Translate.vc / Spanish → Turkish / Sól
Sól translate Turkish
23 parallel translation
¡ Sól!
Sól!
- ¿ Y la niña, Sól?
- Peki ya çocuk? Sól?
Mutilaron al esclavo el mismo día que Sól nació.
Sól'un doğduğu gün köleyi sakatladılar.
- Isold y Sól están ilesas.
- Isold ve Sól zarar görmedi.
- Está esperando con Isold y Sól.
- Isold ve Sól'la bekliyor.
Frente a él están Isold y su hija Sól.
Onun önünde Isold ve kızı Sól var.
Lleva a Sól.
Sól'u getirin.
Salva a Sól...
Sól'u koru...
- Sí, ya está, pero yo sól- -
- Evet. Ben sadece...
No contesta el teléfono estos días, sól mesera.
Şu ara telefon ahizesini değil, garson kızları kaldırıyor.
De acuerdo, de acuerdo, okay. Sól...
Peki, tamam.
¡ Aah! Oh, yo sól...
Ben...
No, espere. Digo... si hubiera podido sól- -
Hayır, bekleyin. yani...
Sól un sorbo.
Bir yudum alın.
Sól dame otra oportunidad para hacer que esto funcione.
Bunu düzeltmem için bana bir şans daha ver.
Y como no hay nadi e más en a casa, sól o hay una expl ¡ cacón pos ¡ ble.
Evde başka biri olmadığına göre, tek bir mantıklı açıklama var.
Sól o evantas esto.
Sadece bunu alıyorsun.
Sól... Lo entiendo.
Anlayabiliyorum da.
Ellos me dijeron que, viviré en el hielo que núnca se acaba... bajo el sól de media noche...
Bana gece yarısı güneşinin altında hiç erimeyecek bir buzun... üzerinde yaşayacağımı söylediler.
Su necesidad de expandirse... construyendo estructuras que rasgan a las nubes... y obstaculizan que el sól vea a la tierra..... que vea al planeta... que vea a la gente... y la gente del sur creció gruesa y fea.
Genişlemeye olan ihtiyaçlarından. Bulutları kazımak için inşaat binaları dikmelerinden... ve Güneş'in dünyadan görünmesini... gezegenlerden görünmesini, insanlar tarafından görünmesini engellemelerinden. Ve Güney'deki insanların hasta ve çirkin olarak büyümelerinden.
Y entonces el gran sól creció encolerizado.
Ve sonra da Güneş'in öfkesinin artışından.
Si yo sól lo intenté, he tratado de ser un buen hombre y hacer mi trabajo y...
Yani, eğer sadece denediysem, iyi bir adam olmak istediysem ve işimi yaptıysam...
Pero en unas pocas horas el sól se pondrá y el Jinete cabalgará.
- Ajan Thomas... - Ş imdi de kendin doğaüstü çıktın?