Translate.vc / Spanish → Turkish / Sugar
Sugar translate Turkish
903 parallel translation
- ¿ Qué tramas?
- Ne yapıyoruz Sugar?
- Vamos, rápido.
- Gel haydi Sugar, çabuk.
- "Sugar" azúcar, sí.
- Şeker, evet evet.
- Sugie, calma.
- Sugar, Allahaşkına!
Oye, espera un minuto, Sugie.
Dur bir dakika Sugar.
Ponte tus anteojos de sol, Sugie.
Güneş gözlüklerini tak Sugar.
- Cielos. - Costó $ 7.000, Sugie.
Buna yedi binlik bayıldı Sugar.
Tercer dedo, mano izquierda, Sugie.
Sol elin üçüncü parmağı Sugar.
Y él es lo máximo, Sugie, ¿ comprendes?
O en iyisidir Sugar, anlıyor musun?
- Hola, hola, es Asthma, Sugie.
- Alo, benim Asthma, Sugar.
Bien, Sugie, no uses nombres.
Tamam Sugar, yine de isim kullanma.
El Pan de Azúcar.
İşte Sugar Loaf.
El Pan de Azúcar.
Sugar Loaf.
- ¿ Ud. es Sugar Candy? - Sí, señor.
- Sen Candy misin, Şeker Candy?
¿ Para qué crees que quería el soplo de los movimientos de Sugar Candy?
Sence neden Şeker Candy'nin hareketlerinin iç yüzünü öğrenmek istedim? - Neden?
¡ Eh, Sugar!
Hey, Şeker Oğlan!
Bien, Sugar.
Pekala, Şeker Oğlan.
Hola, Sugar.
Hey, Şeker.
Sugar, reúnete conmigo en el hotel lo antes posible.
Şeker, en kısa sürede otelde buluşalım.
Sugar, ayúdale.
Şeker, yardım et.
Charlie Max y Sugar Smallhouse.
Charlie Max ve Sugar Smallhouse.
¿ Qué sabes sobre dos tipos llamados Charlie Max y Sugar Smallhouse?
Charlie Max ve Sugar Smallhouse adındaki ikili hakkında ne biliyorsun?
- ¿ Me das fuego, Sugar?
- Ateşini alabilir miyim, Sugar?
Por favor, Sugar.
Yapma Sugar.
¿ Me enciendes el cigarrillo, Sugar?
Sigaramı yakmayacak mısın, Sugar?
O Sugar.
Ya da Sugar.
¡ Sugar!
Sugar!
- ¡ Estados Unidos!
Sugar Amca!
¡ Estados Unidos, aquí estamos!
Sugar Amca, geliyoruz!
¡ Nosotros en Estados Unidos!
Sugar Amca'dayız.
Puedes quedarte con este país.
Bu Sugar amca senin olsun. Sana söylüyorum.
Podría tener que renunciar a la Copa Sugar este año.
Bu yıl Şeker Kupası'nı kaldıramayacak herhalde.
Yo soy Sugar Kane.
Ben Şeker Kamışı.
- ¿ Sugar Kane? - Lo cambié.
- Şeker Kamışı mı?
Era Sugar Kowalczyk.
- Önceden Şeker Kowalczyk'ti.
- Adiós, Sugar.
- Hoşçakal, Şeker.
Chico, lo que daría yo por echarle el diente a esa Sugar.
Şu Şeker'den bir fincan ödünç almak için neler yapmazdım.
Nada de pasteles, nada de mantequilla... y nada de Sugar.
Pasta yok, yağ yok ve Şeker de yok.
- Sugar, te avisé...
- Şeker, uyardım...
Buenas noches, Sugar.
İyi geceler, Şeker.
¡ Sugar!
Şeker.
Sugar, si sientes que vas a pillar alguna enfermedad, querida, lo mejor del mundo es un trago de whisky.
Şekerim, hastalığa yakalandığını hissettiğin an dünyadaki en iyi şey, bir tek viski atmaktır.
- ¡ Oh, Sugar!
- Oh, Şeker.
- Tú no, Sugar.
- Sen değil, Şeker.
Eso es, Sugar.
Tamam, Şeker.
- ¡ Sugar!
- Şeker.
Sugar, te vas a meter en un buen lío.
Şeker, başın büyük belaya girecek.
¿ Sugar?
Şeker?
- Dolores y Sugar en la 414.
- Dolores ve Şeker, 414'e.
- ¿ Yo con Sugar?
- Ben ve Şeker mi?
Pero no te preocupes, Sugar.
Ama üzülme, Şeker.