Translate.vc / Spanish → Turkish / Spoke
Spoke translate Turkish
30 parallel translation
Spoke a la sede, Base 7. Claramente, en horario, operación normal.
HQ konuştu, yüksek sesle ve açık programda, operasyon normal.
A propósito, he hablado con el senador, está muy interesado en tu historia del autoservicio de flores.
I spoke to the Senator. Fikrine yatırım yapabilir :
# Before I spoke'em ¡ Boo!
* Söylemeden önce *
# Before you spoke them
* Söylemeden önce *
Seguro, si. solo vaya a Broken Spoke y coma algo.
Elbette var. Kırık Çomak'a gidip ye.
¿ Broken Spoke?
Kırık Çomak?
Para comer, va s Broken Spoke, porque es el único lugar en el...
Yemek yemek için Kırık Çomak'a gidilir, çünkü kasabada tek orası...
They are spoke so gentle
# Şöyle nazikçe söylenen
# # And While We Spoke Of # #
# # Ve bir çok şey hakkında # #
"Speak, spoke, spoken."
"Konuş, konuştu, konuşmuştu."
Conseguir una verdadera sirvienta especializada... Como esa chica alemana esa de Talbots spoke... Y tenerla viviendo en la casa.
Talbotlar'ın bahsettiği şu Alman kız gibi gerçekten eğitimli bir hizmetçi tutmak ve onu eve almak istiyorum.
Estaba sentada en The Broken Spoke con el tío más agresivo de la ciudad.
Kasabanın en belalı adamıyla bir barda oturuyordum.
Hablé con ella 2 horas y media.
Spoke günün yarısında onunlaydı.
Fuentes indican que puede haber una conexión entre lo que pasó en el centro y la masacre en el desierto.
Soruşturmaya yakın kaynaklar, burada olanlar ile çölde gerçekleşen Broken Spoke katliamı arasında bir bağlantı olabileceğini söylüyorlar.
Broken Spoke. Este viernes después del partido.
Broken Spoke, Bu cuma maçtan sonra.
- Spoke ¿ qué escuchas?
Ike, ne duyuyorsun?
Trae el auto, y el arma de Spoke también.
Arabayı geri getir. Spoke'un silahını da istiyorum.
Torres hace negocios en una camioneta de panel azul con llantas Spoke.
Torres, işlerini mavi bir minibüs ile yürütüyormuş.
Unidades en el área confirmaron que la camioneta tenía llantas Spoke.
Memurlar aracı teşhis etmiş, müdahale için bizi bekliyorlar.
CT1284, Spark.
CT1284, Spoke.
Sería más fácil si no me pusieras palos en la rueda.
It would be easier if I did not put a spoke in the wheel.
El marido de Marie, el sargento Hollister, tenía un socio, Jacob Spoke.
Marie'nin kocası, Çavuş Hollister'ın, Jacob Spoke adında bir ortağı varmış.
Hace seis meses, Aduanas entró en almacén de Spoke.
Altı ay önce, Gümrük, Spoke'a ait olan bir depoya baskın yapmış.
Tengo la dirección de Jake Spoke.
Jake Spoke'a ait bir adres buldum.
Padre de familia 12x15 Secondhand Spoke
# Babası! # Çeviri :
Cady : I spoke to the bail bondsmen.
Kefalet ile ilgili görüşme yaptım.
Yo bailaba en el salón Broken Spoke, no en la sala de la granja de Tigman.
Ben Broken Spoke Salonunda dans ediyordum, Tigman'ın oturma odasında değil.
¿ Haría alguna diferencia si le dijera que Camden McCallum Jr. me ha hablado... desde el mas allá?
Küçük Camden McCallum'un benimle konuştuğunu sana söyleseydim farkeder miydi? Camden McCallum, Jr. spoke to me?
Spoke tenía una orden pendiente por posesión de armas. No.
Hayır.