English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / String

String translate Turkish

398 parallel translation
Espero que tengan el mejor equipo de fútbol de América en el cielo, y espero que Dios te convierta en su mejor jugador.
Umarım cennette Amerikanın en iyi futbol takımı vardır, ve umarım tanrı seni first-string yapar.
En el cielo no hay equipos, por eso Dios no me hizo jugador.
Cennette takım yok, Tanrı beni fırst-string yapamadı.
Ya que te interesan las joyas Has oído "El Collar de Perlas".
Mücevherlerle çok ilgileniyorsun. "String Of Pearls"'u dinlemiş olmalısın.
Estás forjando un vínculo más estrecho que el tanga de un luchador de sumo.
Bu ninjalarla öyle sıkı bir bağ kuruyorsun ki sumo güreşçilerinin giydiği g-string'ten bile daha sıkı. - Bunu yapmaya çalışmıyordum.
Un tanga de encaje.
Dantel G-String.
¿ Tanga de encaje?
Dantel G-String demek.
Tenemos 1 5 grados bajo cero... y ahí tienen a un hincha leal usando una tanga diminuta... con los colores del equipo pintados sobre su cuerpo.
5 dakika kaldı. Taraftarlardan biri g-string giymiş ve... vücudunu takımının renklerine boyamış.
Llevabas una tanga y uno de esos sostenes con puntas.
G-string ve puntolu bir sutyen giyordun.
¿ Quieres que salga sin tanga?
G-string olmadan mı çıkmamı istiyorsun?
Básicamente, mi tanga se deshizo.
Basitçe, G-string'im koptu.
CAPITULO PRIMERO BESS SE CASA
BESS EVLENİYOR # Six-string razor'ı gazladığımı... # #... hatırla. # # Göz açıp kapayıncaya kadar... # #...
Chandler, me puedes prestar tu hilo dental?
Chandler, g-string'ini ödünç alabilir miyim?
Damas y caballeros, la cuerda del la se soltó. Tendré que encordar mi cello y comenzar de nuevo.
Bayanlar baylar, korkarım "a" string'im koptu bu yüzden çelloma tel takmak ve baştan başlamak zorundayım.
Al menos no fue el calzón lo que se me soltó.
Neyse ki kopan "g" string'im değildi.
¿ Qué tal "World On a String"?
"Tel Üstünde Dünya" nasıl? Harold Arlen şarkısı.
¿ Tangas de cuero?
String?
¿ Del cuarteto de Arco Guaneri?
- "Guarneri String Quartet" deki mi?
Ahora, hilo.
"G." - String?
- Haré una sutura continua.
- Purse string sütürü yapacağım.
- Le desató la tanga con los dientes.
- Adamın g-string'ini ağzıyla çözmüştü.
Estás luchando por la causa usando una tanga y agarrando en la sala de guardia.
Sen zaten g-string giyip, nöbet odasında oynaşarak bu sorunu çözüyorsun.
Uno de los hombres de String.
Strings'in askerlerinden biri.
Sólo son los federales quienes tienen el dinero suficiente para perderla y no andar lamentándose por ello.
- O yeni, String. - Sikmişim. Bir sürü yeni yüz var burada adamım.
Oye, hermano. Muchas gracias.
- Lanet olsun, String, öldürmek kolay iş.
Muy bien.
- Sormuyorum. - Lanet olsun, String, bilmiyorum.
Ese tipo bailando con... con ese otro con una peluca.
Bu adamlar ortalıkta dansediyor üstelik g-string ve perukları var.
Como si esa Barbie en bikini, fuera un buen regalo.
Sanki string bikinili Barbie çok daha zekice bir hediye.
String.
String.
¿ Qué tal, String?
Naber, String?
¿ Dónde está el chico, String?
Çocuk nerede, String?
¡ String!
String!
¿ Dónde está Wallace, String?
Wallace nerede, String?
String, ¿ dónde diablos está Wallace?
String, Wallace nerede?
- ¿ String también fue al mercado?
- String'in market günüydü herhalde?
¿ Qué sucede, String?
- Durum nedir String?
Si quieres un refuerzo, delega algo a String y a mí.
Geri almak istiyorsan, benimle ve String'le burada olmalısın.
Si no llamaba a String y se enteraban en las afueras, ¿ qué habría pasado?
String'i aramasaydım, lafta dönüp dolaşıp gelseydi, neler olurdu sence?
Hace una semana, mi tío y String me citaron en el club.
Bir hafta kadar önce amcam ve String beni kulübe çağırdılar.
String, la gente se está quejando nos dice que esta basura está floja.
String, adamım, insanlar zaten bize gelip... - bu haltın zayıf olduğunu söylüyorlar.
Stringer dice que te tendrán aparte... y tendrás tiempo para la familia.
String, seni bu işlerden uzak tutacağını söyledi ailenle geçirmek için daha fazla zamanın olacak.
Ya verás, String, en serio.
Kendin görürsün String.
El asunto es que pasó lo que pasó, ¿ entiendes eso?
Bak String, olan oldu artık, anlıyor musun?
Stringer.
String. Hey Stringer.
Este es el mundo de la Teoría de Cuerdas, una forma de describir cada fuerza y toda la materia, desde un átomo a la Tierra, al confín de las galaxias, desde el principio del tiempo a su último latido.
Bu, String Teorisi'nin evrenidir, her kuvveti ve maddeyi yeni bir anlayışla açıklayan ve atomlardan dünyaya, galaksilerin sonuna doğum anlarından son anlarına kadar
La solución está en las cuerdas, pequeños trozos de energía vibrantes como las cuerdas de un violonchelo, una sinfonía cósmica en el corazón de toda realidad.
Çözüm, String'lerdir, yani tüm gerçekliğin kalbindeki kozmik senfonide çalan bir çello'nun telleri gibi titreşen çok küçük enerji birimleri.
Si la Teoría de Cuerdas no es capaz de producir una predicción demostrable, entonces nadie debería creer en ella.
S. JAMES GATES, JR. ( Maryland Üniversitesi ) : Eğer string teorisi test edilebilir bir öngörüde bulunamazsa, kimse ona inanmayacaktır.
Una cosa cierta es que la Teoría de Cuerdas ya nos está mostrando que el Universo podría ser un lugar más extraño del que ninguno de nosotros ha imaginado nunca.
BRIAN GREENE : Açık olan bir şey var ki, string teorisi, evrenin bizim bugüne kadar hayal ettiğimizden çok daha tuhaf bir yer olabileceğinin ipuçlarını veriyor.
Descubrimos la Teoría de Cuerdas por accidente.
GABRIELE VENEZIANO ( CERN ) : String teorisini tesadüfen keşfettik.
LAS CUERDAS SON LA RESPUESTA
Esas Olan String'dir Çatışan İki Kanun
Algún día, la Teoría de Cuerdas podría ser capaz de explicar toda la Naturaleza, desde los trozos de materia más pequeños hasta los confines del Cosmos, usando solamente un único ingrediente :
Belki bir gün string teorisi, doğadaki her şeyi maddenin en küçük parçacığından evrenin en uzak köşelerine kadar,
podría ser capaz de ello.
"string teorisi"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]