Translate.vc / Spanish → Turkish / Suites
Suites translate Turkish
242 parallel translation
- No, son suites separadas.
- Hayır, ayrı süitler.
Todas las suites nupciales de Claridge Tienen radios para escuchar
Claridge'deki tüm balayı odalarının Radyolarında çalar
Las suites son para las cuentas de gastos.
Süitler masraf hesapları içindir.
Mírame, suites de $ 150, zapatos de Inglaterra... placards llenos de cosas,... incluyendo damas.
Bana baksana. $ 150'lık takımlar, İngiltere'den... Ayakkabılar, içinde hatunlar da dahil her şey olan dolaplar.
No quiero más facturas caras de suites de hotel.
Daha fazla otel masrafı istemiyorum.
¡ Quiero dos suites!
İki süit istiyorum.
Había perdido el telegrama. ¿ Dos suites contiguas?
Telgrafınızı kaybetmişim. İki bitişik süit, öyle mi?
Disculpe, me gustaría ver una de sus suites privadas.
Affedersiniz, özel süitlerinizden birini denetlemek istiyordum.
Yo tenía un nuevo librito de teclado que Sebastian había comenzado para mí con dos nuevas suites.
Sebastian'ın benim için yazmaya başladığı, içinde iki yeni süit olan yeni bir klavye kitabım vardı.
Hay mucho champán en el Carlton... y confortables suites.
Bilirsiniz Carlton'da bir sürü şampanya ve konforlu süitler...
¿ el champán o las suites?
Şampanya mı, süit mi?
Bueno, no tenemos suites, pero tenemos unas hermosas dobles...
Hiç süitimiz yok... ama çok güzel çift kişiliklerimiz...
Leonardo se emborrachó y tocó todas las suites de Bach.
Leonardo çok fazla içmişti, Bach'ın bütün solo eserlerini çaldı.
Solicitaron siete suites.
- Yedi oda istemişsiniz. - Yedi oda.
Queremos las suites y las queremos ya.
Bu odaları istiyoruz.
- Grandes suites.
- Birşey sorabilir miyim?
Tengo dos suites reservadas.
- İki süit için rezervasyon yaptırmıştım. - İsminiz?
Y las suites ejecutivas en este nivel... y podemos usarlas.
Ve yetkili süitleri de bu seviyede... Onlara ulaşabiliriz, sanıyorum.
Es una de nuestras mejores suites, señor.
Bu, en iyi odalarımızdan biri..
Sí, es una de las "Suites Francesas", ¿ pero cuál?
Evet, bir Fransız süiti Ama hangisi?
Las suites ejecutivas y las habitaciones de mando todas tienen duchas... con agua de verdad, como Dios manda.
Yönetici süitleri ve komutanların dairelerinde harbi su akıtan duşlar var.
Por juntos me refería a suites adyacentes.
Birlikte derken bitişik odaları kast etmiştim.
Es el resultado final de todas las luces brillantes, los viajes de regalo, el champán, las suites gratis, las mujeres y la bebida.
Bütün bu parlak ışıkların, ücretsiz seyahatlerin... şampanyanın, bedava otel süitlerinin... onca kadının ve onca içki aleminin getirisi budur.
Hay dos suites disponibles para los clientes de afuera.
İki yatak odalı bir süit. Şehir dışından gelenler için.
¿ No se quedaban en suites en el Hotel Plaza?
Plaza? da suitleri var sanıyordum.
Una variación de 20 grados es un desafío para empacar pero hay buena comida y cócteles en la cadena de "EmbassY Suites".
Sıcaklığa aldırmazsanız. - Elçilik Süitleri de hep hazırdır. - Bu onun kariyeri.
Cuando yo me registre en un motel barato... ellos estarán profundamente dormidos en sus suites.
Ben Motelim'e kayıt yaptırdığım saatlerde, onlar suitlerinde derin bir uykuda olacaklar.
No iré a las habitaciones ni a las suites, Dick.
Odalara girmeyecegim, Dick. Süitlere de girmeyecegim.
Martinis, margaritas, y suites gratis para los peces gordos, tragos baratos y tenedores libres para los tontos habituales.
- Kumar tutkunlarina alkol, tütün ve bedava otel odalari... - Doldur, adamim. Ahmaklar icinse ucuz ickiler ve yiyibildigin kadar ye büfeler.
Son las suites matrimoniales. - ¿ Las qué?
- Bunlar balayı süitlerimizdir.
No intercambiamos nada. Julie, se trata de suites.
- Kesinlikle öyle bir şey yapmadık.
A todos les gusta el canon, pero yo soy parcial con los suites.
Ben özür dilerim.
No hubiera ido a recorrer las suites en busca de conversación.
Sohbet edebilmek için toplantı odalarını dolaşmazdı.
Piensa en las acompañantes de nivel que podrías pagar, suites en el Ritz... Dom Perignon, ¿ y eliges esto?
İstediğin kadını alabilecekken lüks bir otelde bir şişe şarap ve sen bunu seçiyorsun?
La dejamos sin llave, todas las otras suites están sin llave. Deberíamos cerrarla pero parece antisociable.
Kilitlemiyoruz ama -... diğer bütün daireler de kilitlemiyor ve muhtemelen kilitlemeliyiz ama asosyal bir davranış gibi geldi -
Explícame por qué Shatner y Stewart tienen suites y yo no.
O zaman belki Shatner ve Stewart'ın süitleri olup da benim olmadığını açıklayabilirsin.
El Tumbleweed sólo tiene dos suites.
Tumbleweed'in sadece iki süiti vardı.
Tiene jet personal, así que cuando entra a la pista... son puras limosinas privadas... y suites de hoteles de ahí en más.
Onun için sadece özel limuzin ve şirket süitlerini kullanıyor. Adamı nasıl bulacaksın?
Revisé todo. Keith, no te alejes de las suites.
- Keith, süitlerden çıkmamalısın.
Eran todos varones jovenes y saludables que murieron en suites caras.
Hepsi sağlıklı, genç erkekler ve hepsi de pahalı otel suitlerinde ölmüşler.
Arreglé con la Hna. Pete que tú y Norma puedan usar, sólo en la noche de bodas, de una de las viejas suites de hospitalidad.
Rahibe Pete'le beraber sadece gerdek gecesi için, sana ve Norma'ya eski hastane odalarından birisini ayarladık.
También tenemos "suites" disponibles.
Oh, bu arada ayrıca suitlerimiz de var.
Del otro lado del hotel hay suites con vista del parque.
Otelin öbür cephesindeki süitlerden park manzarası görünüyor.
- ¿ Qué quieres decir? - Fueron expulsados del Ritz. Destruyeron cuatro suites y los kioscos de diarios.
Ritzden atıldılar, dört süiti dağıttılar.
Reservaré suites gratis, y podrán venir en el avión.
Ben iki suit oda ayarlarım. - Uçakta yer var.
Entramos en una de las suites de los millonarios en la cubierta "B".
"B" güvertesindeki milyoner süitlerinden birine girdik.
¡ Suites para chelo de Bach!
Bach'ın çello sonatı.
¿ Las suites de su hotel tienen minibares?
Otelinizdeki süitlerde mini bar var mı?
¿ Dónde están las suites?
Birinci sınıf odalarınız nerede? Yorgunum.
Es una de nuestras mejores suites.
En iyi süitlerimizdendir.
Ellos no son del tipo que se hospedan en suites lujo. Dan, todos somos del tipo que se hospeda en suites de lujo.
Dan, herkes o tip adamdır.