Translate.vc / Spanish → Turkish / Tambièn
Tambièn translate Turkish
64 parallel translation
Y le tienes miedo, tambièn.
"Ve de korkuyorum." diyorsun yani.
Mi viejo tambièn era empresario.
Benim babam da işadamıydı.
Wiley tambièn era bueno.
Wiley de iyiydi.
Y tambièn era un hombre de color.
Ama aynı zamanda babam bir siyahtı.
Yo tambièn haré mi parte, teniente.
Bu ikimiz için de geçerli Teğmen.
Ella es la hija del Sr. Turner tambièn Australiano, quien posee toda la propiedad.
Bay Turner'ın kızı, tüm bu mülklerin sahibi gibi o da Avustralya'lı.
¿ Reclamò tambièn su inocencia?
Masumiyeti için itiraz etti mi?
Pero tambièn, ellos siempre lo hacen, ¿ no es asì?
Ama şu da var, her zaman böyle yapmazlarmı?
...... pero no entiende Sr. Holmes, yo sè que James no lo hizo lo sè y quisiera que usted comience su trabajo, conociendolò tambièn nunca permita usted dudar acerca de ese punto.
Ama anlamadı. Nasıl anlasın ki, O bir polis. Bay Holmes, Şunu biliyorum ki James bunu yapamaz.
Yo tambièn te amo.
Ben de seni seviyorum.
Tambièn le he agregado, eh, uno o dos dispositivos antipersonales,..
Ayrıca rakibi önleyici bazı aletlerde bulunuyor.
Realmente cree él que con eso va a ganar... los Pan Pacific Grand Prix? Tambièn dijo que lo que bailamos es basura.
Gerçekten bunun Pan Pasifik Büyük Ödülü'nü kazandıracağını mı düşünüyor?
Cuando haces tus pasos, Entiendo que es lo que sientes... porque tambièn yo, hago mis propios pasos.
O adımlarla dans ettiğinde, nasıl hissettiğini anlayabiliyorum çünkü ben de kendi adımlarımı yaratıyorum.
A mi tambièn... es decir, la Rumba.
Ben de bayılıyorum! Rumbaya yani.
Bueno, estoy muy contenta, tambièn.
Ben de çok mutluyum. Tabi ki mutlusun, güzelim.
Y si... si tu mamà estuviera aquí... estaría muy orgullosa, tambièn.
Ve eğer annen burada olsaydı o da gurur duyardı.
Tambièn es difìcil para mì, Fran. Difìcil?
- Bu benim için de zor, Fran.
Y a ti tambièn te va tocando uno.
Banyo yapma vaktin geldi.
Y yo tambièn.
Ben de göstereceğim.
- Y a Simba tambièn.
- İyi fikir.
Nosotros tambièn.
Harika. Biz de öyle.
Sea lo que sea, tambièn puede decirlo delante de nosotros, ¿ eh?
Hey, ne söyleyecekse, bizim önümüzde de söyleyebilir, değil mi Simba?
Yo tambièn te he echado de menos.
- Seni gerçekten özledim. Ben de seni özledim.
¿ Tambièn lo han superado ellos?
Onlar atlattı mı?
Aquì tambièn?
Burada da mı?
[br] Para ti tambièn un trago!
Sana da içki ısmarlıyorum!
Morirè tambièn!
Ben de öleceğim!
nosotros tambièn.
O mutlu olduğunda biz de mutluyuz
Yo tambièn Io espero.
Ben de umarım.
Yo tambièn le di una buena.
Onun da canına okudum.
Te quiero. - Yo tambièn te quiero.
Seni seviyorum.
Yo tambièn.
- Seni görmek de.
- Yo tambièn te quiero.
Ben de seni seviyorum.
- Dame un abrazo tambièn.
- Sen de sarılacaksın.
- Tambièn algún pedo.
- Biraz başım dönüyor.
Supongo, aunque tambièn comerciamos con joyas antiguas.
Evet, sanırım öyle. Bu arada antika ve mücevher alıp satıyoruz.
Es la primera vez que el enigmático, cerebral y sofisticado Serge Novak... deja entrever un poco de su vida. y... si me lo permiten... tambièn, de la mia.
Novak bu kitabında şimdiye kadar hiç yapmadığı bir şey yapmış ve kendinden söz etmeye başlamış ve tabii bu arada da benden de söz etmiş.
Si, y se acuerda de Darren Clemen, tambièn
Darren Clemen'ı de hatırlıyor.
No me podìa arriesgar a perder a mi marido tambièn.
Eşimi kaybetme riskini de göze alamazdım.
Y acaba muerta tambièn.
Aynı son.
Tambièn mentiò sobre el Congresista Lake.
Ayrıca Kongre Üyesi Lake hakkında da yalan söyledin.
Sabe, David y su hermana Abbey, tambièn eran màs que amigos.
Görüyorsunuz David ve kız kardeşi Abbey onlarınki de arkadaşlıktan fazlasıydı.
- Los noticieros, tambièn.
- İnternet sayfalarında da.
Hurrem salió ahora a la superficie. Y yo tambièn
Hürrem'i de aştı bu işler, beni de.
Sì, y el lavavajillas tambièn.
Evet, that's in the dishwasher too
- A ella tambièn le gusta escribir.
- O da yazmayı severdi.
- Pagas por ella tambièn?
- Sende onun iin ödeme yapıyor muydun?
Tambièn lo fuè Marìa Magdalena.
BU yüzden Mary Magdalene.
Y yo quiero que sepas que Josh y yo tambièn nos separamos.
Ve josh ve benşm ayrıldığımızı bilmeni istiyorum.
- Yo tambièn.
- Amma doydum.
Un extraterrestre, tambièn.
O da bir uzaylıydı. Ne?