Translate.vc / Spanish → Turkish / Sun
Sun translate Turkish
5,055 parallel translation
- Tú eres Klaus.
- Sen Klaus'sun.
No seas tonto, quieres morir?
Aptal olma, ölmekmi istiyor sun?
Oye, eres un hindú.
Hey, sen bir Hindu'sun.
El clásico Sun Tzu.
Klasik Sun Tzu'dur bu.
¿ Desde cuándo lees tú a Sun Tzu?
Ne zamandan beri Sun Tzu okuyorsun ki?
Bueno, ¿ qué dice Sun Tzu sobre forzar puertas?
Sun Tzu kapıları kırmak konusunda ne diyor?
Estoy segura de que eso no es de Sun Tzu.
Sun Tzu'dan değil bu.
Vámonos, Sun Tzu.
Gidelim Sun Tzu.
Uno de los principios de Sun Tzu.
Sun Tzu'nun temel ilkelerinden.
No, a menos que su tono de llamada sea el incomparable Joe Gordon-Levitt llevando este episodio de "Cosas de marcianos".
Hayır. Tabii zil sesin eşi benzeri olmayan Joe Gordon-Levitt'in "3rd Rock from the Sun" un bu bölümünü tek başına götürmesiyse başka...
Dios te protegerá, porque eres Enrique Tudor... y un día, serás Rey de Inglaterra.
Tanrı seni korusun, çünkü sen Henry Tudor'sun Ve bir gün İngiltere Kralı olacaksın.
Glamoroso Godfrey era el luchador más famoso del mundo.
Ve sen de "o" sun. Bu doğru mu?
Tú eres Morse.
Ah. Sen Morse'sun. Stange.
- Vale. - Eres Simon Le Bon.
Sen Simon Le Bon'sun.
Eres Miguel Santos.
Sen Miguel Santos'sun.
Sol Oscuro ¿ te suena de algo?
Dark Sun'ı duydun mu hiç?
La relación entre Sol Oscuro... y los hermanos Hesse todavía es inestable.
Dark Sun ile Hess kardeşler arasında hâlâ delibozuk bir ilişki var.
Interceptamos una comunicación que indica que Víctor... está enviando a su hermano Anton... a cerrar una acuerdo de armamento con Sol Oscuro.
Öte yandan Victor'un kardeşi Anton'u büyük bir silah anlaşması yapması için Dark Sun'a gönderdiğine dair bir haber aldık.
Este trato se va a llevar a cabo... en el campo de entrenamiento de Sol Oscuro en Corea del Norte.
Anlaşma Dark Sun'ın Kuzey Kore'deki eğitim kampında yapılacak.
Tú eres Capone.
Sen Capone'sun.
¿ "Macedonian Sun"?
"Makedonya Güneşi"?
El Macedonian Sun es un barco de contenedores con licencia para operar fuera de la Bahía 23 norte en el puerto de Nueva York y Nueva Jersey.
Makedonya Güneşi bir konteyner gemisi. New York ve New Jersey liman bölgesinde bir körfezde çalışma ruhsatı var.
Tú también eres el Doctor.
- Sen de Doktor'sun.
Tú eres Anonymous.
Sen de bir "Anonymous"'sun.
Elliot.
Elliot'sun.
A veces cocino para Jin Sung y Hee Sun.
Arada Jin Sung ve Hee Sun için yemek yaparım.
Ah sí, Jin Sung y Hee Sun van a volver a nuestro pueblo.
Bu arada, Jin Sung ve Hee Sun memleketimize dönüyorlar.
Hee Sun, ¿ dónde estás?
Hee Sun, neredesiniz?
¡ So Young Chul! ¿ Sabes que Hee Sun se acostó conmigo?
Soo Young Chul, Hee Sun'un benimle yattığını biliyor musun?
Warwick, eres Willow.
Warwick, sen Willow'sun.
Ponme por las nubes, entonces saldré yo.
Beni sun ve ardından çağır.
Carson reservó una habitación en el hotel Waikiki Sun... del aeropuerto hace 36 horas.
Roger Carson 36 saat önce havaalanından Waikiki Sun Moteli'ne giriş yapmış.
Eres hindú. ¿ De qué Dios estás hablando?
Sen bir Hindu'sun. Hangi tanrıdan bahsediyorsun?
El segundo concursante de hoy, el señor Park Chol Sun.
Bugünün ikinci yarışmacısı Bay Park Chul Soo.
LEE Sun-kyun
Çeviri : Burak Çetin'freelast'Deiji
Él es el presidente, tú eres Jonad.
O başkan, sen de Concon'sun.
Anteriormente en Low Winter Sun...
Low Winter Sun'ın önceki bölümlerinde...
¡ Eres Tommy Haverford!
Sen Tommy Haverford'sun!
* diez pasos hacia delante * * mirando directamente hacia el sol * * Deberías salir de la ciudad * * montado en tu caballo * * No mientes muy bien, vas engañando por ahí *
d 10 paces forward d Staring straight into the sun d d You shoulda rode your d High horse outta town d You no-good, lyin', cheatin'run around d d I'm gonna show you how the west was won d
Primer paso. Eres Thomas Marwood.
İlk adım - sen Thomas Marwood'sun.
Sabes, eres otra vez Michael Bishop.
Artık tekrar Michael Bishop'sun.
¿ Que le parece su restaurante favorito? , ¿ "The sun"?
Sizin en sevdiğiniz yere gitsek nasıl olur?
Anteriormente en AMC ´ s Low Winter Sun...
Low Winter Sun'ın önceki bölümlerinde...
Eres la hermana de Hae Suk, Yeong Suk.
Hae Suk'un kardeşi, Yeong Suk'sun.
En mi opinión, Sun Tae no tiene visión.
Bana göre Suk-tae vizyondan yoksun.
Kim Sun Ja dice que vio la cara de uno de ellos.
Kim Sun-ja içlerinden birinin yüzünü gördüğünü söyledi.
¿ Cómo está Kim Sung Ja?
- Kim Sun-ja nasıl?
Un chico de preparatoria encontró a Kim Sun Ja colgándose.
- Liseli bir çocuk Kim Sun-ja'yı kendini asarken bulmuş.
Pero Kim Sun Ja ha visto su cara.
İyi ama Kim Sun-ja onun yüzünü gördü.
Supongo que ahora vas a falsificar la firma del rey.
Şun an anlaşıp, para yerine asker gönderirseniz tabii.
¿ Un zygon?
Zygon'sun sen. Zygon mu?