartacus diyorlardı.
- ¡ Espartaco, me asustaste!
- Spartacus, beni korkuttun!
He estado intentando recordar el poema que recitó Antonino.
Spartacus, Antoninus'un söylediği şarkıyı hatırlamaya çalışıyordum.
Espartaco, bájame.
Spartacus, bırak beni.
Soy la misma de siempre, Espartaco.
Eskisinden farklı değilim, Spartacus.
Los piratas han cortado nuestro suministro de grano egipcio... y Espartaco ataca al comercio de todo el sur de Italia.
Korsanlar Mısır'dan tahıl ikmalini kestiler... ve Spartacus tüm Güney İtalya'da ticareti yağmalıyor.
Confirmar a César como comandante permanente de la guarnición... y enviar dos legiones... con el fin de interceptar y destruir a Espartaco en Metaponto.
Caesar'ın garnizon komutanı olarak aslen atanmasını onaylamak... ve Spartacus'u Metapontum şehrinde yakalayıp yok etmek üzere... iki lejyonu görevlendirmek!
¿ Cómo puede este Espartaco entrenar a un ejército en siete meses?
Bu Spartacus nasıl olur da bir orduyu yedi ayda eğitebilir?
- ¿ Dónde está Espartaco?
- Spartacus şimdi nerede?
¿ Te enfrentarías a Espartaco estando en mi lugar?
Benim yerimde olsaydın, Spartacus'a karşı komutayı kabul eder miydin?
El Senado lleva reunido todo el día para tratar el tema de Espartaco.
Senato bütün gün şu Spartacus hakkında toplantı yaptı.
Si no acabamos con Espartaco, el Senado cambiará.
Eğer Spartacus hakkında bir şey yapılmazsa, senato değişecek,
Pero eso, como todo, depende de lo que haga Espartaco.
Ama bu, her şey gibi, Spartacus'un hangi yana sıçrayacağına bağlı.
He organizado la salida de Espartaco de Italia.
Spartacus'un İtalya'dan kaçması için düzenlemeler yaptım.
Les he asegurado que no nos interpondremos... si se llevan a Espartaco y a su gente fuera de Italia.
Spartacus ve kölelerini İtalya'dan taşırlarsa... müdahale etmeyeceğimize dair söz verdim.
Marco, informa a Espartaco.
Marco, Spartacus'a haber götür.
Espartaco, el puerto de Brindisi tiene almacenes de comida... pero no la suficiente para toda la flota.
Spartacus, Brundusium'un liman bölgesinde ambarlar var... ama bütün filoyu beslemeye yeterli değil.
Prometo traer el cuerpo con vida de Espartaco... para que reciba el castigo que os parezca adecuado.
Uygun göreceğiniz cezayı uygulamanız için... Spartacus'un canlı bedenini vaat ediyorum.
Espartaco sigue nuestros planes con demasiado interés.
Korkarım Spartacus planlarımızla fazla yakından ilgileniyor.
Espartaco tiene razones para creer que ha dejado atrás... a los ejércitos de Pompeyo y Lúculo.
Spartacus haklı olarak peşindeki Pompey ve Lucullus'un ordularıyla... arayı açtığını düşünüyor.
Persigo a Espartaco.
Ben Spartacus'u istiyorum.
Sin embargo, esta campaña no sólo persigue destruir a Espartaco... sino destruir también su leyenda.
Bununla beraber, bu seferin tek hedefi Spartacus'u öldürmek değildir. Spartacus efsanesine son vermektir.
me han informado... que Espartaco fue adiestrado bajo tus auspicios.
Spartacus bir zamanlar senin himayende eğitilmiş.
Una descripción física de Espartaco.
Spartacus'un eşkali.
- ¿ Espartaco fue el oponente?
- Rakibi Spartacus muydu?
A cambio, permanecerás conmigo hasta el final de la batalla... y me ayudarás a identificar a Espartaco.
Bunun karşılığında, muharebenin sonuna kadar burada bizimle kalacak... Spartacus'u teşhis etmek için bana yardım edeceksin.
¡ No puedo vivir sin ti, Espartaco!
Sensiz yaşayamam, Spartacus!
Pero sólo evitaréis el terrible castigo... de la crucifixión... si aceptáis identificar, ya sea vivo o muerto... al esclavo conocido como Espartaco.
Fakat, Spartacus adlı kölenin... cesedini veya canlı olarak kendisini... teşhis etmeniz şartıyla korkunç çarmıha germe cezası uygulanmayacak.
- ¡ Yo soy Espartaco!
- Spartacus benim!
¿ Qué te viene a la memoria al pensar en Espartaco?
Spartacus'u düşündüğün zaman ne hatırlıyorsun?
¿ Dónde está Espartaco?
Spartacus nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]