English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Sè

translate Turkish

117 parallel translation
Yo sè, señor.
Ben biliyorum.
¡ Estaba marcado! ¡ Lo sè!
İşaretlenmişti, işaretlendiğinden eminim.
Sí, lo sè.
- Evet, biliyorum.
Sè el nombre de Jean-François, pero no el suyo.
Jean François'nın adını öğrendim ama sizinkini bilmiyorum.
Sè que no te gustan mucho las flores pero aquí planté estas rosas americanas.
Bir şeyden eminim, sen çiçekleri fazla sevmiyorsun. Ama şuraya Amerikan Güzelleri diktim.
Todavía me gustas pero yo sè cómo piensan los norteamericanos acerca de ciertas cosas.
Hâlâ hoşlanıyorum ama... Amerikalılar bazı konularda nasıldır bilirim.
He leído y sè cómo hablan ciertos soldados.
Çok yerde okudum, askerlerin konuşmalarından da biliyorum.
Porque lo conozco y sè que sabe cómo aprovechar la situación.
Neler yapabileceğini biliyorum. - Bence bunlar iyi özellikler.
Lo sè.
Onu tanıyorum.
Sè que no bebes mucho vino, pero èste es impresionante.
Sam, şarapla aranın iyi olmadığını biliyorum... ama bu şarap gerçekten mükemmel.
No lo sè. El sólo... Dijo algo.
Mutlaka bir şey demiştir.
No sè cuándo, dónde, ni cómo pero voy a matarte.
Ne zaman bilmiyorum. Nerede ya da nasıl bilmiyorum. Ama seni öldüreceğim.
Vaya, Horace, no sè què decir.
Şey Horace, ne diyeceğimi bilmiyorum.
Oh, lo sè, Sr. Holmes y para ser bastante honesto con usted me sorprendiò que haya venido el caso es tan simple como un palo de bandera y a medida que avanzo, mas simple se parece por eso le advertí a la Srta. Turner, que esta vez ni el mismo Sr. Sherlock Holmes podrà hacer milagros.
Oh biliyorum, Bay Holmes, ve size karşı dürüst olmalıyım gelmenize şaşırdım. Vaka daha fazlası olamayacak kadar yalın. Bu yüzden Bayan Turner'ı, bu sefer Sherlock Holmes bile mucize yaratamaz diye uyardım.
...... pero no entiende Sr. Holmes, yo sè que James no lo hizo lo sè y quisiera que usted comience su trabajo, conociendolò tambièn nunca permita usted dudar acerca de ese punto.
Ama anlamadı. Nasıl anlasın ki, O bir polis. Bay Holmes, Şunu biliyorum ki James bunu yapamaz.
Digalè que yo sè que èl es inocente.
Onun masum olduğunu bildiğimi ona söyleyin.
Si, lo sè.
Evet, biliyorum.
Oh, si sè todo acerca de usted y el Sr. McCarthy mi amigo Watson tomará nota de algunos hechos le prometo que no serà usado a menos de que sea absolutamentente necesario sientesè.
Oh, Evet. Siz ve McCarthy arsındaki herşeyi biliyorum. Arkadaşım Watson bazı gerçekleri not alacak.
- No sè.
Ama sen beğendin mi?
Ya te dije. No lo sè.
Söyledim ya, bilmiyorum.
Lo sè, lo sè, lo sè. No te preocupes, amor.
Evet, biliyorum, biliyorum, biliyorum.
Ya sè...
Biliyorum...
Espera, espera, yo sè...
Bekle, bekle, bekle. Şöyle yapacağız : bir ve iki...
Ahora, no podemos permitir que Tina se la pase esperando toda la noche. Si, lo sè, Terry.
- Tina'nın bütün gece beklemesini isteyemeyiz.
Tu padre se volviò, no sè... obsesivo, enfocado en si mismo... un bailarín egoista.
Baban biraz... bilmiyorum ben merkezci olmuştu... sadece kendine yoğunlaşmıştı. Bencil bir dansçı.
De bailar tus propios pasos en el Grand Prix de los Pan Pacifics. Lo sè.
Büyük Pan Pasifik Yarışması'nda kendi adımlarınla dans etmekti.
No sè...
Şey...
¡ Ya lo sè!
Biliyorum!
No lo sè, Shenzi.
Bilmiyorum Shenzi.
Pues... no sè.
Simba, ne düşünüyorsun?
Bueno, yo sè quien eres.
Artık emin değilim. Ben kim olduğunu biliyorum.
Sè lo que tengo que hacer, pero volver significa enfrentarme a mi pasado.
Yapmam gerekeni biliyorum ama dönersem geçmişimle yüzleşirim.
No sè dónde está la gracia.
Bence hiç komik değil.
- No lo sè. Ese le hizo algo a mi esposa
- Bu adam galiba karıma bir şey yaptı.
No sè que diablos sucede.
Bilmiyorum.
No sè que quieres decir.
Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum.
Lo sè, y lo aprecio
Biliyorum ve bunu takdir ediyorum.
¡ No sè hacer eso!
Bunu yapamam.
Sè jugar con un perro.
Bir köpekle nasıl oynanacağını biliyorum.
solo sè dibujar perfiles.
Sadece yandan profil çizebilirim.
Ni siquiera sè dónde está París.
Paris'in nerede olduğunu bile bilmiyorum.
Yo sè Io que significa.
Ne anlama geldiğini biliyorum.
Yo no sè nada sobre eI dinero.
Para hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
No sè si puedo contar con que Papá noel me dará un perro.
Noel Baba'ya köpek konusunda güvenebilir miyim bilmiyorum.
- NEEDLES sè Io mal que debes estar por haber perdido a Spike.
Küçük kardeşim, Spike'ın gitmesiyle ne kadar üzülmüş olabileceğini fark ettim.
No lo sè, señor, pero las mujeres siempre me dan cosas.
- Nedenini bilmem efendim.
Sì, lo sè.
- Evet, biliyorum.
Yo sè.
Biliyorum.
- Lo sè.
- Biliyorum.
Pumba, no me lo pregunto, lo sè.
Pumbaa, merak etmiyorum, biliyorum.
- ¿ Eh?
No sè dònde estoy...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]