Translate.vc / Spanish → Turkish / Stone
Stone translate Turkish
2,968 parallel translation
Estoy impresionado por el hecho de que el Sr. Stone viviera tanto con un glioma de tal calibre.
Bay Stone'un dördüncü evredeki bir gliyomla bu kadar uzun yaşamasına hayret ediyorum.
La única persona que puedo pensar que sería suficientemente lista y tendría acceso a la tecnología necesaria para fabrica esta bala es Stone.
Bu mermiyi yapacak kadar zeki ve imkanları olan tek kişi Stone.
Decía que Stone tuvo un socio hace años.
Stone'un yıllar önce bir ortağı varmış.
Y el portero de Stone dice que usted fue a verle hace dos días.
Stone'un apartman görevlisi iki gün önce oraya gittiğini söyledi.
Bueno, espero que sea bueno porque el antiguo socio de Stone niega haber fabricado esa bala inteligente.
Umarım iyi bir şeydir çünkü Stone'un eski ortağı akıllı kurşunu yaptığını inkar ediyor.
Stone fue asesinado con su propia bala.
Stone kendi mermisiyle öldürülmüş.
En la cabeza de Matthew Stone.
- Matthew Stone'un kafasında.
Vale, bueno, ¿ cuál de estos rifles se usó para matar a Stone?
Peki, Stone bu tüfeklerden hangisiyle öldürüldü?
Es el arma que mató a Stone.
Bu, Stone'u öldüren silah.
Si Stone estaba muriendo de cáncer, ¿ por qué iba a complicarse tanto para suicidarse?
Madem Stone kanserden ölüyordu niye kendini öldürtmek için bunca zahmete girdi?
¿ Me están diciendo que alguien está tratando de inculparme un asesinato?
Yani Stone cinayeti benim üstüme mi atmaya çalıştı?
Atentamente... Mathew Stone Director Ejecutivo ".
Sevgilerimle, Mathew Stone, Yönetim Kurulu Başkanı. "
Matthew Stone nos puso en la dirección correcta.
Matthew Stone bize doğruyu gösterdi.
Encontré esto oculto en el móvil de Stone.
Bunu Stone'un telefonunda gizlenmiş halde buldum.
De Soluciones Electrónicas Stone.
Stone Elektronik Çözüm.
Buenas tardes, Sr.Stone.
İyi günler Bay Stone.
¿ Sr. Stone?
Bay Stone.
Jefferson Stone. "
Jefferson Stone. "
Si comienzas a cantar "papá was a rolling stone", Me encharcaría ahora mismo.
Şimdi bir de baba bir seyyahtıyı söylersen....... salya sümük ağlayacağım.
Hillary Stone fue puesta en libertad hoy... después que la Jueza Joan Hunt la absolviera... del asesinato brutal y sin sentido de su propio hijo de cinco años Simon.
Kendi öz oğlunu vahşice ve gaddarca öldüren Hillary Stone, hakim Joan Hunt tarafından suçsuz bulunduktan sonra bugün hapishaneden salıverildi.
Esa es Hillary Stone.
Bu Hillary Stone.
En un giro asombroso, Hillary Stone, que ayer era una mujer libre, es ahora una mujer muerta.
Şaşırtıcı bir şekilde dün özgür bir kadın olan Hillary Stone bugün ölü bir kadın.
Hillary Stone.
Hillary Stone.
Hillary Stone fue enterrada viva.
Hillary Stone canlı gömülmüş.
Ruth Stone acaba de llegar para identificar el cuerpo de su hija.
Ruth Stone kızının cesedinin kimliği tanımlamak için geldi.
- Sra. Stone. - Vamos.
Bayan Stone.
Sra. Stone, ¿ está lista para romper su silencio?
Bayan Stone, sonunda sessizliğinizi bozacak mısınız?
Bueno, ¿ qué siente en este momento Sra. Stone, dolor o alivio?
Şimdi nasıl hissediyorsunuz Bayan Stone, keder mi rahatlama mı?
Sentimos mucho su pérdida, Sra. Stone.
Kaybınız için üzgünüz Bayan Stone.
Hillary Stone asesinó a su pequeño hijo.
Hillary Stone küçük oğlunu öldürdü.
¿ Cree que la Sra. Stone sabe lo de ayer?
Bayan Stone'un dün hakkında bir şeyler bildiğini düşünüyor musunuz?
La evidencia fue encontrada relacionando a alguien con la desaparición de Hillary Stone y posiblemente con su asesinato.
Hillary'nin kayboluşu ve muhtemelen ölümüyle bağlantısı olan birisi hakkında delil bulundu.
Detrás de esta puerta se encuentra una incauta Hyllary Stone.
Bu kapının ardında masum Hillary Stone duruyor.
¿ Crées que Hillary Stone asesinó a su hijo?
Sence Hillary Stone oğlunu öldürdü mü?
Creo que quizá sí, Sra. Stone.
Sanırım bekliyordunuz, Bayan Stone.
Voy a tener que ponerla bajo arresto, Sra. Stone.
Sizi tutuklamak zorundayım, Bayan Stone.
Otro giro inesperado en el caso de los asesinatos de la familia Stone, ya que la abuela y madre de las víctimas ha sido arrestada por su participación en la muerte de la asesina absuelta Hilary Stone.
Stone ailesi cinayetlerinde şok edici bir dönüm noktası daha ortaya çıktı kurbanın büyükannesi ve katil Hillary Stone'un annesi kızının ölümü suçlamasıyla tutuklandı.
Daniel Stone, conoce a Henry Martin, un amigo.
Daniel Stone, Henry Martin ile tanış. Kendisi arkadaşım olur.
Es altamente inapropiado, posiblemente ilegal que yo tenga cualquier contacto con el Sr. Stone.
Bay Stone ile irtibat kurmam benim için oldukça uygunsuz ve muhtemelen yasa dışı bir durum.
Y que la subscribiese a la revista "Rolling Stone". Empieza el mes que viene.
Ve Rolling Stones dergisine aboneliğini başlattım.
Se llama Stone Cold
Adı Soğuk Taş.
Michael Stone, conocido como Mickey Bricks.
Michael Stone, diğer adıyla Mickey Bricks.
Como algunos ya sabréis, Stone y su banda han esquivado al departamento de fraude durante años.
Bazılarınızın bildiği gibi, Stone and onun ekibi... yıllardır sahtekarlık yapmaya devam ediyor.
Hablaré con ellos cuando Stone y su banda estén encerrados.
Stone ve ekibi kapana kısıldığında onlarla konuşacağım.
Él y Stone los han estado entrenando, moldeándolos a su propia cutre imagen.
O ve Stone onları eğitti, onları kendi içlerine aldılar.
Estos dos son el punto vulnerable de Stone.
Bu ikisi Stone'un zayıf tarafı.
¿ Y sabe el departamento de fraude que va detrás de Stone?
Dolandırıcılık kadrosu Stone'un peşinde olduğumu bilsin mi?
-'Señor, Stone ha venido a verla'
- Efendim, Stone onu görmeye geldi.
Ahórrame toda esa mierda del honor entre ladrones, Stone.
Stone, bana bu onurlu hırsız palavralarını atmaktan vazgeç.
Estás cometiendo un gran error, Stone.
Çok büyük bir hata yapıyorsun, Stone.
Christopher Stone.
Christopher Stone.