Translate.vc / Spanish → Turkish / Steel
Steel translate Turkish
455 parallel translation
- Si no se marcha inmediatamente... perderá ese tren.
- Dr. Steel eğer hemen gitmezseniz treni kaçıracaksınız.
¿ Diría que Steele estaba impresionado?
Steel'in tedirginlik hissettiğini söyleyebilir misin?
Me llamo Samantha Steel.
Adım Samantha Steel.
Dice que se llama Samantha Steel.
Adının Samantha Steel olduğunu söylüyor.
Tiene un pasaporte americano a nombre de Samantha Steel, uno austriaco al de Anna Stein, uno israelí al de Hanna Stahl.
Samantha Steel adına bir ABD pasaportu, Anne Stein adına bir Avusturya, ve Hanna Stahl adına İsrail pasaportu var.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
¿ Quién es Samantha Steel?
Samantha Steel kim?
Los pasaportes de Samantha Steel.
İşte bunlar onun pasaportları :
Convertí esta organización en un imperio mayor que Metropolitan Steel y United Motors juntas.
Bu örgütten imparatorluk yarattım öyle ki, Metropolitan Steel ve United Motors'un birleşiminden daha büyük.
Casi tan bueno como el 4 de julio en Steel Pier.
Neredeyse Steel Pier'deki 4 Temmuz kutlamaları gibi.
Michael... Somos más fuertes que U. S. Steel.
Michael A.B.D. Çelik'ten büyüğüz.
Me llevo tu queche al antiguo muelle de Bethlehem Steel.
Bir süre bekledikten sonra Bethlehem Çelik Tesisi iskelesine getireceğim.
¿ Conoces el muelle de Bethlehem Steel?
Bethlehem Çelik İskelesini biliyor musun?
IBM, ITT, A T T, Dupont, US Steel... y otras 20 compañías estadounidenses.
General Motors IBM, ITT, ATT, Dupont, Amerikan Çelik ve 20 diğer Amerikan şirketi onların.
Les, cuando llegue Steele, soltará a Estrella Naciente.
Les, Steel oraya gidince... -... Doğan Yıldızı salacak.
~ He gave her a home built of gold and steel
Hegave hera home built ofgoldandsteel
- Steel.
- Steel. - Evet.
Klöckner, Humboldt, Deutz, Krupp, Mercedes... y a mí me han encerrado aquí.
Klöckner, Humboldt, Deutz, Krupp Steel, Mercedes. Beni buraya çektiler.
Y por los rumores de que la cúpula de la FOA... está conchabada con Steel Trust, Alfred me ha preguntado si aún iba a hacer el artículo sobre IWW.
Amerikan İşçi Federasyonu'nun lider kadrosu Çelik Tröstleri'yle işbirliği hâlinde olduğu için Alfred, Dünya İşçileri Birliği hakkında yazı yazmamı istedi.
5.000 acciones en Aceros USA, cuentas en un club navideño.
5000 U.S. Steel hissesi, Noel Kulübü hesapları....
Bertie es el bajo y Steve toca el violín. Henry toca la trompeta y Jake la batería.
Bertie bas, Steve keman ve Henry steel çalıyor, Jake de davul.
La respuesta debe estar en el acero.
Cevap Steel olmalı.
¡ Así, Steel!
Salla onu Steel.
Eres incapaz de excitarme, Steel... excepto como curiosidad antropológica.
Antropolijik açıdan merakımı saymazsak, beni heyecanlandırman imkansız, Steel.
Pero bueno, todo idiota tiene un miembro grande.
Sorun değil, Steel. İlkel insanların hepsinin siki büyük olur!
Su amigo Steel quiere verlos.
Eski dostunuz Steel, sizi görmek istiyor.
¡ Steel! ¡ Steel! ¡ Ven aquí!
Steel, Steel, Steel, Koru beni, koru beni!
Suéltalo, él no debía subir.
Bırak onu, Steel. - Zaten oraya hiç çıkmaması gerekiyordu.
- ¡ Para!
- Steel, kes şunu!
Haría cualquier cosa para contactar a alguien... sólo para estar lejos de tu boca sucia, Steel.
Umutsuz da olsa, birilerine ulaşmak için hala efor, sarfedebilirim. Sırf senin o edepsiz çenenden uzak durmak için, Steel...
Steel, dispárele a esta mujer.
Steel, vur şu kadını.
¿ Cree que estoy bromeando?
Taşak mı geçiyorum sandın, Steel?
Ya son cinco, Steel.
- Beşteyim, Steel.
Mandaría que Steel lo haga.
- Steel'e yaptıracaktı.
Esto sería hacerle un favor a él.
Bu ona iyilik olur, Steel.
Vamos, Steel.
Gel, Steel.
¡ Vamos, tenemos cosas mejores para hacer!
Gel dedim, Steel. Yapacak daha önemli işlerimiz var.
Llévelos para allá.
Steel, onları içeri yolla bakalım.
Dele unos golpes.
Steel, onu biraz patakla.
La única razón que me quede es para la leer el próximo libro de Danielle Steel.
Tek yaşama sebebim Danielle Steel'in gelecek kitabını okumak.
Atlantic City, en el muelle Steel.
Atlantic City. Steel Pier.
¿ Por qué no nos cuentas uno de un sargento y su tropa?
Çavuş Steel ve adamlarının bir macerasını anlat.
Steel and Glass, que creí era de unas personas.
Steel and Glass birkaç kişi hakkındaydı.
Acerera 59 y un cuarto.
Big Steel 59 1 / 4.
"Panchito, el niño que nunca creció".
Şarkı "john Henry Was a Steel Drivin'Man" olacak
Steel, ¡ trae tu culo aquí!
Steel, lanet olası gelsene!
No iremos a ninguna parte sin Steel.
Steel olmadan hiç bir yere gidemeyiz.
[Steel :] ¡ Voy a contarla!
Ben sayarım!
Vamos a la casa de Steel.
Steel'in evine gidebiliriz.
- ¿ Qué te parece, Steel?
Ne dersin, Steel?
Producciones Boogie Down, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, 0latunji, Chuck D, Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic,
Boogio Down productions, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, Olatunji, Chuck D., Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic, Sugar Bear, John Coltrane, Big Daddy Kane, Salt'n'Pepa, Luther Vandross, McCoy Tyner, Biz Markie, New Edition, Otis Redding, Anita Baker, Thelonious Monk, Marcus Miller, Branford Marsalis, James Brown, Wayne Shorter, Tracy Chapman, Miles Davis, Force MD's, Oliver Nelson, Fred Wesley, Maceo, Janet Jackson, Louis Armstrong, Duke Ellington, JimmyJam, Terry Lewis, George Clinton, Count Basie, Mtume, Stevie Wonder, Bobby McFerrin, Dexter Gordon, Sam Cooke, Parliament Funkadelic, Al Jarreau, Teddy Pendergrass, Joe Williams, Wynton Marsalis, Phyllis Hyman, Sade, Sarah Vaughn, Roland Kirk, Keith Sweat, Kool Moe D, Prince, Ella Fitzgerald, Diana Reeves, Aretha Franklin, Bob Marley, Bessie Smith, Whitney Houston, Dionne Warwick, Steel Pulse, Little Richard, Mahalia Jackson, Jackie Wilson, Cannonball ve Nat Adderly, Quincy Jones, Marvin Gaye, Charles Mingus, ve Mary Lou Williams.