Translate.vc / Spanish → Turkish / Stanton
Stanton translate Turkish
997 parallel translation
Cuando llegues a Stanton, busca a Barney.
Stanton'a vardığında, Barney'i bul.
Vendré a buscarte esta noche, nos iremos a Stanton y nos casaremos.
Bu akşam senin için geleceğim ve Stanton'a gidip evleneceğiz.
Rose Stanton.
Rose Stanton.
Hace 10 años, Dr. Kravaal, Ed Stanton...
10 yol önce, Dr. Kravaal, Ed Stanton- -
Y este caballero más bien grogui es el Sheriff Stanton.
Ve buradaki sersemlemiş bay da Şerif Stanton.
Stanton.
Stanton.
Stanton, despierte.
Stanton, kendine gel.
Stanton, Alford, Dover y Hoboken. ¡ Todos a bordo!
Binghamton, Alford, Dover ve Hoboken, hepsi trene.
Un tal Stanton dice que esta carretera será una autopista.
Şaka değil ki. Stanton adlı adamın biri, bu yolu otobana çevireceklerini söyledi.
Hola, Sr. Stanton. Soy Nicholas Smith.
Merhaba, Bay Stanton.
Sr. Stanton, acaba de comprar un restaurante.
Ben, Nicholas Smith. Bay Stanton, şu an bir lokanta satın aldınız.
Ah, Sr. Stanton he localizado al hombre que le dije que sería un buen encargado. Sí.
Bay Stanton harika bir yönetici olacak olan, şu sözünü ettiğim adamı da işe yerleştirdim.
Hasta el miércoles a las diez.
Hoşçakalın, Bay Stanton. Çarşamba görüşürüz, sabah 10'da.
Dejaremos a Stanton una buena cuenta de la luz. Aún le ha costado barato.
Stanton'a kabarık bir elektrik faturası gelsin.
Si alguno quiere hacerme una pregunta personal... el Sr. Stanton les entregará tarjetas y sobres.
Bay Stanton şimdi size küçük kartlar ve zarflar dağıtacak.
Veo que el Sr. Stanton tiene un buen puñado de preguntas.
Görüyorum ki Bay Stanton bir avuç dolusu soru almış.
Le pediré al Sr. Stanton que ponga las preguntas en el recipiente.
Bay Stanton'dan soruları kaseye atmasını isteyeceğim.
Serviré un poco sobre las preguntas... y el Sr. Stanton encenderá un fósforo y lo dejará caer dentro.
Soruların üzerine biraz dökeceğim ve Bay Stanton'dan bir kibrit çakıp kaseye atmasını isteyeceğim.
Gracias, Sr. Stanton.
Teşekkür ederim Bay Stanton.
Opino lo mismo, Sr. Stanton.
- Seninle hemfikirim, Bay Stanton.
Stanton Carlisle, conocido como el Gran Stanton, lector de mentes... entró en un trance profundo durante su número.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
Sir Oliver Green, sabueso de espíritus de Inglaterra... dice que el contacto de Stanton es indudablemente genuino.
"İngiltere'nin ünlü ruh avcısı Sör Oliver Green Stanton'un temasının kesinlikle gerçek olduğunu söylüyor."
El Gran Stanton.
Muhteşem Stanton.
La compañía Stanton, una editorial de Nueva York siempre ha querido comprarme la revista.
Stanton Şirketi. New York yayınevi firması. Her zaman dergilerimi almak istemişlerdi.
El doctor Stanton, supongo.
Dr. Stanton sanırım.
Lleva a la señorita a casa.
Şeker, Bn. Stanton'ı eve bırak.
Quizá le guste saber que el juez ha cumplido su promesa.
Yargıç Stanton'ın sözünü tuttuğunu bilmek istersiniz.
Hay graves acusaciones que el juez Staton ha hecho a la prensa.
Yargıç Stanton'ın basına bildirdiği suçlamalar ağır.
Con el nombre de juez Stanton.
Yargıç Stanton adı altında.
¿ Por qué se llama Stanton?
Adı Stanton diye mi?
Tu amigo Adam ha rechazado el cargo del hospital.
Dostun Adam Stanton hastane müdürlüğünü reddetti.
- Stanton debería operar.
- Dr. Stanton ameliyat etsin.
Si lo descubre, verá que un Stanton no es diferente.
Öğrenirse, Stanton'ların herkesten farklı olmadığını kanıtlar.
Incluso el juez Stanton.
Yargıç Stanton bile.
La opositores de Stark encabezados por el juez Stanton destacado por sus críticas a Stark, acusan a la administración de asesinato.
Yargıç Stanton'ın başını çektiği Stark muhalifleri tarafından mecliste cinayet suçlaması ortaya atıldı.
¿ Conoce al doctor Stanton?
Dr. Stanton'ı tanıyor musun?
Srta. Stanton, ¿ conocía a Emily Gaunt? No.
Bayan Bantam, Emily Gaunt'u tanıyor muydunuz?
¿ Qué ocurre, Sra. Stanton?
- Ne oldu, Bayan Bantam?
¿ Cuándo se la pidió mi hermano, Sra. Stanton?
Kardeşim onu ne zaman aldı, Bayan Bantam?
Lo siento, Sra. Stanton.
Üzgünüm, Bayan Bantam. Üzgünmüş.
Como desee, Sra. Stanton.
Nasıl isterseniz, Bayan Bantam.
¿ Cuál fue su ocupación, Sra. Stanton?
Ne işle uğraşıyorsunuz, Bayan Bantam?
Por favor, explíquese, Sra. Stanton.
Lütfen daha açık konuşun, Bayan Bantam.
Srta. Stanton, díganos qué sabe sobre esa bolsa.
Bayan Bantam. Bu çuval ile ilgili bildiklerinizi anlatın.
¿ Qué quiere decir con eso, Srta. Stanton?
Böyle diyerek neyi kastettiniz, Bayan Bantam?
Por favor, continúe, Srta. Stanton.
Lütfen devam edin, Bayan Bantam.
Tenemos una cita con Sydney Stanton.
Sydney Stanton ile bir randevum var.
- El Sr. Stanton está aquí.
- Bay Stanton geldi.
Dígaselo al Dr. Frye y envíe al Sr. Stanton.
Doktor Frye'a da haber ver ve Bay Stanton'u içeri gönder.
Y tú dame dos minutos cuando se marche Stanton para hallar una excusa para que quedes con Dave Randall.
Ve sen de bana Stanton gittikten sonra iki dakika daha ver ki Dave Randall'ı burada tutacak iyi bir bahane bulayım.
Adiós, Sr. Stanton.
Evet.