Translate.vc / Spanish → Turkish / Sunday
Sunday translate Turkish
351 parallel translation
GENTE EN DOMINGO fue estrenada en Febrero de 1930 en Berlin.
PEOPLE ON SUNDAY, galasını Şubat 1930'da Berlin'de gerçekleştirdi.
GENTE EN DOMINGO Una película sin actores
PEOPLE ON SUNDAY Oyuncusu olmayan bir film
Un bonito argumento para una revista ilustrada :
Bir gün Sunday gazetesinin ekine güzel bir kapak yaparsın bu hikayeyi.
Es una palma.
Palm Sunday dalı.
Billy Sunday, el reverendo Biederwolf, Gypsy Smith, y dos veces la hermana.
Billy Sunday, Peder Biederwolf, Gypsy Smith, iki kere de Hemşire Falconer tarafından.
En fin, escribo mis... memorias en la edición europea del Times. Eso es todo.
Şimdi de anılarımı "Sunday Time Magazine" in Avrupa baskısı için yazıyorum.
Sunday in the afternoon... "
Sunday in the afternoon... "
Tengo dos Sunday Times.
Bende iki tane Sunday Times var.
Metido en un autocar, rodeado de tontos de Kattering y Boventry... con esos jerseys de punto, la radio i el "Sunday Mirror"... que se quejan por el te :
Otobüslerle dolaşıp durmak, Kettering ve Coventry'den ter kokan börgüsüzlerle birlikte. Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
LA GACETA DOMINICAL
Sunday ( Pazar ) Gazetesi
Este es un titular en el Sunday Times de Londres :
İşte bu da Sunday Times'ın manşeti :
Leí algo que escribió hace poco en el Sunday Times Review, creo.
Sunday Times'da yazdığı bir yazıyı okudum.
Bobby Castle montará al No. 5, Hijo de Domingo.
Bobby Castle 5 numaradaki Sunday's Child'ın üzerinde yerini alacak.
Pequeña Virtud es el No. 4. El Hijo de Domingo es el No. 5.
Small Virtue 4 numarada, yanında Sunday's Child 5 numarada.
En la curva, La Suerte de Dolly y El Hijo de Domingo van cabeza a cabeza.
İlk dönüşe, Dolly's Chance ile Sunday's Child başa baş girdi.
El Hijo de Domingo y Es una Dama.
Sunday's Child ve She's A Lady.
El Hijo de Domingo intenta seguir tercero.
Sunday's Child üçüncü sıraya yerleşemeye çalışıyor.
El Hijo de Domingo quedó segundo y Perdición quedó tercero.
Sunday's Child ikinci ve Perdition üçüncü.
Soy el Detective Sunday.
Ben Dedektif Sunday.
Hola. Soy el detective Sunday.
Merhaba, Ben Dedektif Sunday.
Mire, Sr. Sunday...
Bakın Bay Sunday...
Detective Sunday.
Dedektif Sunday.
No me gusta que se metan en mi vida privada, Sunday... molestando a mis amigos.
Özel hayatıma burnunuzu sokmanızdan, ve dostlarımı sorgulamanızdan... hoşlanmıyorum Sunday.
Sunday Magazine.
Pazar dergisinde.
No, de Sy Peck, la editora de arte y ocio del dominical del Times.
Hayır, hayır, Sunday Times'ın Sanat ve Fırsat editörü Sy Peck'e.
¿ Viste el aviso del Sunday?
Sunday'in manşetini gördün mü?
El Sunday Times es sagrado, sin duda, con tormenta de nieve o no.
The New York Times kar fırtınası olsun olmasın kutsalmış güya.
Sunday.
Haydi bugün pazar.
La edición dominical del New York Times.
Sunday New York Times.
Parece que Audrey apareció en el Sunday Times.
Times pazar ekinde Audry'nin fotoğrafı çıkmış.
- Soy el jefe Sunday. ¿ A quién busca?
Ben Amir Sunday. Kimi aramıştın?
Mi nombre es Kevin, del Sunday Pictorial.
Adım Kevin. Sunday Pictorial'danım.
Me prometiste una nota... en la sección de libros del Sunday Times. Lo sé, Alice, pero él no cederá.
Harvey bana SundayTimes kitap bölümünde bir inceleme sözü vermiştin.
A la revista "Independent" le interesa "Caída de un Primer Ministro", y he vendido a la revista en color de "Sunday Express" una idea sobre...
Independent gazetesi "Bir Başbakanın Düşüşü" konusuna ilgili.
Bueno, disculpe... Suena un poco vulgar : "Primeros Ministros sexualmente atractivos".
Sunday Express dergisine sattığım görüşün konusu biraz nezâketsizce ama seksi milletvekilleri.
- Al menos, el Sunday Times.
- En azından Sunday Times. - Konuştum.
Y el "Sunday times" es muy pesado.
Hele Sunday Times çok ağır oluyor. Artık almamayı düşünüyorum.
- Este tipo, el Barón Sunday.
- Bu adam, Baron Sunday.
El Barón Sunday.
Baron Sunday!
- ¿ Está aquí el Barón Sunday?
- Baron Sunday burada mı?
Lo encontré en el avión de Sunday.
Bunu Sunday'in uçağında buldum.
Al Barón Sunday.
Baron Sunday'i hatırlatıyor.
Lo tomé del avión del Barón Sunday.
Ben... Onu Baron Sunday'in uçağından aldım.
Trabaja... Trabajaba para el Barón Sunday, el mago.
Sihirbaz Baron Sunday için çalışıyor...
Si éste fuera el mundo de los muertos vivos, diría que John Hendricks y el Barón Sunday son el mismo.
Eğer ölülerin ayaklandığı bir dünyada yaşıyorsak ben John Handricks ve Baron Sunday aynı kişilerdir diyorum.
Líneas Aéreas Sunday está por partir.
Air Sunday havalanmak üzere.
Ajústate el cinturón, Sunday, empezamos el descenso.
Emniyet kemerini bağla Sunday, çünkü inişe geçiyoruz.
Sunday no podía matarte.
Sunday seni öldüremezdi.
"'... if you want to use the car to go riding next Sunday. "'
"... if you want to use the car to go riding next Sunday. "
Tengo que hacer en Sunday Creek.
Orada bana bazı bitmemiş iş var.
Sunday.
Hadi bugün Pazar.