Translate.vc / Spanish → Turkish / Tans
Tans translate Turkish
77 parallel translation
¡ Venga ya, un momento! ¡ Apuesto a que sois de Hollywood!
İddiaya girerim ki siz Hollywood'tansınız.
¿ Es de Texas?
Texas'tansın, ha?
- ¿ Conque eres de Souleillac?
- Demek, Souillac'tansın. - Oraya gittiniz mi?
También estudiaste conmigo.
Evet, tabi ki Kew Gardens'tansın.
Eres de Seguridad Interna, ¿ no?
Sen Ordu İstihbarat'tansın, öyle değil mi?
Yo manejaba un Tans Am negro.
Siyah Trans-Am arabam vardı.
Tú eliges a George.
George'tansın.
Tú eliges a George.
Sen George'tansın...
- Tensión : 90 / 40. Respiración : 14.
- Nistagmus, tans. 90 / 40, solunum 14.
- Eres de Nueva Orleans, ¿ verdad? - ¿ Cómo lo supiste?
- Sen New Orleans'tansın, değil mi?
- Mé tans elo por el culo. El técnico s e ganó su sueldo allí. Envió a su equipo a meter todo.
Gordon Mcleod da takımını kesinlikle çok iyi motive etmiş.
"Eres un malvado y horrible Dios"
Sen kötü ve korkunç bir tansırın! "
- ¿ Eres de Texas?
Demek Texas'tansın?
¡ Un milagro, Dios mío, un milagro!
Bir tansık Tanrım. Bir tansık!
¡ Un milagro!
Bir tansık!
¡ Un milagro, Dios mío!
Bir tansık Tanrım!
Ud. es del K-Directorate.
Sen K-Directorate'tansın değil mi?
- ¿ Qué tal los Sox?
- Demek Sox'tansın?
Es de El Convenio.
Mutabakat'tansın.
Nueva York. ¿ Dónde si no? - ¡ La Gran Manzana!
New York'tansın demek.
El invierno pasado, en Filadelfia. La trataron por congelación.
Geçen kış Philly'deki Jefferson Hastanesi'nde donma tansıyla tedavisi görmüş.
- Eres de Nueva Orleans?
- New Orleans'tansın.
- ¿ Y usted es de los latnok?
- Sen de mi Latnok'tansın?
Disculpen, ustedes son de Nueva York, ¿ cierto?
Affedersiniz. New York'tansınız değil mi?
Eres de Chulak tu mejor amigo se llama Bra'tac y eres el Primado de...
Chulak'tansın. En iyi arkadaşının adı Bra'tac, Baş Komutan olarak...
Pero tú estás en una dollhouse...
Ama Dollhouse'tansın.
Bueno, tu eres de Nueva York.
Sen New York'tansın.
Eras de la Triada.
Sen de Triad'tansın.
Eres de Penarth, ¿ no?
Penarth'tansınız sanırım.
Eres de Sanctuary, ¿ verdad?
Sığınak'tansın, değil mi?
Eres de Punjab, ¿ no?
Sen Punjab'tansın, değil mi?
Dejémoslo, Sally. Eres de Connecticut.
Sen Connecticut'tansın.
Fueron los de'Negro y fuego'. ( Mercenarios ingleses )
Black ve Tans vardı.
¿ Tú que piensas Tans que un revolcón más en el heno hará que Tucker se sienta mejor?
Sen ne dersin, Tans? Tucker kendini iyi hissetsin diye bir tane daha saralım mı?
Puedes hacerlo mejor, Tans, es todo lo que digo.
- Daha iyisini yapabilirsin, Tans.
No quiero que enloquezcas, Tans ;
Bana kızmanı istemiyorum, Tans.
Hola Tans.
Selam, Tans.
- Tans...
- Tans..
Tans, creo que las cosas se nos han ido de las manos.
Tans, işler birazcık çığırından çıktı.
Bueno, significa...
Şu demek. Tans, ben senin gibi hissetmiyorum.
Me preocupo por ti, Tans.
Sana değer veriyorum Tans.
T.K., eres de Newark.
TK, sen Newark'tansın.
No pertenezco al Black block No opongo resistencia al aresto.
Siyah Blok'tansın. Size karşı koymuyorum.
La reserva de la Real Policía Irlandesa está para restaurar el orden, ¿ verdad?
Black and Tans düzeni tekrar sağlamak için oradalar, değil mi?
Siempre me has apoyado, Tans.
Her zaman arkamı kolladın, Tansy.
Tans, tengo que cancelar los planes de cena de esta noche.
Biz de deli gibi bastırıyoruz. Tans, akşam yemeğini iptal etmek zorundayım.
¿ Podría darme otra oportunidad?
Bana bir ţans daha verin lütfen.
Te presento a mi prometida, Sapphire Stagg.
Nişanlımla tanş, Sapphire Stagg.
¡ Y los Deimon Devil Bats son los campeones de la competición de Navidad!
Sen Misaki Wolves tansın?
Y unos cigarrillos Red Apple Tans.
Ve biraz da Kırmızı Elma Şerbeti alın.
Conocí a un hombre que me dijo que... venía del futuro
Biriyle tanşıtım Bana dedi ki.. gelecekten geldim ben