Translate.vc / Spanish → Turkish / Sául
Sául translate Turkish
2,193 parallel translation
Así que Saul sacude la jaula de un general o dos y esperamos a ver quien entrega el mensaje a nuestro soldado raso.
Yani Saul birkaç generalin kovanına çomağı sokacak biz de adamlarımıza mesajı kimin getirdiğini görene kadar bekleyeceğiz.
Dejó la embajada inmediatamente y fue directa al hotel donde Saul Berenson está alojado.
Elçilikten hemen ayrıldı ve Saul Berenson'ın kaldığı otele gitti doğrudan.
Saul Berenson. - General.
Saul Berenson.
Venga ya, Saul. ¿ Qué?
- Yapma Saul.
Así que, cuéntame, Saul.
Söylesene Saul.
No lo hagas, Saul.
Yapma bunu Saul.
Se acabó, Saul.
- Ne demek istiyorsun? - Artık bitti Saul.
¿ Es Saul Berenson, el ciudadano particular?
Sıradan vatandaş Saul Berenson mı?
¿ Es Saul Berenson, exdirector de la CIA?
Yoksa eski CIA Amiri Saul Berenson mı?
Bien, acabo de hablar con Saul.
Saul'la az önce konuştum.
Pero la buena noticia es que me quedé con "Gafas a buen precio de Saúl".
- Ama işin iyi tarafı Saul'un İndirimli Gözlükçüsü bana kaldı.
Saul, encuéntranos un lugar seguro de ojos curiosos.
Meraklı gözlerden uzak bir yer bul bize.
Saul, Mike conoce el negocio.
Saul, Mike işi biliyor.
Saul, Mike me amenazó a mí.
Saul, Mike beni tehdit etti.
Siempre consulten conmigo antes de ir con un abogado externo. Está bien, Saul.
Disaridan bir avukatla anlasmadan önce mutlaka bana danisin.
Basta, por favor.
Tamam Saul.
No quiero a Walt y Jesse, Saul. Te necesito a ti.
Walt'la Jesse'yi istemiyorum Saul.
Cállate, Saul, y ve por el bolso.
Niteliksizin teki! Çeneni kapa ve çantayi getir Saul.
Tú no. A Saul le pago.
Sen karisma.
Él puede hacer el trabajo perfectamente.
Saul'a para ödüyorum ben. O da getirebilir.
Saul me contó lo que hiciste.
Saul yaptığın şeyi anlattı bana.
Saul Berkowitz, uno de sus agentes más antiguos.
Saul Berkowitz, deneyimli ajanlarından biri.
¿ Qué le ocurrió a Saul Berkowitz?
Saul Berkowitz'e ne oldu?
Castigar, Saul?
Cezalandırılmak mı?
Quieren dejar de fumar definitivamente.
Bizi saf dışı bırakmaya çalışıyorlar Saul.
Alguien lo hizo que el Comité, Saul.
Biri belgeyi Heyet'e sızdırmış Saul.
Mira, el presidente quiere que la gente puede olvidar la historia, así que... como su representante aquí,
Başkan, Amerikan halkı adına buna bir nokta koymak istiyor Saul.
¿ Has hecho rápidamente, Saul.
Gayet hızlı bir iş çıkarttın Saul.
Goodnight Saúl.
İyi geceler Saul.
Y'lo'que Saúl si quiere jugar?
Saul böyle mi yapmamızı istiyor?
Porque, Saul?
Neden Saul?
Bravo, Saul.
Tebrikler. - İyi iş.
Brody fue su operación, Saul.
Brody senin operasyonundu Saul.
No fui yo, Saul.
Ben değildim Saul.
Puedo hacerlo, Saul.
Bunu yapabilirim Saul.
Saul, él dijo que no confiáramos en Brody.
Brody'e güvenmememi söyledi, Saul.
No es como antes, Saul.
Önceki gibi değil bu, Saul.
- Saul Berenson.
- Saul Berenson.
Soy Saul Berenson.
Ben, Saul Berenson.
¿ Dónde está Saul?
Saul nerede?
Creí que Saul y Estes habían hablado con Faber.
Saul ve Estes'in Faber'a ağzının payını verdiğini sanıyordum.
Por favor, no lo hagas, Saul. Jesús.
- Lütfen çağırma, Saul.
Han desaparecido los dos, Carrie no responde a su teléfono... ¡ sí, Saul, estoy muy seguro, joder!
İkisi de kayıp Carrie telefonunu açmıyor.
Hay un ataque planeado, Saul, posiblemente inminente.
Planlanmış bir saldırı var ortada Saul, muhtemelen eli kulağında.
No estoy jugando con esto, Saul.
Oyun oynamıyorum burada Saul.
No soy tu hija, Saul.
Kızın değilim, Saul.
Métete aquí, Saul.
Bir şeyler söyle şuna, Saul.
No, Saul.
Yapma, Saul.
La oficina satélite es una cosa, Saul, pero nunca he conocido un analista que viva de este modo.
Saha ofisi onun sadece bir yönü, Saul, Ben hayatımda daha önce hiç bu şekilde yaşayan bir analist görmedim.
Saul.
Saul.
Está aquí para matar terroristas, Saul.
O teröristleri öldürmek için burada Saul.