Translate.vc / Spanish → Turkish / Stop
Stop translate Turkish
1,514 parallel translation
Punto y aparte.
Stop. Yeni bir paragraf aç.
Deténgase.
Stop.
Yo digo : "Stop" y yo digo :
Diyorum ki "Dur" ve size diyorum :
Casi siempre, sólo tienes que presionar estos dos botones. Start, stop, start, stop, start, stop.
Genelde sadece iki düğmeye basmanız gerekir :
Start, stop, cargar papel... el botón siempre al medio, cuantas copias... y "¡ Vamos linda!"
Başlat, durdur, kağıt ışığı, çekmece... ortadaki düğme, kaç kopya, ve başla bebeğim.
¡ Corten!
Stop!
Recibí una llamada del Oficial Watson.
Sanığı, kırık stop lambası için kenara çektiğini söyledi.
Tampoco sabía que la luz trasera de mi auto estaba rota hasta que ese policía idiota me frenó.
O salak polis beni durdurana kadar stop lambamın da kırık olduğunu bilmiyordum.
Los vehículos son más vulnerables dentro del tunel. Creo que la luz trasera del auto de Fife estaba intacta cuando trajo el auto a lavar.
Michael Fife'ın stop lambası buraya geldiğinde sağlamdı bence.
Entonces, su auto sigue por la línea de lavado, y luego en el tunel alguien, probablemente el asesino, planta el cuchillo, rompe la luz.
Sonra tünele girince biri, tahminen katilimiz,.. ... bıçağı arabaya saklıyor ve stop lambasını kırıyor.
La luz trasera rota es una violación de las normas de tránsito.
Stop lambasının kırık olması trafik kanununa aykırıdır. - Evet, hemen çevrilirsin.
Bien, entonces, una luz rota. Las piezas caen al agua.
Evet, kırık stop lambasının parçaları suya düşer.
Lo que significa que la luz fue rota intencionalmente.
Demek ki stop lambası bilerek kırıldı.
Rompiste la luz, plantaste el cuchillo.
Stop lambasını kırdın, bıçağı sakladın.
La paramos por no tener luces de freno.
Stop lambaları yanmadığı için durdurmuştum.
Soy Dana del Whiskey Stop.
Ben Whiskey Stop'dan Dana.
* Top, never ever stop, drop you to the ground.
* Top, never ever stop, drop you to the ground.
Sí, pero vamos a hacer una parada breve.
Evet, öyle. Ama önce seninle kısa bir pit stop yapacağız.
¿ Qué?
Pit stop mu?
Sí. ¿ Qué tienes que hacer que no puede esperar a mañana?
Evet. Pit stop'un sebebi ne? Yarın sabaha kadar alman gereken şey ne.
Si cayeramos y trataramos de recuperarnos, iríamos a máximo impulso.
Bir an stop etmiş olsak, durumu kurtarmak için azami güç uygulardık.
Disminuiría la velocidad.
Uçak stop ederdi.
Necesito conseguir unas pastillas para mi madrastra.
Üvey annem için pit-stop yapmam gerek.
Stop.
- Yapma.
STOP CONTROL DE SEGURIDAD
GÜVENLİK'TE DUR
Hey, esto no es gracioso. Payasos Stop.
Etrafta aylaklık etmek, hiç komik değil.
- Stop.
- Bak.
- Stop.
- Kahretsin.
Lo único que vi... sueron sus luces traseras.
- Tek gördüğüm onların stop lambalarıydı.
And for what it's worth, I was gonna stop seeing her after tonight.
Ve bu nedenle de, bu akşamdan sonra onu görmeyecektim.
Un Le Rhone no entra en pérdida a 60 grados.
Motorlar 60 derece açıda stop etmiyor.
( I can't stop wanting you )
Evet... İstemeden olmaz...
Puede, pero siempre está el riesgo de que se suelte... y de que el auto salga rodando.
- Kullanabilirsin ama yoldayken stop etme tehlikesi var.
Stop that Katherine, ella es demasiado modesta
Yeter ama Catherine. Çok naziktir.
Que la concursante no ha hecho el stop al entrar y entonces el coche que venia le ha dado un ostiazo de la ostia.
Yarışmacı dur levhasında durmamış ve kahrolası bir araba onu hurdaya çevirmiş.
Por ejemplo, en lugar de ver "stop" en una señal de stop veo "pots".
Mesela ışıklardaki "STOP" yerine ben, "POTS" görüyorum.
¡ El motor principal se ha detenido!
Ana makine stop etti!
Para.
Stop!
y entonces ve una señal de STOP
Sonra karşısına "Dur" işareti çıkıyor.
"podías haber matado a alguien, negro, ¿ no viste la señal de STOP?"
"Neredeyse birini öldürüyordun. Dur işaretini görmedin mi?"
"¿ negro, no viste esa señal de STOP que está ahí?"
"Zenci, şuradaki dur işaretini görmüyor musun?"
Unos cuantos compraron acciones de la Fox. Unos cuantos compraron acciones de la Fox. "Animador de Stop-Motion"
İçimizden bazıları koşup birsürü Fox hissesi falan satın aldılar.
Al principio, creo, la idea era intentar preparar... escenas que se superpondrían sobre fondos filmados en exteriores. "Animador de Stop-Motion" escenas que se superpondrían sobre fondos filmados en exteriores.
Sonunda Norveç'te çekilmiş arkaplan görüntülerini bluescreen tekniğiyle maketlerin arkasına koymaya karar verdim.
Se me ocurrió la idea de esta babosa gigante... "Animador de Stop-Motion" Se me ocurrió la idea de esta babosa gigante... que es una mole de carne que late.
Ne istediğini anlayınca kocaman katman katman et yığınından ibaret dev sülük benzeri bir vücut tasarladım.
Dale una ojeada al Stop Press.
Son dakika haberlerine bak.
Punto.
Stop.
Una luz rota.
- Kırık stop lambası.
Es el aviso de disminución de impulso.
- Bu stop etme ikazı.
Papá está llegando a un stop. "
Baban aniden duracak.
Punto.
Stop. "
"Animador de Stop-Motion" Yo no fui tan listo. "Animador de Stop-Motion"
Hisse satın almak akıllıcaydı.