English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Stephens

Stephens translate Turkish

282 parallel translation
Se me ocurren mejores pasatiempos que enredarse con los Stephens-Macy.
Stephens-Macy çetesi ile uğraşmaktan... -... iyi şeyler var.
- Ah, Sr. Stephens.
- Ah, Bay Stephens.
Ahora veré a Stephens.
Şimdi Stephens'i göreceğim.
corporación ESTADIO MIDTOWN LINK STEPHENS
MIDTOWN SPOR ŞİRKETİ LINK STEPHENS
Le diré al Sr. Stephens.
Bay Stephens'a bildireyim.
- El Sr. Stephens dijo que debías esperar.
- Bay Stephens beklemeni söyledi.
Gracias, Sr. Stephens.
Teşekkürler Bay Stephens.
El escritorio del Sr. Stephens está cerrado.
Bay Stephens'in masası kilitli.
Vine por los expedientes de Stephens y los encontré en su escritorio en un libro negro.
Stephens'in belgelerini almaya geldim masasında, siyah bir defterin içindeydiler.
Pregúntele a Stephens.
Stephens'a sorun.
Sr. Stephens, ¿ le importa decirnos dónde estuvo entre las 9 y las 10?
Bay Stephens, 9 ve 10 arası neredeydiniz?
Ésa es la lista del libro de Stephens el que encontré en el cajón.
Stephens'in defterindeki fiş çekmecede bulmuştum.
- Sr. Stephens.
- Bay Stephens.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clarke el teniente Abrams, Asta, Nicky, tú, yo.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clarke Teğmen Abrams, Asta, Nicky, sen ve ben.
¿ Qué conexión tenía Whitey Barrow con Stephens y con Macy?
Whitey Barrow ile Stephens ve Macy arasında nasıl bir bağ vardı?
Uno pensaría que el comisionado de apuestas de Stephens sabría algo pero ese tipo es como una ostra.
Bahisçinin şebekenin içini bileceğini sanırsın ama bu tam bir kapalı kutu.
Yo estaba parada en el lobby con el Sr. Stephens cuando Whitey...
Bay Stephens'la lobide beklerken Whitey...
El Sr. Stephens no la llevó a casa antes del homicidio.
Öyleyse Bay Stephens'la erken ayrılmadınız.
¿ Stephens sabía sobre usted y Barrow?
Barrow ile aranızdaki ilişkiyi Stephens biliyor muydu?
Me arriesgué a que Stephens se enterara.
Stephens öğrenebilirdi ama riski göze aldım.
Si la policía lo obtiene y Stephens se entera, no sé qué podría pasar.
Polisin eline geçerse ve Stephens öğrenirse kötü şeyler olabilir.
- ¿ Recuerda el hombre que el vigilante vio salir de la oficina de Stephens?
- Bekçinin Stephens'in ofisinden kaçarken gördüğü var ya?
Esa chica ostentosa de Stephens es profesional.
Stephens'in kadını namlıymış.
Es cierto, tiene un buen motivo para la dama pero tenemos uno igualmente bueno contra Stephens, Macy Rainbow Benny y...
Kabul, kadının gerekçesi olduğunu kanıtladın ama başkalarının da gerekçesi var. Stephens'in Macy'nin, Rainbow Benny'nin ve...
El que Whitey me quitó en la oficina de Stephens.
Whitey'nin benden aldığı defter.
Habla Stephens.
Ben Stephens.
¿ Está bien si le digo al Sr. Stephens que viene alguien más?
Bay Stephens'a konuk geldiğini söylememin sakıncası var mı?
Ahora, Sr. Stephens.
Pekala Bay Stephens.
Supongo que usted quería una coartada por la misma razón, ¿ Sr. Stephens?
Bay Stephens siz de mi aynı nedenle bir tanığa ihtiyaç duydunuz?
¿ Llevó al Sr. Stephens y a la Srta. Porter del estadio a casa anteanoche?
Geçen gece Bay Stephens ile Bayan Porter'i salondan eve sen mi götürdün?
Sr. Stephens, ¿ fue idea suya que Barrow y la Srta. Porter apenas se conocían?
Bay Stephens, Barrow ile Bayan Porter'in tanışıyor olmaları sizin fikriniz miydi?
- Tal vez sí, para controlar a Stephens.
- Stephens hakkında bilgi.
Sr. Stephens, Benny era su comisionado de apuestas, ¿ no es así?
Benny bahis oynatıcınızdı, değil mi Bay Stephens?
Y representando a Stephens, sobornaba jockeys, ¿ no es así?
Ve Stephens adına bazı jokeylere rüşvet vermişti, değil mi?
Con razón la mafia Stephens-Macy estaba volando alto con un oficial especial para la asamblea estatal como socio.
Eyalet meclisi temsilcisi sessiz ortak olunca, Stephens-Macy şebekesinin yükselmesine şaşırmamak gerek.
Y en su chimenea puso el libro contable de Stephens que tenía los datos de los negocios fraudulentos de la mafia incluyendo su tajada.
Ve şöminesine Stephens'in içinde şebeke ile ilgili bilgiler ve senin aldığın rüşvetin kayıtları bulunan defterini koydun.
Su socio, el Sr. Stephens, cerró este caso al decir que desde afuera del apartamento de Benny vio la escalera.
Ortağın Bay Stephens, Benny'nin kapısından merdivenleri gördüğünü söyleyerek olayın çözülmesini sağladı.
- Debe de estar muy orgullosa de su hija, Señora Stephens. - Mmm.
Kızınızla gurur duyuyor olmalısınız, Bayan Stephens.
Estoy celebranco una fiesta con algunos amigos y quisiera que te unieses a nosotros.
Adım Helen Stephens. Diğer kiracılar ve birkaç arkadaşla birlikte bir parti veriyoruz. Sizin de katılmanızı isteriz.
¿ Co-Cómo está Señora Stephens?
- Memnun oldum, Bayan Stephens.
Eso espero yo también, Sra. Stephens.
- İnşallah, Bayan Stephens.
Buenas noches, Sra. Stephens.
İyi geceler, Bayan Stephens.
Te quiero, señora Stephens.
Seni seviyorum, bayan Stephens.
Señorita Summers, el señor Stephens está ocupado...
Bayan Summers, bay Stephens şu an müsait değil...
- John, tome el...
- John, bayan Stephens'ın şeyini alırmısın...?
¿ Samantha Stephens presidenta de actos?
Samantha Stephens, eğlence Başkanı mı?
- Señora Stephens.
- Stephens. - Nasıl mı?
Hermana Stephens acabo de ver la luz.
- Eminim. Stephens kardeş... Sonunda ışığı gördüm.
Señor Stephens, si no quiere pagar por más besos ¿ puede dejarnos pasar a los que sí queremos?
Bay Stephens, eğer daha fazla öpücük istemiyorsanız bizler için kenara çekilirmisiniz?
- Soy Samantha Stephens la presidenta del amable vecindario.
- Samantha Stephens yakın dostunuz olan başkan.
Benny, después que viste a Stephens en la oficina anoche ¿ regresaste allá? Benny.
Benny.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]